ürün tavsiyelerinin tüketimi arttırması

11. katılmadığım önermedir. eğer süslü için konuşuyorsak bence iradeli, bilinçli tüketiciyi olumlu yönde etkiler. kaliteli ve kısıtlı tüketimine devam eder, kendine uygun olmadığını bilmeden aldığı onca ürünle çöp tüketim yapmasının önüne geçer.

12. biraz doğru biraz değil. tüketimi arttıran şey sadece birilerinin sürekli tavsiyede bulunması olamaz. en azından benim için olamaz çünkü bilinçli bir tüketici olduğumu düşünüyorum . eminim buradaki pek çok kadın da kozmetikle zaten içli dışlı olduğu için ürün tavsiyelerini önemsiyor. herkesin önerdiğini rastgele gidip almıyordur. mesela artık hepimiz youtuberların reklamlarına uyandık değil mi? mesela elseve bir şampuan çıkarıyor. yeni çıkan bir ürün benim de her zaman ilgimi çeker. sonra marka bunları reklam amaçlı instacılara, youtuberlara yolluyor. çok büyük çoğunluğu bu bir reklam anlaşması olduğu için ürünü öve öve bitiremiyor. gerçekten memnun kalıp kalmadığını hatta kullanıp kullanmadığını anlayabilmek imkansız. elbette sadece kullanıp memnun kaldıklarımı öneriyorum diyecekler. neticede para kazanıyorlar. hatırlayın bir ara low shampoo ( köpüksüz şampuan) furyası vardı. her youtuber elsevein o şampuanına bayılmıstı. bir ara clarisonic, foreo vs. şimdi çoğunun videosunda adları bile geçmiyor. demem o ki artık bunların bilincinde olan bir takipçi kitlesi var. kolay kolay hiçbir cilt bakım ürünüyle anlaşamadığım lorealin yeni bir nemlendirici çıkarması ve 100 kişinin aynı anda onu övmesi benim için bir şey ifade etmiyor. yorumlarına güvendiğim, memnun olmadığına memnun kalmadım diyebilen youtuberlara bakmam yeterli. veya süslü sözlük bu anlamda çok daha verimli bir platform. eskiden dergilerden yeni çıkan ürünleri/ markaları/ koleksiyonları takip eder, oradaki azıcık bilgi ve editörlerin sınırlı yorumlarıyla fikir sahibi olurdum. şimdi derya deniz ve bilgi kirliliği. çok fazla ürün, çok fazla yorum ve rekabet var. bi noktadan sonra kendinizi ve ihtiyaçlarınızı tanıyıp bilinçleniyorsunuz. 

13. tam tersi sonuç doğurdu bende bu durum. aynı dönemlerde onlarca youtuber ve instagramer kişilerinin özellikle aynı markaları göklere çıkara çıkara reklam yapmaları o markadan da o üründen de müthiş bir soğuma hissi yarattı. belli bir süre reklam bombardımanına tutan markalardan alışverişi komple bıraktım. ama o markaların ürünlerini inceleyen influencerları hala ara sıra izliyorum. Neden?

Neyi almayacağımı, neye yanaşmamam gerektiğini öğrenmek için.

Kaydır Kaydırcıları, her kaydırda bambaşka ürünleri önerenleri, her tavsiyesi her gün değişenleri, cilt bakım merkezlerine gittikleri kesin olduğu halde bütün o harika sonuçların "loreal hydra boost" serisi ile elde edildiğine bizi ikna etmeye çalışan işgüzarların videolarını ileri ala ala izliyorum.

emin olduğum tek bir şey var. ne kadar az, o kadar iyi. bu nedenle kötü ürünleri öğrenmek iyi ürünlere ulaşmak kadar önemli bence.

14. kozmetik ve cilt bakım ürünlerinde geçmiş yıllara nazaran azaldığını düşünüyorum ben. kendimden ve çevremden gördüğüm kadarıyla artık kimse kolay kolay etkileşimci tayfaya güvenmez oldu. sebeplerden birisi bu. bir diğer sebep, geçmiş yıllarda herkes o kadar fazla bu tüketime kapıldı ki artık bunun ihtiyaç olmadığını insanlar farketmeye başladı. benim galeyana gelip de aldığım her şey bozulup çöpü boyladı mesela. yazık günah. tabi alım gücünün düşmesi de gözardı edilemeyecek bir diğer sebep. eskiden üç beş liraya alabildiğiniz şeyler olmuş otuz kırk lira.

hazır giyim sektöründe şu an böyle bir artış var bence. tekstil endüstrisinin su tüketim miktarı göz önünde bulundurulduğunda umuyorum ki bunun sonu da yakın zamanda gelir. 

15. Bence tam tersi, iyi olmayan tonlarca ürünü deneyip paramızı ve kaynakları çöpe atmak yerine nokta atışı alım yapmayı sağlıyor.

16. Kozmetik ürün almadan önce süslülerin yazdıklarını inceliyorum, çok faydalı oluyor, sağ olun süslüler. Tüketim yapmayı da azaltmış oluyorum, kutusunda bozulup gideceğine hiç almamış oluyorum.

17. bence kısmen doğru. bazen tavsiye üzerine çokta ihtiyacim olmayan biseyi alıyorum bu dogru. ama bazen de dogru urunu almak için tavsiye urun almak iyi oluyor.

