1.
Yabancılarda bıraktığı fonetik algıdan söz ediyorum. Kuş cıvıltısı diyenler çoğunlukta.
(link: https://youtu.be/2vjoTLUrepk Sosyal deney - yabancılar türkçeyi nasıl duyar)
Eğer türkçenin kulağa nasıl geldiğini merak ediyorsanız, türkçenin kurallarına göre oluşturulmuş anlamsız metin (link: http://www.afilifilintalar.com/zolktur-surderci Burada)
Ben de rusçaya benzetiyorum nedense.. rusça da bilmiyorum ama.. odaklanınca türkçeyi anlamıyorum ve o zaman fransızca-rusça karışımı gibi geliyor..
Edit: ben verdiğim linkteki metni okuyunca orta asya dillerine benzettim, rusçaya sadece kendim dışardan duyduğum ve anlamadığım zaman, türkçe olduğunu sonradan öğrendiğimde benzetiyorum. Size de olmuyor mu? Ben türkçeyi bazen hiç anlamıyorum. Nörolojik de olabilir bilemiyorum tabi ama ilginç.
26 kasım 2017 12:23
30 kasım 2017 13:42
2.
Tayvanlı arkadaşlarım sürekli şarkı söylüyoruz gibi algıladıklarını söylemişlerdi.
3.
Erkek arkadaşım ilk başta çok kaba ve sert bulduğunu söylemişti. özellikle -yorum eki yüzünden sürekli yuvarlak konuştuğumuzu söyledi. daha sonraları ise aslında fonetik olarak hoş geldiğini , rusça arapça fransızca karışımı ama rusça kadar sert değil, arapça kadar boğazdan değil sanki bunların birleşimi dedi .keşke ben de dilimize bir yabancı gibi bakabilseydim.
4.
bunu test etmek yurtdışındaki en büyük eğlencelerimden. türkçeye dış gözle bakmanın en güzel yöntemi yabancılara konuşmayı taklit ettirmek oluyor. kelimesi kelimesine tekrar ettirerek değil ama şöyle; duraksamadan bir süre türkçe konuşuyorum, sonra taklit etmesini istiyorum karşımdakinden. arada tuhafına giden sesleri kapmış oluyor. şimdiye kadar en çok çinceye ve rusçaya benzeten oldu.
5.
bir yabancının bakış açısıyla bakmaya çalıştığım zamanlarda, bana italyanca ve japonca melezi gibi geliyor. yurtdışına çıktığım zaman erasmus için, oradaki arkadaşlarımın da fikirlerini alacağım.
6.
kız arkadaşımla bu konuyu çok konuştuk, yanındayken sürekli türkçe konuşmamı isterdi hoşuna gittiği için :d öğrenmeye de çalışıyor gerçi, ancak dili pek dönmüyor ne yazık ki. kendisine türkçenin kulağına nasıl geldiğini sorduğumda çok fazla "ch" ve "k" sesi olduğunu söylüyordu, "chakachika" gibi yani :d hangi dile benzettiğini sorduğumda da macarcaya ve rumenceye benzettiğini söylüyordu. türkçeyi seviyor ama bir o kadar da zor buluyor :d
26 kasım 2017 23:17
26 kasım 2017 23:24
7.
Aaaaa ü,ö harflerini niye komik buluyorlar, aksine türkçe'nin en sevdiğim detayları resmen :(
8.
İstanbul ağzı Japoncaya (bence) çok benzemektedir. Açıklayayım.
1. Hece vuruşları:
Türkçe "syllable timed" bir dil, yanı her hece eşit vuruş süresine sahip (bazı arapça sözcükler hariç). Yabanci bir arkadaşım Türkçeyi makineli tüfek sesine benzetmişti mesela. Hem bu durumdan hem de ç ve k'leri çok kullanıyor olmamızdan herhalde. ingilizce ise tam tersine "stress timed." Yani hecelerin süreleri eşit değil. Biz "yalnız" derken "yal" ve "niz" hecelerini eşit sürelerle söylerken İnglişler "alone"u "a - looon" diye okuyor. Japonca "n" harfini ayrı bir hece olarak tanıyıp çıkıntılık yaptığı için kendisine ayrı bir izokronik grup açılmış, ama temelde türkçe gibi her heceye eşit süre tanınıyor aslında. O yüzden ikisinin fonetiği birçok insana benzer geliyor.
2. Sesler: İki dil de aşağı yukarı aynı sesleri kullanıyor. Japonca'da r'nin okunuşu farklı; bir de v ve l seslerini çıkaramıyorlar. Bu durum özellikle Türklerin işine yarıyor, çünkü japoncadaki her ses bizim dil hafızamızda zaten mevcut. Halbuki ingilizce öğrenirken "th"yi öğrenmek türkleri zorluyor. Hem "thin" hem de "though"daki "th" sesleri arapçada var mesela, ama türklerin bu sesleri öğrenmesi gerekiyor. Aynı şekilde fransızcada da "nom (isim)", "entendre (duymak)" kelimelerindeki nazal sesler bizim güzide Türkçemizde yok. Halbuki Japonca öyle mi, canım benim. Japonca hocam da söylerdi zaten hep, Türkler japonca aksanı en çabuk ve en iyi kotaran milletmiş.
Bunların dışında üstteki bir süslünün de dediği gibi Almanlar türkçedeki ü'yü çok ilginç buluyor. Bana "üzülüyorum" dedirtip gülüyorlardı. Kendilerinde de ü var ama bizimkinden az daha farklı. Beni telefonda annemle konuşurken duyan amerikalılar da fransızca konuştuğumu sandı (ben biraz nazal konuştuğumdan da olabilir tabii). İspanyolcaya benzeten de çok duydum.
17 ağustos 2019 21:59
18 ağustos 2019 00:25
9.
altta bir süslünün paylaştığı türkçe kurallarına göre oluşturulmuş anlamsız metni okuyunca azerice tepkisi verdim. anlamsız ama cidden türkçe bir metin. oldukça başarılı.
daha okuduğum gibi korece ve japonca'ya o kadar benzettim ki. korece ve japoncayı ben nasıl duyuyorsam türkçe'yi de aynı öyle duydum ve algıladım. tam anlamıyla orta asya kökenli dil olmanın hakkını veriyor. fransızca arapça farsça etkisi altında kalmış olmasına rağmen baskın özelliklerini kaybetmemiş aksine çeşitlenmiş onlardan da faydalanmış bir dil.
türkçe aşkım depreşti. iyi ki bu dil benim ana dilim. bu dili bilmekten öte gönülde hissedebilmek çok başka bir duygu.
17 ağustos 2019 22:32
17 ağustos 2019 22:35
10.
dilimizin nasıl duyulduğunu meksikalı, kolombiyalı ve brezilyalı arkadaşlarıma sorduğumda "arapça gibi" cevabını almıştım. sonra arap birini buldum ve dedim ki konuş arap. dinlediler ve benzemediğini söylediler. ortak yanları dilleri, güney amerikada yaşamaları (bize uzak) ve türkiye hakkında 'orta doğu ülkesi' dışında bir bilgileri olmamasıydı. bu yüzden arapça gibidir diye düşünüyorlardı bence. diğer milletten olanlarsa ispanyolca ve fransızca arası bir dil olarak tanımlamışlardı ama hangi dil olduğunu asla kestiremiyorlardı. bazı sözcükleri anlamak için çabalıyorlardı ama yook:( özellikle de o esnalarda türkçe konuşmaktan resmen zevk alıyordum.