yeni
popüler
    sorular içinde ara
    yeni soru sor
    son sorular
    son cevaplar
    kategoriler
    • süslü
    • moda alışveriş
    • kuaför & güzellik merkezi
    • sağlık
    • spor
    • gönül işleri
    • aile arkadaş ilişkileri
    • cinsellik
    • eğitim & kariyer
    • seyahat
    • pet
    • sanat
    • bürokrasi
    • diğer
    girdi yaz
    medya ekle
    • linki kopyala
    • şikayet et
    • girdiler (1)
    • medya (0)

    1. 2001 yapımı, yönetmenliğini abre los ojos'tan tanıdığımız Alejandro Amenábar'ın yaptığı başrolünde nicole Kidman'ın olduğu gerilim türünün en iyi örneklerinden biri olan film.

    Bence herkesin izlemesi gereken muhteşem bir gerilim filmi olduğunu düşünüyorum.

    -----spoiler-----

    Film Grace'in çığlığıyla başlıyor. Açıkçası hiç beklemiyordum biraz irkilmiş olabilirim. Filmin introsu bir hikaye anlatıyor bence dikkatli izlenilmesinde fayda var. Dünyanın oluşumuyla başlıyor. Milyonlarca yıl önce bitkiler,hayvanlar,dünya yoktu sadece Tanrı vardı. Sonraki çizimlerde bir yaşlı kadın ve 2 çocuk görüyoruz ve bir karaltı. Melek kanatları olan bir oyuncak kukla tutuyor eliyle. Ve malikanenin çizim görüntüsüyle bitiyor intro.

    Grace'in filmin başındaki kapıları kilitleme ve bir kapıyı kapatmadan diğerini açmama konusundaki takıntısının daha sonra önem arz edeceğini düşünüyorum. Bu arada Grace posta kutusunda ev için gazeteye verdiği ilanın alınmadığını görüyor ve bu konuyu dadıya-bertha- sorduğunda bu evde daha önce çalıştıklarını ve tabiri caizse o günlerin en mutlu günleri olduğunu söylüyor. Burda biraz şüphelendim o aileden açıkçası. Grace çocukların-Anne ve Nicholas- güneşe karşı ciddi bir alerjileri olduğunu ve bu yüzden çocukları odalarından çıktıktan sonra perdeleri ve panjurları kapattığını söylüyor. İlerleyen sahnelerde Grace bir ağlama sesi duyuyor ama sesin çocuklarından gelmediğini fark ediyor. Anne'e sorduğunda ağlayanın Victor olduğunu ve babasıyla birlikte evde olduğunu söylüyor. Sonrasında Grace bir kapının aralık olduğunu fark ediyor.

    Gece yaşanan krizde görüyoruz ki Grace kendi odasının kapısını kapatmadan çocuklarının odasının kapısını açıyor. Yani gerçekten ışığa karşı olan bir takıntı. Anne, Nicolas'a hayaletin tanımını yaparken hayaletler beyaz çarşaflarla gezip ve zincir taşırlar diyordu. Sonra Grace'in ses gelen odaya girdikten sonra çarşaflarla kapatılmış bir oda dolusu eşya ile karşılaşılması güzel bir detaydı.

    Grace ölülerin fotoğraflarının olduğu albüme bakarken " böyle batıl inançlara nasıl inanabilmişler" diye soruyor dadıya. Bertha da "sevdiği birini kaybetmek insana garip şeyler yaptırabilir" diyerek sizde eşinizi kaybettiğiniz bu davranışlarınız belki ondandır diyerek selam çakıyor sanki. Bertha ve Grace şöminenin başında otururken arkada bir fon müziği var. Piano ve keman. O sahneyi izlerken bu evde piyano çalınması çok ürkütücü diye düşünüyordum ki sonraki sahnede evin içinden piyano sesleri gelmeye başladı. Ritimle beraber geriliminde yükselmesi ve kapının açıldığı anda sesin kesilmesi güzel detaylardı. Grace'in o sahneden sonra artık şeytani varlıklara inanması, kendi inancını sorgulamasına neden oldu. Çünkü inandığı dine göre böyle şeyler olmazdı. Şu an yaşadığı şeyi açıklayamıyordu.

    Ve sonra anlaşılıyor ki Grace'in en başta hizmetçiler hakkında tuhaf hissetmesinin altı boş değilmiş. Grace'nin Charles'ı sisler içinde bulması, evde resmen odasından hiç çıkmayıp yemek yememesi bana sanki Charles aslında bir ölüymüş de hayaleti gelmiş gibi hissettirdi. Evdeki bütün perdeler yok olduğunda hizmetçilerin verdiği sakin tepkiler çok sinir bozucuydu bence.

    Her şey açığa çıktıktan sonra yani aslında hizmetçiler ölü olduğu anlaşıldıktan sonra mistik güçleri olan bir kadını görüyoruz. Kadın çocuklarla konuşuyor ve aslında Grace'in çocuklarını yastıkla boğarak kendini de vurarak öldürmüş olduğunu öğreniyoruz. Yani zaten ölülermiş. Ölü olan çocuk victor değil anne ve nicholas'mış. Yani tam tersi Victor anne ve nicholas'ı görüyormuş geceleri ya da hissediyormuş. Charles'ın da Grace'e "o gece ne oldu" diye sorduğu gece yaşanmış muhtemelen. Bu arada Charles'ın hala hayalet olup olmadığını kesin olarak ayırt edemedim. Ya Charles da öldü ve hayalet olarak ailesini ziyaret etti ya da gerçekten yaşıyordu ve eve geldi. Olayları öğrendi ve o bunalımlı hali o yüzdendi. Emin olamadım.

    Duvaklı yaşlı kadın sahnesini ben şöyle açıklıyorum. Küçük kız annesinin delirmiş olduğunu söylüyordu. Belki de ölmeden önce gerçekten Grace'in psikolojik bir rahatsızlığı vardı. Ve o içtiği haplar o yüzdendi. Kendisi migren için olduğunu söylüyor ama bilemedim. Belki haplar halüsinasyon görmesine neden oluyordu. Hatta filmde duvaklı sahne acaba o hapları içmeyi reddettiği sahneden sonra mı diye tekrar baktım ama değilmiş. Teorimi çürüttü.

    Filmin adında bile bir plot twist var. The others derken aklımıza hep ruhani varlıklar gelir. ama filmde bence the others diye bahsedilen yaşayanlar. Film boyunca hep Grace ve ailesi o evin sahibiymiş ve ölüler onları rahatsız etmeye çalışıyormuş gibi izledik filmi. ama sonunda aslında bir anlamda bunun doğru olduğunu çünkü onların ölü olduğunu ve evet ölülerin evin gerçek sahipleri, yaşayanların geçici misafir olduğunu anlıyoruz.

    ve bence inanılmaz etkileyici bir sahne charles rolündeki Christopher Eccleston'ın ağlamasıydı.

    İlk seferden sonra her şeyi biliyor olmanın verdiği hisle izlemek çok farklı hissettiriyor.

    -----spoiler-----

    6 kasım 2020 13:52