1. Murathan Mungan romanı. Nermin isimli kahramanın, arkadaşının beş yaşındaki itici kızı Tuğde'ye geçici bir süre bakmasıyla başlayan ve Nermin'in kendi iç sesiyle monologlarını dinlediğimiz uzun roman.
Roman için yorumuma gelirsek, öncelikle her cümlede nermin'in değil Murathan mungan'ın düşüncelerini okuduğum hissi geçti. Bu yönüyle bir roman değil, bir deneme gibi aslında. O yüzden Nermin yazarsam siz anlayın o Nermin değil.
Kitabın kadınları çok iyi anlattığı, çok iyi psikolojik tahlil yapıldığı yazılmış her yerde ki bu beni deli etti. Kadınları anlatmayı bırak gerçek bir kadın gördü mü acaba Nermin diye bile düşündüm. Psikolojinin zaten yanından geçmemiş. Her cümlede kadın nefreti seziliyor. Nermin her karşılaştığı kadında mutlaka olumsuz ve iki yüzlü bir taraf bulup uzun uzun bundan bahsediyor. Aforizmalar, tespitler kasılıyor. Tüm kadınların motivasyonu erkekler, başarılı kadınların başarılı olma sebepleri bile kendilerini erkeklere göstermek. Ya ben kadınları nasıl aşağılarım dur bir kitap yazıyım(!)
Beş yaşındaki tuğde nermin'e göre küçük bir femme fatale ve henüz soyut bile düşünemeyen küçük bir çocuğa yapılan yakıştırmalar zaman zaman beni tiksindirdi.
Baştan ortalara kadar içim şişe şişe okudum. Ve en son bitiriyim bu kitabı diye elime aldıktan yarım saat sonra fenalıklar geldi bana. Hiçbir şeyi bu kadar çok yırtmak istememiştim ama kendi kitabım değildi. Bu şekilde vedalaştık kendisiyle.
Edit: Nermin gibi yaşamak sözüne ithafen, biz de Türkiye'de yaşayan bir kadınız? Çoğumuz öyleyiz. Konu çocuksuz, yalnız yaşayan, bekar bir kadın olmak değil. Öyle olsaydı ben doktoramı verdim o konuda sorun yok. Nermin'in kadınları aşağılayan hezeyanlarını buraya indirgeyemeyiz.