1.
Türkiye'de "nam-ı diğer grace" olarak çevrilen, the handmaid's tale'in de yazarı olan Margaret Atwood'un bir romanıdır. aynı zamanda imdb puanı 8.5 olan bir kanada dizisidir. 2017 yılında 1 sezon, 6 bölüm ile dizi kategorilerinde yerini almış olsa da maalesef 2. sezonu çıkmayacak :( bu konuda tartışmalar hala sürüyor. umarım devam eder.
romanı okumadım ancak dizisini izlediğim için benim işbu girdi, diziyi anlatacaktır :)
ele alınan temel konu, 1800lü yıllarda işlenen çifte cinayettir. bu cinayetler gerçektir ve olay, dönem gazetelerinde de yer almıştır. zaten margaret artwood da bu gazete haberlerini ele alarak kitabını kaleme alıyor.
başrolde ise irlanda kökenli grace marks adlı genç bir kadın yer almaktadır ve grace, bu cinayetler nedeniyle önce idam cezasına çarptırılsa da cezası daha sonra müebbet hapse çevrilmiştir. "bu cinayetleri grace mi işledi yoksa grace bu cinayetlere yardım mı etti ?" sorusu tüm sezon boyunca sorgulanmaktadır. ancak asıl sorun, cinayetlerin işlendiği zaman dilimlerine tanık olan grace'in, o anları hatırlayamamasıdır. bu nedenle grace, akıl hastanesine kapatılıp psikolojik ve fiziksel darplara maruz kalsa da hiçbir şey hatırlamamaya devam etmiştir. böylece bazı kesim grace'in suçsuz olduğuna, bazı kesim ise grace'in suçlu olduğuna inanmaktadır. son çare olarak amerika'dan, simon jordan adından bir psikolog getirilerek grace'ten, başına gelen olayları anlatması isteniyor. bu süreçte nesneleri, rüyaları, hayalleri ve duyguları ele alarak çeşitli analizler yapan doktor jordan, grace'in masum olup olmadığına emin olamıyor ve grace, 30 yılın ardından serbest bırakılıyor.
genel olarak dizi oldukça akıcı olsa da anlaması oldukça güç. çünkü olay örgüsünün bazı kısımları boş ya da eksik bırakıldığı için çoğu şey havada kaldı benim için. -spoiler- örneğin hala daha cinayetleri kimin işlediğini, hipnozun gerçek mi yoksa kurgu mu olduğunu anlamadım. -spoiler- sırf bunun için kesinlikle kitabını okuyacağım. o nedenle benim tavsiyem, dizyi izlemeden önce kitabının okunması yönünde.
dizide en sevdiğim nokta ise her bölümün başında ünlü yazarların sözlerine yer verilmesi oldu :)
(ukte : sacha )
31 ağustos 2018 22:19
31 ağustos 2018 22:21
2.
En sevdiğim mini dizi olabilir, black mirror'ı geçmiştir benim için. Çoğu zaman çok hüzünlü ilerliyor ve kadınların konumuna da her margaret artwood eseri gibi çok güzel, etkileyici olarak değinmiş. Grace rolündeki kızımızın çok duru bir güzelliği var. Boş vaktinizde izlemenizi öneririm, iki günde bitirmiştim ve hâlâ hatırlarım. Müziklerini de çok beğenmiştim, öyle ki hâlâ listemde duruyorlar. Dizide en sevdiğim karakter ise mary whitney idi.
3.
geçtiğimiz hafta netflix'te bir solukta izlediğim dizidir. insan psikolojisini irdeleyen hikayeler okumayı/izlemeyi sevenlere şiddetle öneririm.
ps: aksanlar bazen rahatsız etti onun dışında çok keyifli.
4.
İzlerken kimi sahnelerde kadınların hayatta çektikleri eziyeti anlatma şekliyle tüylerimi diken diken etmiş mini netflix dizisidir.
İmkanı olanlara izlemesini öneririm. Bölümleri üst üste izlemek isteyeceğiniz bir dizi.
5.
çok başarılı mini dizi. Margaret Atwood’un aynı adlı romanından uyarlama. Ki kendisi de küçük bir sahnede görünerek diziye selam çakıyor.
6.
Geçtiğimiz yaz bir günde bütün sezonunu izlediğim başından kalkamadığım dizi. Çevremde de hiç izleyen insan olmamasından dolayı şaşırdım akışta görünce adını.
Margaret Atwood’un aynı isimli romanından uyarlama bir dizi, kitabını da okumanızı öneririm. Genelde kitap uyarlamaları kitabın tadını vermez ama bu dizi kitap kadar iyi diyebilirim.
İnanılmaz sürükleyici, binge watching için ideal.
Bir de Sarah Gadon’un hem güzelliğini hem oyunculuğunu çok beğeniyorum ona ayrı bir cümle söylemek istedim çok başarılıydı.
9/10
7.
En sevdiğim mini dizilerden biridir ben de oturup hepsini bir günde bitirmiştim meraktan. Başroldeki kız çok güzel oynamış 11.22.63'teki Sadie'ydi ayrıca. <3
8.
az önce bitirip geldiğim 6 bölümden oluşan mini dizi.
daha çok (bkz: the handmaid's tale) kitabıyla bilinen margaret atwood'un aynı adlı romanından uyarlanmış bir dönem dizisi. Dönemin kıyafetleri, dekoru, başrolde (bkz: 11.22.63) 'ten hatırladığım (gizlinot: aslında unutamadığım) bu nasıl bir güzellik diye izlediğim sarah gadon, konunun gerçek bir olaydan yola çıkılıp yazılmış olması diziyi izleme nedenlerim. sonu da o neydi öyle diye bitti. Ayrıca betimlemeler, anlatım çok iyi. Bir oturuşta bitirilebilir.
Not: Chuck dizisinden tanıdığım zachary levi'nin sakallarla çok çekici olması :( ne desem bilemedim ah ah.
23 ocak 2019 02:20
23 ocak 2019 02:21
9.
Henüz ilk üç bölümünü izledim ve çevremdeki kimse izlemediği için kritik yapamıyorum bi yerlere içimi dökmem lazımdı. Sarah Gadon nam-ı diğer Grace, seni kınıyorum ve sana laflar hazırladım.--- İSYAN BAŞLANGICI ---Yeryüzündeki hiçbir insan bu kadar güzel olmamalı. Binlerce dizi film izleyip binlerce manken stalkladım ama senin kadar güzelini hiç görmedim. Melek gibi bi şey değil mi ya bazı sahneleri durdurup sadece bakıyorum ve hüzünle karışık hayranlık hissediyorum çünkü diğer insanlara büyük haksızlık. Artık saf ve kusursuz güzellik için bi tanımım var çok şükür. Dümdüz hetero olan ben bile bu kadar etkileniyorsam çevrendeki erkeklere de acıyorum yazık :DD ---İSYAN SONU---
Girdinin bir miktar profesyonel görünmesi için tanım : Margaret Atwood'un aynı isimli romanından uyarlanmış 6 bölümlük kaliteli netflix dizisi. (gizlinot: grace ile ilgili aynı düşünen yazarları mesaja davet ediyorum)
25 ocak 2019 00:46
25 ocak 2019 00:46
10.
Bir oturuşta başlayıp bitirdiğim efsanevi mini dizi.
Hikaye, oyunculuklar, zaman, mekan ve işleniş... her yanıyla harika bir roman uyarlaması. Öyle ki önce kitabı okumadığıma çok pişman oldum, genelde kitapları daha çok beğenirim çünkü.
Sonuç olarak izlemediyseniz kesinlikle izlemelisiniz. Müthiş.