trt 2

1. trt belgesel kanalından sonra en çok izlediğim kanal(lar) arasında yer alıyor kendisi. Özellikle son zamanlarda kültür sanat adına yaptığı yayınlar damakta hoş tatlar bırakıyor. Gerek müzik gerekse film kalitesi olarak baktığımızda kolay kolay ekranlarda görmeye alışık olmadığımız yayın akışı akıyor trt 2 ekranlarında. Üstelik son birkaçtır izlediğim filmler, şu an ki trt çizgisinin de üzerinde bir seyir izliyor. Kaliteli şeyler de varmış dediğimiz bir başlık olsun istedim naçizane.

2. filmler başlamadan önce girdikleri ''duymanın ahengine, görmenin zarafetine, anlamanın gücüne, geçmişin hatrına, farkına varmaya hazırsanız'' cümleli açılış jeneriğine, mehmet açar'ına ve alin taşçıyan'ına (gizlinot: capharnaum,kramer vs. kramer, autumn sonata filmlerindeki yanlı yorumlarına katılmasam da) bayıldığım kanal. attila marcel ile başladı sevdamız. a perfect day, le havre, the iron lady ile devam etti, hala da devam ediyor. iyi ki geri dönmüş, çok kaliteli bir kanal. içeriklerin başlangıç saatleri konusunda çok dakiktirler ve filmin ortasında bir kere verilen üç dakikalık ihtiyaç molası haricinde ara-reklam vermezler. oynatılan filmler zamanla kendini tekrar edip birkaç hafta arayla yayınlansa da, zaman zaman sürpriz yapıp değişik güzel filmler yayınlarlar.

3. 'Ev hayat dolu' sloganıyla yayın akışı programını düzenleyen TRT 2, Mayıs ayı boyunca orjinal dilde çok güzel filmler yayınlayacakmış. Her akşam 21.30 da. 

4. film duyurusu afişlerini düzenleyen kişilerin amatör olduğunu ya da hatalı bilgilendirildiklerini düşündüğüm kanal. bu ilk vukuatları değil gerçi. bir iki ay önce as i lay dying filmini yayınlayacaklardı, hatta youtube'da james franco'nun başrolünde olduğu film diye duyurdular. yayınladıkları film 2018 iran yapımı bir film çıktı. hadi hatadır, bir kere olur. bu akşam yayınlayacakları film bu afişte 2017 yapımı bir rom-com olarak (link: https://i1.wp.com/sanat-magazin.com/wp-content/uploads/2020/05/TRT-2.jpg?resize=543%2C600 gözüküyor). afişte görününce bu kadar kötü afişli bir b filmini niye yayınlıyorlar diye yadırgamıştım ama rom-com olduğu için memnundum, kafamı dağıtırım diyordum. gerçekte yayınlayacakları filmse (link: https://www.sinemalar.com/film/252927/wajib wajib) adlı filistin-fransa yapımı bağımsız bir film. hiç mi araştırmıyorsunuz hangi filmin yayınlanacağını, aynı isimdeki başka filmi koyuyorsunuz.

5. dün gece yayınladıkları ''green book'' filmini sansürlemiş kanal. don shirley karakterinin eşcinsel olduğunu öğreneceğimiz sahneyi komple uçurmuşlar. filmi ilk kez izlemiştim ve bu bilgiye sahip değildim. birden karakterin gözündeki morluğu ve onu kapatmaya çalışmasını görünce anlamlandıramadım, kafam başka yere gitti de sahneyi kaçırdım diye kendimde suç aradım, morluk herhalde bardaki kavgada oldu diye düşündüm ama sansür aklımın ucundan geçmemişti. komple tüm sahne uçurulur mu, filmin akışını baltalayacak bir sansür yapacaksanız neden filmi yayınlıyorsunuz ki? böyle film mi izlenir. of... (gizlinot: televizyondan film izlemeyi seviyorum, eski kafalıyım ama bundan sonra kafamda hep soru işareti oluşacak. filmi bir kere daha, ''sansürsüz'' izlemek farz oldu.)

6. izlememeyi tercih ettiğim kanal. türkiyede sanata en büyük darbeyi vurmuş hükümetimizin "bakın sanata önem veriyoruz" yalanına alet ettikleri girişimleridir. Hali hazırda olan kanalı kapatıp, imaj(!) yenileyip yeniden yayına açtılar. Zaten TRT'nin iktidarı alanın atını koşturduğu çayır olduğunu düşünürsek durum şaşırtıcı değil.

Her ne kadar film seçkisi iyiymiş gibi dursa da kendi zihniyetleri uyarınca filmleri kesip biçen, korkunç sansürlere maruz brakan, sanattan ve estetikten asla anlamayan bir reji ekibi olduğu için yönetmenin kafasına kanal amblemi koyarak afiş hazırlayan, green book filmindeki eşcinsel olduğu için bir polis şiddetine maruz kalan karakterin sahnelerini kesen böylece bizleri eşcinsel olmaktan koruyan, ayrıca bu hareketle polislerimize zeval getirmeyen, cinsellik içerek diyalogları korkunç çevirilerle yayınlayarak bizi cinsellikten uzak tutan tüm bu kontrolcü el ile bağımsız(!) filmler yayınladığına inanmamazı bekleyen bir kanaldır.

Türk filmi vereceği zaman ise mütemadiyen kendisinin desteklediği, film destekleriyle hibelerini doldurdukları yönetmenleri veya suya sabuna dokunmayıcıları tercih etmeleri ile türk sinemasına olan desteklerini de gözler önüne sermişler.

