öyle bir geçer zaman ki

1. sonlara doğru her ne kadar fena bozsa da eskiye olan hayranlığım sebebiyle uzun süre izlemiş olduğum dizidir. dekorlar, kıyafetler inanılmazdı. sanırım daha başarılısını görmedim.

emir berke zincidi, aras bulut iynemli ve farah zeynep abdullah gibi oyuncuları da meşhur etmiş dizidir ayrıca.

bir diğer tanım ise: (gbkz: erkin koray) şarkısıdır.

2. en sevdiğim dizi. ilk sezonu 60’larda geçiyor ve ben zaten o döneme hastayım;kıyafetler,dizi müzikleri,mete-inci hoca,osman’ın iç sesi,dönemin siyasi koşulları... hepsi o kadar güzel işlenmiş ki diziye. ve oyunculuklar çok güzel. sanki dizi değil de bir aileyi gizli kamerayla izliyormuşum gibi. hayatımda her zaman en sevdiğim dizi olacak çünkü çocukken annemlerle çay içerken izlerdik,her izlediğimde çocukluğum aklıma geliyor.

3. soner denilen sübyancının hem kardeşinin hem aylin'in hayatını mahvettiği dizidir. herkes ali kaptana şerefsiz der soner'i kahraman beller ama o da az sinsi değildir.

soner'i övmelerinin sebebi de çoğu zaman Süleyman karakteri. zaten o kişilik gereği birine iyilik yapmak için gücü kullanmaz. para güç aşığı olmadığı için cesur. herkesi o kurtarıyor. soner olmasa da kurtarabilirdi.

babasının sokağa attığı liseli kızı kardeşiyle evlenmeye ikna etmeden önce kendine aşık etmiş. kocanın yatağına git diye kıza psikolojik baskı yapmış. kardeşinin aylin'e aşık mısın sorularına her zaman yalan söylemiş, kardeşinin ölmesini beklemeden eski karısıyla yatmış nikah masasına oturmuş, kardeşi intihar edince acısını aylin'den çıkarmış. ohooo. aylin aklı beş karış havada, zor zamanlar geçiren bir liseli kız soner bey yurtdışıları görmüş 40ında koca adam. aylin ölünce kızını da görmezden geliyor.

ergenken izleyince beyaz atlı prens gibi gelirdi ama şimdi tekrarına denk geldiğimde fırsatçı bir amca görüyorum . ne kadar değişiyormuşuz :)

4. Küçükken izlerdim ve dizinin geçtiği dönem ve kıyafetler dolayısıyla severdim.

Bir süre önce televizyonda verilmeye başlayınca tekrar izledim.

Yine dönem, kıyafetler, şarkılar ve siyasi olayları işlemesi sebebiyle izlemeye devam ettim. Tabi bir yerden sonra sıkınca bıraktım.

Aras bulut iynemli'nin oyunculuğu cidden iyi ve Mete karakterini de seviyorum.

İnci hoca ile olan ilişkini küçükken izlediğimde de çok sevmiştim.

Berrin'i ise iki izleyişimde de sevemedim.

Küçükken fark etmediğim şey ise kadına şiddetin çok fazla ve absürt şekillerde yer alması.

Hadi Ali berrin'e, cemile'ye falan vuruyor neyse. Sonucta şiddete eğilimli berbat bir baba rolünde ama hakan'ın aşık olduğu berrin'e Soner'in aylin'e tokat atması nedir? Ne alaka yani? Bunlar aklıma gelen iki örnek ama çokça böyle sahneler görüp sinirlendim yani. Bu sahnelerin hikayeye katkısı neydi?

Hele tecavüze uğrayan Cemile'ye çocuğunu doğurmasının söylenmesi, durum ortaya çıkınca Mete dahil kimsenin düzgün tepki vermemesi neydi?

Tecavüz ve kadına şiddet ancak bu kadar normallestirilebilirdi,izlemeyi bırakma sebeplerimden biri de buydu.

Soner de iyi gibi gösterilen şerefsiz bir karakterdi. Süleyman olmasa bir hiç zaten.

Her izlediğimde Farah Zeynep Abdullah'ın güzelliğine kapılıp gidiyordum,cidden çok güzeldi.

Ahmet karakterini seviyordum ama yeterince güçlü bir karakter olmadığı için önemsizleşmeye başladı benim için.

Bu kadar uzatılmasa, yukarıda söylediğim saçmalıklar olmasa, daha az olaylı olsa(gizlinot: Utopiklesmeye başlıyor bir yerden sonra) , dönemin siyasi durumlarını daha fazla işlese çok güzel bir dizi olabilirmiş.

Ayrıca YouTube'daki bölümlerde siyasi sahneler kesilmiş.

5. çok hayran olduğum severek, tvde de olsa rast geldikçe izlediğim bir dizi.