the revenant

1. yönetmenliğini Alejandro González Iñárritu'nun üstlendiği başrollerinde leonardo di caprio ve tom hardy'nin yer aldığı 2015 yapımı macera filmi.

Michael Punke'ın kaleme aldığı The Revenant: A Novel Of Revenge kitabından beyazperdeye uyarlanacak olan öykü, kürkleri için hayvanlar avlayan bir kuruluş için çalışan Hugh Glass (di caprio) adındaki bir tuzakçının, bir boz ayı tarafından ölümcül bir biçimde yaralandıktan sonra, kendi ekibi tarafından ölüme terk edilmesini anlatıyor. Nitekim Glass'ın yaraları bir süre sonra iyileşecek ve hem kendisini ortada bırakan ekibinden hem de hayvan kürkü için katliam yapanlardan intikam almaya çalışacaktır.

filmle ilgili bir kaç ayrıntı:

- film 1823 Amerika'sında geçmektedir.

- tom hardy başta bu filmin senaryosunu okumak istemedi. hardy, Splinter Cell filminde bir askeri canlandırmak istiyordu ancak di caprio ona senaryoyu okuması ve kabul etmesi için yalvarmış.

- leonardo di caprio aslında bu yıl ki steve jobs filminde rol alacaktı ancak bu film için oradaki rolü reddetti. rol michael fassbender'a verildi ancak steve jobs her ne kadar ödüllere aday gösterilse de gişede büyük hayal kırıklığı yarattı.

-filmin fragmanı 36 saat içinde 7 milyon izlenme aldı.

- film gerçek bir olayı anlatmaktadır.

- 2 saat 36 dakika sürecek olan film Alejandro González Iñárritu'nun en uzun filmi.

- film daha hiçbir yerde gösterime girmemiş iken golden globe ödüllerine 4 dalda aday gösterildi.

- fransızca bir kelime olan revenant "dönüş" anlamına gelmektedir ancak film diriliş adıyla ülkemizde vizyona girecektir.

- 8 ocakta hateful eight ile beraber amerika'da vizyona girecektir. türkiye'de ise vizyona tarihi 22 ocaktır.

ukte sahibi (yazar: femme )

2. Tek kelimeyle : wwooouuv! diyebileceğim bir film.

çok etkileyici,duygusal,şaşırtıcı,heyecanlı... uzuyor gidiyor.

dayanamayıp internetten izledim.

adamların o kadar emeğine löp diye konup, korsancılık yaptım bir nevi.

Vicdan azabı çekiyorum,vizyona girince sinemaya gidip tekrar izliyicem.

3. bugün ülkemizde vizyona giren ve kesinlikle sinemada izlenmesi gereken bir film. öğlen seansına yer bulamadığım için akşam seansına girmek zorunda kaldım ve o bile dopdoluydu. bu doluluğun tek nedeni ise elbetteki leonardo dicaprio.

öncelikle film leonardo di caprio'nun da yönetmen alejandro gonzález iñárritu'nun da en iyi filmi değil, daha iyi filmleri var ödül alması gereken. ancak bu yıl o kadar berbat, sırf oscar için filmler vizyona girdi ki bu filmle gözüm bayram etti. bu filmi inarrittu gibi oscar almış bir yönetmen sırf leo oscar alsın diye çekmez. filmin konusu uzun zamandır hazırmış, leo sadece teklifi kabul edip hemen çekilmesini istemiş.(gizlinot: adam zaten en son 2013'de bi filmde rol aldı.)

film diğer inarritu filmleri gibi çok uzun ve her sahnede bir olay yok ancak filmin görüntü yönetmenliği o kadar iyi iş çıkarmış ki hiç sıkmadı dahası sırf o görüntüler için sinemada izlenir.

izlerken zaman zaman olayları çok abartı buldum sonra bunun gerçek bir hikaye olduğunu hatırlayınca bir kez daha hayran kaldım.

sinematik açıdan filmin tekniği, oyunculuklar ve sahne kurgusu üst düzeyde. çok fazla diyalog barındıran bir film değil ancak olan diyaloglarda gerçekten etkileyici.

oyunculuklara gelecek olursak; az diyaloglu bir filmde herkes sadece mimikleri ve gözleriyle karakterlerini seyirciye tanıtabildi, beğenmediğim hiçbir oyunculuk olmadı. ama değinilmesi gereken iki kişi var.

öncelikle tom hardy, sen harika bir şeysin. gönül ister ki yardımcı erkek oyuncu dalında o oscarı al ve git. bir oyuncu için kariyerinde bu film ve canlandırdığı karakter çok önemli bir basamaktı ve az kalsın sen bu fırsatı tepiyordun.

ve leonardo dicaprio, oscarla iyi oyuncu olunmadığının kanıtısın. bana göre oyunculuk binbir şekle girmek, 100 kilo alıp vermek değildir, canlandırdığın karakteri seyirciye gerçekmişcesine geçirmektir. az diyalogla, mimiklerini dahi kullanmadan sadece gözlerinle bile o karakterin hissettiklerini aktarabildin ya. film boyunca asla bu karakteri şu da oynayabilirmiş dedirtmedin.

mesele rol için değişmekse bu filmi çekmek için katlandığın zorluklar, yaşadığın fiziksel değişim de ortada. bu filmi sinemada liseli öğrenciler, evli çiftler ve 55 yaşındaki bir teyzeyle beraber izledik ve o teyzeye bile helal olsun dedirtip bu kadar insanı bu filme toplamış kişisin, oscar falan hikaye artık.

muhteşem görüntüler eşliğinde tom hardy ve leonardo di caprio'nun karşılıklı oyunculuklarını sergilemesiyle beğenimi kazanmış bir film. ikisini aynı sahnede izlemek büyük keyifti.

özellikle buna benzer konularda pek bir film çekilmediğinden ve çekilenlerin kalitesi de ortadayken konusu dolayısıyla da film önemli hale geliyor.

çok büyük beklentilerle izlenmeyecekse sinemada izlenmesini tavsiye ederim ancak süresi dolayısıyla sıkılacağını düşünenler için internette yüksek kaliteli hali de mevcutmuş.

"Fırtınada bir ağacın dallarına bakarsan o ağacın düşeceğine yemin edebilirsin. Ama gövdesine bakarsan ne kadar sağlam durduğunu görürsün.”.

4. dün izleme şansım oldu,unutulmaz bir film izledim diyebilirim.vahşet,ölüm,insanın doğa karşısındaki yetersizliği ve yaşama içgüdüsü fotografik sahnelerle birleştirilmiş.kült bir film çıkmış ortaya.

ama altımı üstüme getirdi,bi de inceptionda böyle olmuştum ben,öyle ki arabayı çarptım filmden sonra (gbkz: swh) neyse ki çok hafif bisiydi.

eminim yine uzun süre etkisinde kalacağım, birde belirtmekte fayda var,film gerçek bir hikayeden alıntı. ayrıca seni sinsi çakal (bkz: tom hardy) o ne aksan,ne oyunculuk,o ne yetenek!

ayı sahnesine diyecek sözüm yok,imkan olursa imaxda izleyin.