18. büyük oranda katıldığım bir başlık olmuş. hazırlayan yazarımızın da ellerine sağlık, emek verildiği ve üzerine düşünüldüğü çok açık.

benim nedenim şöyle:

süslü sözlük öncesi bilinçsizce bazı makyaj bloglarındaki önerileri görüp ürün almaya yönelirdim. birbirinin aynısı, kopyala-yapıştır mantığıyla yapılmış, reklam veya popülariteye dayalı önerileri gördükçe meraklanıp alıyordum. mesela denemeden aldığım ve şimdi çok pişman olduğum farmasi likit rujları bunun örneğidir (gizlinot: ucuz veya pahalı olması önemli değil, sonuçta o tüketim yapıldı bir kere).

süslü sözlüğü keşfettim, böyle blogların ne kadar işgüzarlık dolu olduğunu öğrendim, ürünlerle ilgili bilinçlendim vs. peki ne değişti? hala alıyorum. bu sefer de ürün yorumlarını görüp, insanların gerçekten fayda sağladığını söylediği ürünleri almaya başladım. kendi cildimden yola çıkarak yağlı ciltli kişilerin yorumlarını dikkate alıyorum, skincarisma gibi sitelerde içerik araştırması yapıyorum; ama yine alıyorum. çünkü bu sefer de merak ve beklenti girdi işin içine.

bence kozmetik harcamalarına kısıtlı bir bütçe ayırmak ve alınmayan her ürünün parasını kenara koyup biriktirmek çok güzel öneriler. özellikle almaya yeltenip de almamak ve parasını kenara koymak bu tüketim çılgınlığının farkına varılmasında oldukça etkili olacaktır diye düşünüyorum. mesela ben artık elimdeki ürünler bitmeden kesinlikle başka bir ürün almıyorum. bittikten sonra alabileceğim ürünleri de pinleyip, zamanı gelince hepsini karşılaştırıp karar veriyorum. stok yapmıyorum, çünkü aldığım kozmetik ürünler genelde bana uzun bir süre gidiyor ve bu süre içinde yedekleyeceğim kozmetik ürünlerinin kullanım tarihi geçiyor.

tabii bu benim kendi kişisel tecrübelerime dayanarak yaptığım gözlem. herkesin tecrübesi farklıdır, saygı duyarım. ayrıca ürün tavsiyelerinden ziyade, yazarlarımızın yaptığı ayrıntılı ürün yorumlarına ayrıca müteşekkirim.

19. Benim için eskiden ürünü almamı sağlayan şey daha çok blogların ve vogue'nin videolarıydı. Özellikle de başarılı modellerin hangi markaları kullandığını ve hangilerini tavsiye ettiklerini deli gibi araştırırdım. Tabi o zamanlar çok saftım ve bu ürünleri gerçekten para verip aldıklarını sanıyordum. Meğerse markalar onlara ücretsiz gönderiyormuş ve anlaşmaları varsa başka marka ürün kullanmaları yasakmış. Zaten çoğu ürünün dolu olmasından anlamalıydım ama işte pek incelemezdim. İyi ki süslü sözlük ile tanıştım. Bu platformda en düşük fiyatlı üründen en pahalılarına kadar bir çok ürün hakkında gerçekten para verip hakkını vererek kullanmak isteyen insanlar var. İyiye iyi kötüye kötü diyoruz. Bir çıkarımız yok sadece sesimizi duyurmak ve düşüncelerimizi paylaşmak istiyoruz. Burdaki yorumları dikkate alarak ürün alımı yapıyorum genellikle. Tüketimi arttırıyor mu? Benim için hem evet hem hayır aslında çünkü bazen burada yeni bir ürüne yapılmış yorumları okuyorum ve aklımda yokken yine de istek listeme eklenmiş oluyor. Tabi bunun tam tersi etkide yapıyor bazen ve olumsuz yorumları görünce ürünü almaktan vazgeçiyorum. 

20. bu başlığın günümüzde tekrar ele alınması gerektiğini düşünüyorum.

tiktok ve oradan hallice insta reelleri ve youtube shortları yayıldıkça her ortalama insan içeriğine çok uğraşmadan sosyal medyaya video koyabilmeye başladı. bu da aynı süslüsözlük mecrası gibi, influencer olma amacı olan/olmayan pek çok kişinin zamanla "favorilerim, önerilerim, bitenlerim" şeklinde içeriği toplumla paylaşmasıyla sonuçlandı. şimdi sosyal medya platformlarından herhangi birini açtığınızda komşunuzun kızı tadında kişilerin "arkadaşlar çabuk koşun, size gratisten ne aldığımı göstericem" cümlesiyle başlayan kısa videolarını görüyoruz. bu, başlıkta diğer süslülerin yazdığı gibi ünlü ya da fenomen birinin ürün tavsiyesinden belki daha yararlı bir tanıtım ve tavsiye fakat bu videoların sayısı arttıkça ve daha fazlasına maruz kaldıkça daha fazla alışverişe itildiğimizi düşünüyorum. çünkü influencer dalgası bir süreliğine eskimiş ve durulmuşken "adamlar sponsorluk alıyor, hediye ediliyor, yüksek meblağlar kazandıkları için alabiliyorlar" bilincindeydik fakat şimdi -farkında olmadan- ortalama bir insanın bütün o ürünleri alabildiğine inanıyoruz/inandırılıyoruz alttan alttan. bu daha tehlikeli bir sonuca, daha yoğun ve önlenemez bir alışveriş çılgınlığına itiyor pek çoğumuzu. normal insanların videolarını gördükçe gidip chanel ruj almaya influence olmuyoruz belki fakat daha alınabilir (!) gelen kiko gloss, clinique black honey, sephora ruj vs. ürünleri almazsak toplumdan eksik kalacakmışız hissiyatımız oluşuyor.

yani kısacası normal insanların çektiği ürün videoları ürün tavsiyelerini arttırıyor ve genel fomo'yu (fear of missing out-geride kalma/kaçırma korkusu) daha da fena tetikliyor.