2.
her sabah uyanır uyanmaz, bıkmadan, yılmadan bulunması elzem olandır.
her gün, yeni bir gündür. belki hep aynı şeyleri yapıyor gibi görünebiliriz ama yapmıyoruz. yeni bir sabaha uyandığımız her gün, hayata farklı değerler katıyoruz, öğreniyoruz, gelişiyoruz, olgunlaşıyoruz. farkında olmadan ya da bilinçli olarak çevremizdeki insanların hayatına dokunabiliyoruz. bazen biz onlardan ilham alıyoruz, bazen de ilham veren taraf oluyoruz. nefes aldığımız yaşam bizim. koca evrende, bizden yalnızca 1 tane var. sorumlu olduğumuz kişi kendimiziz. her gün bu kişiye enerji yüklemek bizim görevimiz. o kişi hayatın tadını çıkarmak zorunda. hayata değer katmak zorunda.
(gbkz: 11 mart 2018)'de iran'da düşen türk uçağının bugün kokpit dökümleri paylaşıldı. okumak 1 dakikamı aldı. toplamda 5 dakikalık bir konuşma. o 5 dakika, uçakta bulunan insanların son anlarıydı. yaşam onlar için bitmek üzereydi. dün güzel bir hayat yaşarken, ne acı ki bugün hayata veda ediyorlardı...
dökümü okuduğumda şunu düşündüm; hayatın aslında ne kadar kısa olduğunun farkında mıyız? 5 dakika içinde ölmeyeceğimizin bir garantisi var mı? hayır, yok.
o halde, o enerjiyi nasıl bulacağımızı öğrenmek zorundayız. sorunlar üst üste gelmiş olabilir, özel hayatımız dibi görmüş olabilir, büyük yıkımlar, kayıplar, acılar yaşıyor olabiliriz ya da hiçbirini yaşamıyoruzdur da yalnızca canımız sıkılıyordur, olamaz mı? olabilir. ama unutmamalı ki yaşam da bir yandan devam ediyor. son nefesimize kadar hayattayız. uykudan uyandığımız her an, yaşanacak yepyeni bir gün demek. gerekli motivasyon içimizde. oralarda bir yerlerde. bulmak bizim görevimiz.
bu entry'i de motive eden güzel bir sözle tamamlayalım.
''mükemmel anı beklemekten vazgeçin. içinde bulunduğunuz anı mükemmel yapın. hiçbir şeyi gerçekleşmesi için zorlamayın. eğer olacağı varsa zaten olacaktır. hayat çok kısa olduğu için; çabucak affedin, zamanla güvenin, yüksek sesle gülün, gerçekten sevin ve tüm bunlar için şükretmeyi unutmayın.''