yerli diziler

1. saatlerinin uzunluğuyla insanı hasta eden, reklam süreleriyle de öldüren dizilerdir.

sırf bu uzunluk yüzünden hayatta izlemiyorum \ izleyemiyorum.

sırf bu yüzden sevdiğim dizileri izlemeyi bıraktım.

geçenlerde leyla ile mecnun a başlamıştım ama dayanamıyorum hevesim kaçıyor.

geçen sene abimin baya övdüğü kara para aşk dizisine başlayıp izleyeyim dedim. o günde tamamen boştum, dört beş bölüm ilerde olan güncele yetişmek için 2 bölüm izledim.

yemin ediyorum başımın ağrısı 2 gün geçmedi.

bu kadar uzun saatler izleyenler için eziyet, çalışanlara da eziyet, ha başrol oyuncularına değil bence bölüm başı 50 - 60 binler havada uçuşuyorsa değil zaten.

olan, set çalışanlarına oluyor.

eskiden, yani bizim çocukluk zamanlarımıza denk gelen efsane güzel, süresi insani olan dizilerde vardı tabi.

mesela;

çılgın bediş

ruhsar

kaygısızlar

evdeki yabancı

vay anam vay

gül beyaz

(gizlinot: bunlar benim en çok sevdiklerim ayrıca)

yakın zamanlı sırf bu uzun saatler yüzünden yarım bıraktığım sevdiğim diziler ise;

ezel

leyla ile mecnun

(gizlinot: ne çok sevdiğim dizi varmış) (gizlinot: ! )

uzunluğuyla unutamadığım tek bir efsane dizi var oda "lale devri".

ahahahah bu dizi akşam haberlerden sonra başlayıp, gece 00:30 a hatta belki 01:00 e kadar sarkıyordu.

2. Cool görünmek için söylemiyorum da asla izleyemedigim ve izlemeyecegim diziler.

Burdan seslenmek istiyorum, çünkü burayı kesin okuyorlar (gizlinot: swh)

şunu kabul edelim ki ortaya son derece tırt bi iş çıkarıyorsunuz.

mesela siz oyuncular ;

güzellik yarışmalarında "erkan agbiii" diye yaranma turlari çekip, derece kapıp oyuncu oluyorsunuz. Gerçek tiyatrocular yan rollerde sizin yariniz kadar para alirken siz haftada 50 binleri 60 binleri cebinize koyup "sektör çok kötü yhaa" diye ağlıyorsunuz.

vasıfsızsınız !

Siz senaristler !

en iyiniz kitaplardan bölümleri arak yapa yapa senaryo yazıyor.

biraz daha az iyiniz filmlerden arak yapiyor.

en kötünüZ de direk kitaptan uyarlama diye hikayeyi alıp senaryolastiriyor, hop bölüm başı 80 bin kağıdı cebine koyuyor.

Artık eskisi kadar seçeneksiz değiliz.

elimizin altında internet var.

görüntüsüyle, oyuncusuyla, senaryosuyla, kurgusuyla, makyajiyla, kostümüyle, efektleriyle, ışıklariyla her bölümü sinema filmleriyle yarışabilecek kapasitede olan yabancı diziler varken vaktimizi neden sizinle harcayalim hacı ?

size minicik bir örnek vereceğim.

american Horror story'deki (link: http://scenelouisiana.com/wp-content/uploads/2014/09/pep-web.jpg Pepper) karakterini oynayan (link: http://media.salon.com/2014/10/naomi_grossman.jpg oyuncunun) gerçek hali bile dizideki makyaj başarısına en iyi örneklerden biri.

Üstelik bu karakter her bölümde sadece 3-4 saniye gözüküyor.

başrollerdeki hatta yan rollerdeki özeni varın siz düşünün.

Dünya bunu izlerken ben oturup sizi izleyeceğim, bir de oyuncu dahi olmadığın halde sırf kaşın gözün güzel diye girdiğin tirt yapımın içinde Çalışma koşullarından şikayet edip her hafta 70 bini cebe indirmeni alkislayacagim.

