1. sezer sezin'in ve fatma girik'in canlandırdığı yeşilçam karakteri. ben bugün 1970 yapımı olan fatma girik'li versiyonu izledim ve tüm arabeskliğine rağmen filmi sevdim. öncelikle yeşilçam filmlerinde izlediğim en güçlü karakterlerden biriydi nebahat. filmdeki bazı replikleri görmezden gelirsek sinemamızın ilk feminist filmlerinden biri olduğu bile söylenebilir.
filmde babasını kaybedince taksicilik yapmaya başlayan nebahat'in mücadelesi anlatılıyor. nebahat taksici olduğu için mahalleli tarafından ayıplanır, çocuklar kardeşiyle alay eder, arabasına aldığı kişilerin sarkıntılığına maruz kalır ama o pes etmeyip işine iyice asılır, şiddete uğrayan müşterisini kurtarır ve evini geçindirir. kadın olduğu için taksicilik yapamayacağını düşünenlere en güzel cevabı nebahat verir:
salim: yoksa kendin mi çalışmak istiyorsun?... yok canım, olmaz öyle şey.
nebahat: niye olmuyormuş, ayıp mı yani?
salim: olmaz be kızım, şoförlük kolay mı zannediyorsun? gelinlik kızın taksi şoförü olduğu nerede görülmüş?
(bu sırada iki genç kız arabalarına binip giderler, nebahat ve salim kızlara bakar.)
nebahat: (gülerek) ne dersin salim abi, şoförlük değil mi bu? keyif için olunca kimsenin bir şey dediği yok da, ekmek parası için olunca mı ayıp?
---spoiler---
ali şen'in filmin giriş sahnesinde ölen baba karakterini canlandırdığı filmlerden biri de bu. diğeri hangisiydi derseniz: (bkz: çarıklı milyoner)
dönemin sokak jargonu kendine filmde bolca yer bulmuş. dönemin popüler şarkıları da bol bol kullanılmış, benim dikkatimi çekenlerden biri salim abi nebahat'a istanbul trafiği hakkında kamu spotu verirken çalan ''ağlama değmez hayat'' oldu.
düğün günü nebahat kaçırılınca yine bir takım yanlış anlaşılmalar zinciri mi izleyeceğiz diye korktum ama güzel bağladılar. sonunun gereksiz uzatıldığını düşünsem de zengin oyuncu kadrosuyla birlikte izlemesi çok keyifli bir filmdi, izlemenizi tavsiye ederim.
---spoiler---
benwyatt23
campanella