Benzer seçkide film izlemek isteyenlere Mubi'yi, içeriği muhteşem olmasa da Blu TV'yi önerebilirim.

Hülya Koçyiğit, Fuat Güner gibi iktidar sevdalılarına program yaptıran, yıkmakla her gün övündükleri Emek Sinemasının yerine açtıkları sanat merkezi görünümlü avm grand pera'dan yayınlar yapan, program sunucuları veya konukları genelde belli bir çizgiden olan kanal.

İktidarın sanat konusundaki sözde çabaları bana asla samimi gelmedi, gelmeyecek. Hatta sanatın ne denli değersizleştirmeye çalıştığını -yalnızca bu iktidar değil, ülkemizdeki tüm iktidarlar açısında- görmek isteyenler tuluhan tekelioğlu'nun üvey evlat belgeselini izleyebilir, kitabını okuyabilir.

7. (link: https://www.aa.com.tr/tr/kultur-sanat/trt-2-kasim-ayinda-her-aksam-farkli-bir-filmi-ekrana-getirecek/2025872 kasım ayında yayınlanacak olan filmlerin listesi.)

yine yeni yeniden aynı filmler var. (gizlinot: geçen sene ne güzel filmler yayınlıyorlardı, artık hep aynı filmleri döndüre döndüre yayınlıyorlar. hadi message in bottle'ı ocak ayında yayınlamışlardı mesela ona tamam. murtaza, beyaz diş, uyanışlar falan her ay yayınlanıyor resmen. yeter.) tek dikkatimi çeken 7 kasım cumartesi akşamı 21.30'da yayınlanacak olan ''no date, no signature'' oldu. televizyonda ilk kez yayınlanacakmış, iran yapımı (gizlinot: şaşırdık mı :p iran sinemasına bir garezim yok, sevdiğim örnekleri var ama trt 2'nin arşivinin büyük bölümü iran filmlerinden oluşuyor ve bu bir müddet sonra sıkıyor.) bir dram filmiymiş ve olumlu eleştiriler almış.

8. nisan ayında yayınlayacakları filmlerin (link: https://www.aa.com.tr/tr/kultur-sanat/trt-2-nisan-ayinda-her-aksam-farkli-bir-filmi-ekrana-getirecek/2193614 liste)sini yayınlamış olan kanal, sonunda farklı filmlere yer vermişler. listede iki Alfred Hitchcock filmi görünüyor, 1956 yapımı ''The Man Who Knew Too Much'' (5 nisan saat 21:00'de) ve 1935 yapımı ''The 39 Steps'' (26 nisan saat 21:00'de). ''fargo'' (10 nisan saat 21:30'da) ve ''interstellar'' (24 nisan saat 21:30'da) trt 2'de ilk kez yayınlanacak olan diğer filmler, saatlerine bakılırsa film önü ve film arkası da olacak. üç geceyi ''Hatfields & McCoys'' ile kapatmaları kötü olmuş ama bu ay iyi filmler var, listeye bir göz atın derim.

edit: fargo'nun sonuna, showalter'ın küfrettiği sahnelerde sessizlik (bip) arasında kelime duyduk resmen. showalter'ın sevişirken basıldığı sahne ve dayak yediği sahne de (1:06:44 - 1:07:35 arası) makaslanmış.

9. Geçen akşam berlin filarmoni orkestrasinin konserini yayınlayıp beni benden alan kanaldir. O yagmurda, o yeşilliğin içinde, çocuklarıyla medeni bir şekilde konseri izleyen sanslilari gordukce tek aktivite olarak avmlere mahkum edilmiş halkimizi düşünüp agladim resmen.

10. mayıs ayında yayınlayacakları filmlerin (link: https://www.trthaber.com/trtden-haberler/trt-2den-mayis-ayinda-her-aksam-farkli-film-305.html listesini) yayınlamış olan kanal. ilgimi çeken ve kanalda ilk kez yayınlanacak filmleri yazmak istiyorum. 3 mayıs'ta hitchcock'tan ''secret agent (gizli ajan)'',

9 mayıs'ta ''rain man (yağmur adam)'',

10 mayıs'ta ''the father (baba)'' isimli bir film görünüyor ancak hopkins'in filmi olduğunu sanmıyorum. (gizlinot: oscar gecesi reklam aralarında bir film kanala reklam vermişti ancak salonlar açılırsa vizyona sokacaklardır. bir de bültende tv'de ilk kez yazmıyor.) aynı isimde 1996 yapımı bir iran filmi var, muhtemelen yayınlanacak olan film budur. (burayı güncelleyeceğim.)

15 mayıs'ta geçtiğimiz ay ''interstellar'' filmini yayınladıkları nolan'ın 2. dünya savaşı filmi ''dunkirk'',

19 mayıs'ta yine (gizlinot: daha önce The Free State of Jones, the sea of trees, gold ve interstellar filmlerini yayınlamışlardı. film önü'nde ismi pas geçiliyor bu yüzden.) bir matthew mcconaughey filmi olan ''we are marshall (zafer bizimdir)'',

28 mayıs'ta kanalda daha önce ''midnight in paris'' filmini izlediğimiz ve filmlerini çok sevdiğim woody allen'dan ''sweet and lowdown (tatlı ve kirli)'',

29 mayıs'ta kanalda daha önce ''taxi driver'' filmini izlediğimiz scorsese'nin ve robert de niro'nun raging bull (kızgın boğa) filmlerini yayınlayacaklarmış. film listelerini genişletmeleri ve farklı yönetmenlerin filmlerine yer vermeleri sevindirici, takip etmenizi öneririm.