Ne kadar iyi niyetlisiniz <3

3. Şu anda bir diziye bakıyorum da acaba kadınları aptal bir varlık gibi göstermekten zevk mi alıyorlar ? Piyanist olan kız, hayalim bu değil diyerek Paris'te mis gibi konservatuar eğitimini geri tepip aşık olduğu aşiret oğluyla evlenip ( yorum yok) ev halkı tarafından aşağılanmayı ve hırpalanmayı seçiyor. Oğlan tam kız uçağa binecekken durduruyor onu, kız da sevinçten uçuyor ( ???!!) ve evleniyorlar. Kız mesleğini bırakıp oraya yerleşiyor. Dizilerde gösterilen şeyin aşk değil aptallık olduğunu düşünüyorum. Kızın eğitimine engel olan dizinin esas oğlanı da iyiler tarafında (!!) oluyor tabii...Yersen.

Tanım: Kaliteli olanları bir elin parmağını geçmeyecek kadar olan ve özet hariç en az iki saat süren TV programları.

4. geçen iftar sofrasındayken denk geldiğim güneşin kızları adlı dizide kız, 3. ya da 4. kattan kendini atıyor, çocuk en az 15 - 20 adım koşuyor ve kızı kucağında yakalıyor, ayakları takılıp havuza düşüyorlar, o anda anlamsız bir şekilde geeeeelllll anla halimmdennn güllerim uyansıınnn bahçelerindeee aaaahh aaaaah çalıyor.

bu dehşet verici olaylardan çıkardığım sonuçlar;

- sevimli dizilerimizi izlememe kararımı devam ettirmem,

- bir daha asla salonda yemek yememem.

5. Benim için çemberimde gül oyayla başlamış, aşkı memnu ile bitmiş dizilerdir - ki bence çemberimde gül oya çok çok güzel bir diziydi. Tekrarı olsa da, televizyon izlemeden geçen yıllara bir son versek.

6. sadece yakisikli diye kastinti tiplerin ekrana yerlestirildigi, 30 dakikadan fazla izlemeye dayanamadigim, 10-15 yas arasi insanlara hitap eden safos ask dizileridir.

not : "kalbim ege'de kaldi"ya basladim yeni. oyunculuklar (ege sivesi disinda) fena degil gibi. fikrim degisirse buraya editlerim.

(bkz: kiralık aşk)

7. bayağı izlerdim hala da izlerim.

benim unutamadıklarım:

gülşen abi

şaşıfelek çıkmazı

kaygısızlar

baskül ailesi

yeditepe istanbul

bizimkiler

süper baba

deli yürek

7 numara

bizim evin halleri

avrupa yakası

sıdıka

hatırla sevgili

behzat ç.

leyla ile mecnun

8. Hey gidi Nerde o eski türk dizileri.. Hırsız polis, memoli, tatlı hayat, ekmek teknesi, ikinci bahar, beyaz gelincik, avrupa yakası, hatırla sevgili aklıma gelenlerden bazıları. Ne de güzellerdi.. Şimdikilerin konusu saçma sapan, oyunculuk vasat. Özetle beraber 3 saat sürüyor bir bölüm. İşin yoksa izle. İlk bölümü güzel olan bile sonradan kesin sapıtıyor. Üstüne üstlük bayıklar da. İzlerken "hööğhh yeter ne bakıştınız be" naraları atıyorum ortalıkta. Bakıyorum dinlemiyorlar kapatıyorum direk televizyonu geçiyorum pc başına yabancı dizi izliyorum mis gibi.

9. Pazar banyosundan sonra izlenen bizimkilerin bende yeri büyüktür (gizlinot: swh)

Benim için aşkı memnu da klasik iyi ve kötü tip değil de herkesin başka birini seçebileceği karakterler barındırdığı için hala tekrarlarını izlettirmiştir.

ah bihter ah, adam olamamış bir herif için feda ettin hayatını. aptal beşir olmasa yine uzun çizmelerinle salına salına yürürdün sen :(

10. Tatlı hayat

Avrupa yakası

Aşk-ı memnu

İstanbul'un altınları

Kardeş payı

Seksenler(ilk 2 sezon)

En beğendiklerim. Daha doğrusu ilk aklıma gelenler.Maalesef bir kaç yıldır süre problemi var , her hafta iki saate tamamlama zorunluluğundan kalite düşüyor. Reklamcılarla ilgili anlaşmalarda sorunlar var bildiğim kadarıyla. Oyuncular sendikası bir süredir süreyi düşürmeye çalışıyor , hatta bir çok oyuncu dizilerde rol almayı reddediyor bu yüzden. Umarım başarılı olurlar ve eskisi gibi kaliteli işler çıkar ortaya.