2.
bugüne özel olmasa da bugüne de sebep olan mutsuzluğumu şunlar oluşturmakta:
birkaç gün önce (gizlinot: tam 6 gün önce) sevgilimden ayrılmış olmam... 3 günün sonunda bir ses vermesi gerekiyordu, vermedi. herkesin arar demesine rağmen aramaması...
ayrıldığım sevgilimin -her ne kadar şiddetle reddetse de- 1,5 sene önce ayrıldığı eski sevgilisine aşık olduğu gerçeği... sevmiyorsun madem aşk mektuplarını bulunca niye gözlerin doluyor? niye ilham kaynağı hatun olan aşk şiirleri yazılıyor bir de editörüm diye benim yorumum soruluyor? neden?
benim de 10 ay önce ayrıldığım, evlilikten döndüğüm ve şu an fena halde kanka muhabbetine daldığım eski müstakbel kocamı hala unutamamış olmam...
müstakbel eski kocamın başka bir kıza deli gibi aşık olması ve hatun buna kazık attıkça benim kollarımda ağlaması, benim teselli çabalarım...
kimsenin en büyük aşkı olmamak, olmayacak olmak, sevilmemek...
işsizlik... işimde iyiyim, zekiyim filan derken bi türlü iş bulamamak... en son iyi geçen iş görüşmemin (gizlinot: türkiye'nin en büyük ve meşhur firmalarından birinde çok iyi bir pozisyon için üstelik) sonunda verilen ödevi (gizlinot: sektör çok taze olduğundan bir deneme istediler, göndersem alacam işi) bugün teslim etmem gerektiği ancak bir türlü odaklanamadığım için daha nokta bile koymamış olmam... millete işim var çalışıyorum diyip diyip romantik komedi izleyip ağlamam...
paramın iyice suyunu çekmesi ve kredi kartı ekstrelerimin de bana öpücük göndermesi...
depresyondan hallice deli gibi kilo almam. tam da kilo 10 vericem, yeni yıla fıstık gibi giricem derken 1 haftada 3 kilo filan almam. cips, kola, börek, bira ve şekerlemeyle günlerimi geçirmem... kendimi asla durduramamam... ağladıkça yemem, yedikçe ağlamam... zaten şişmandım top gibi yuvarlanıyorum şimdi.
şu son zamanlardaki depresyonumun bu olan bitenden mi yoksa çocukluğumdan beri mustaribi olduğum bipolar bozukluktan mı kaynaklandığını bilememem... bunu düşündükçe daha da depresifleşmem. aylardır ne bir kriz ne bir intihar düşüncesi varken ve ben nihayet tedaviyi bırakmışken bir anda bu haleti ruhiyyeler beynimi bulandırmakta. dün sabahki panik atak krizim de uyarı gibiydi biraz. akıl hastanelerine geri dönmek istemiyorum.
ayrıca bu sabaha özgü olmakla birlikte, dün gece kardeşimin sabah şööööyle güzel bir kahvaltı yaparız, sıcak ekmek, sucuklu yumurta filan diyip de hala uyanmamış olması... sabah 8'den beri hatun kalksın da kahvaltı yapalım diye bekliyorum, ölecem açlıktan ve bu beni çok mutsuz ediyor şu an, evet.
içinizi yeterince kararttıysam ne mutlu bana. önümüzdeki depresyonlarda görüşmek üzere...
edit: (gbkz: süslü sözlük dertleşecek insan veritabanı)nda adı geçen dostlar müsait olduklarında biraz teselli etseler ne şahane olur ama... ben çekinirim öyle gel benle dertleş diyemem kimseye. derdimi anlattım ben artık derman olması sizde, hadi bakiyim...
2 aralık 2015 13:05
2 aralık 2015 16:27