1. süslü sözlük olarak en çok dikkat etmemiz gereken durum bu. (gbkz: kapitalizm) yazımda okuduğunuz üzere, bize daha fazla satış yapmak için ellerini aynı bala konan sinekler gibi sinsice sıvazlayan binlerce mağaza sahibinin tuzağına düşmekten artık vazgeçmemiz gerekiyor.
güzelliğin öneminin farkındayız, güzelliğin sosyal hayatımızda işlerimizi daha kolay yaptırmamızı sağladığını (gbkz: güzellikten çıkar elde etmek) yazısında incelemiştik. kozmetik ürünlere yönelmemizin sebebinin altında yanaklarımızı al al kızartma, gözlerimizi vurgulama, kontür yöntemiyle yüzümüze sahte estetik operasyon yapma, (gbkz: anlamlı ve çekici dudak)lara kavuşma isteği var. dikkat çekmek, beğenilmek istiyoruz. bunun da o bloggerın/vloggerın ya da o ünlünün tavsiye ettiği üründen geçtiğine inanıyoruz içten içe.
vlogger/bloggerların ürün incelemelerini sıklıkla izlemek ya da kozmetik modasını takip ederek ünlülerin kullandığı ürünleri araştırmak gibi zararlı alışkanlıkların alışverişe çıktığımızda cüzdanımıza ve bize yarardan çok zararı oluyor. Şöyle ki;
1- ürünler, tavsiye edenin yüzünde durduğu gibi durmuyor. çünkü her cildin ihtiyacı, rengi, dokusu, özellikleri farklı. Dolayısıyla -sırf tavsiye edenin yüzünde görüp beğendiğiniz için- size yakışmayacak bir ürüne yöneliyorsunuz.
2- ürünleri tavsiye edenler, çoğu zaman ürünü gerçekten beğendikleri için değil; kendisine firmalardan gönderilen bedava ürünlerden daha fazla kapabilmek amacıyla bu denli övüyor. bu da izleyicileri yanlış yönlendiriyor.
3- aynısının tıpkısı ürünler olmasına rağmen, pahalı ürüne sadece daha pahalı olduğu için kaliteli olduğu önyargısıyla yönelmek, cüzdana zarar veriyor. bir ürün yüzünüzde sağlık sorunlarına yol açmıyorsa ama aynı pahalı ürün gibi duruyorsa, neden pahalı ürünü seçelim ki? "(gbkz: param olduğu halde mac yerine essence alırım)" görüşünün savunduğu gibi, iyi bir far bazı ile birlikte kullanıldığında mac farlarıyla yarışamayacak bir far yok.
4- saçma kozmetik modalarına yönelerek hayatınız boyunca bir, belki iki kez kullanacağınız bir ürüne para dökmektense; bir ürünü almadan önce "bu ürünü almam bana ne kazandırır, almazsam ne kaybederim, bu rengi gelecekte de kullanabilecek miyim?" gibi sorgulamalarda bulunun. neon renk modasını yaşıyoruz belki ancak teniniz neon rengi kaldıramayan bir alt tona sahipse, daima size yakışacağından emin olduğunuz renkler çerçevesinden çıkmadan seçimlerinizi yapmak daha mantıklı.
peki bu tüketim çılgınlığını nasıl aşabiliriz?
1- Kozmetik tavsiyeleri veren videolardan, site ve bloglardan uzak durun. Takip ediyorsanız, takip listenizden çıkarın. Bu detoksu yaptığınızda kendinizi daha özgür ve hafif hissedeceksiniz.
2- kendinize bir harcama limiti koyun. yüzünüze sürdüğünüz kimyasal ağırlıklı bir madde satın almak gerçekten elzem mi? "ayda sadece şu kadar harcama yapacağım" gibi bir kuralınız olsun, ürünleriniz bitmeden yenisini almayın.
3- Stok yapmayın. stok ürün yapmak yerine her gün yeni yine yeniden yapılan indirimleri takip edin.
4- Project pan gibi uygulamaları kendi makyaj çekmecenize de uygulayın. aynı pembe ton allığın bir yenisine ihtiyacınız var mı? aldığınız o yeşil farın yerine zaten çekmecenizde bir yeşil far daha yok muydu? Bitmeden almayın.
5- alışverişi sinirlerinizi yatıştırmak, moralinizi düzeltmek, sakinleşmek, kafa dağıtmak gibi bahaneler arkasına saklanarak yapmayın. alışverişe gerçekten ama gerçekten ihtiyacınız olduğunda çıkmaya şartlanın. gittiğinizde de sadece o ürüne yönelin, alın ve hemen bulunduğunuz alışveriş merkezini terk edin. Evet, o etek de indirime girmiş ama almaya gerek yok, dolabınızda bir sürü giyeceğiniz var zaten ve gelecek sene aynı indirimden bir tane daha olacak, merak etmeyin.
6- almadığınız her ürün için -onu almışsınız gibi- bir kumbaraya bedelini koyun. Mesela o ruja 50 tl vermekten son anda vaz mı geçtiniz? 50 tl'yi kumbaraya koyun.
7- Ürün tavsiyelerini gerçekten ürüne yönelmek için değil, ürünlerden uzaklaşmak ve nihai ürüne ulaşmak için kullanın. "x marka eyeliner akıyor", "y marka eyeliner yeterince güzel durmuyor", "z marka kullanışlı ve kalıcı, üstelik fiyatı uygun" gibi ürün tanıtımlarının çoğunu analiz edip en mantıklı olan z'ye ulaşmada kullanın. (gidip önce x'e, sonra y'ye, en son olarak da z'ye para dökmeye hiç gerek yok.)
8- Kozmetik mağazalarından bol bol tester alın. testerdan memnun kalmadan ürünü satın almayın. ürünü satın almadan mutlaka denemesini yapın.
biraz daha bilinçli olmak şart. etrafımda birazdan yüzünden damla damla dökülecekmiş gibi üst üste katman katman ürün kullanmış, abartılı derecede boyaya bulanmış ve bu abartılı makyajlar sayesinde normalde göründüğünden daha güzel göründüğünü sanan ama aslında (link: http://yaratilistr.files.wordpress.com/2013/05/adnan-oktarin-kedicikleri-melekleri.jpg Adnan Oktar Melekleri) gibi yapay görünen kadınları gördüğümde üzülüyorum.
İnanın makyajsız halimiz ya da az makyajlı halimiz gerçekten çok güzel. Ürün tavsiyeleri ile beğendiğimiz ve bizim olmasını istediğimiz o allığa, bronzera, fondötene, kapatıcıya, pudraya, aydınlatıcıya ve diğer onlarca ürüne hiç ihtiyacımız yok. Bak aynaya! yanağındaki o taze kırmızılık, gözlerindeki o ışıltı, dudağındaki o sana has renk ve zaten teninin kendi doğal rengiyle hiçbir kozmetik ürününün veremeyeceği bir benzersizliğe sahipsin sen.
bu yazı tavsiyelerden ibaret oldu ama bir paradoksa imza atalım: hiçbir tavsiyeye de ihtiyacın yok.