1.
Aslen vücut dismorfik bozukluğu olarak bilinen somatoform bozukluklar grubundan bir psikiyatrik hastalık.
Hasta, vücudundaki bir organda "hayali" bir bozukluk vardır. hayali dememin sebebi, hiçbir fonksiyonel bozukluk olmamasına rağmen hastaya göre oldukça bariz bir kusur söz konusudur. sürekli bu kusurunu düşünür, herkesin oraya baktığına inanır ve bu kusuru örtmek için kendince önlemler alır. Mesela kulakları ile ilgili dismorfik bozukluğu olan bir hasta saçlarını hep salar, örtü bağlar vs. Sorun hastanın algısı ile ilgili olduğu için plastik cerrahi müdahalesi sorunu çözmez. Ciddi işlevsel bozukluk yaratabilen bu hastalık, kişinin evden çıkamamasına kadar gidebilir.
(yazar: melissaki) uktesiydi.
2.
Birkaç ay önce çok ağır bir depresyon geçirdim ve depresyonun kendisi yetmezmiş gibi bir de bu bozukluk ile cebelleştim. Belki bir farkındalık olur hem de içimi dökmüş olurum diye deneyimimi paylaşmak istiyorum.
Herkesin vücudunda mutlaka beğenmediği, değiştirmek istediği bir özellik vardır ve genellikle bu normaldir. Fakat neredeyse her günün 4-5 saatini, bazen daha fazlasını, bu özelliğinizi düşünerek harcıyorsanız, o zaman bu durum bir bozukluk halini alıyor. Benim yüzümde 7 senedir bitmek bilmeyen bir sivilce problemi var, burnum da biraz büyük ve kemerli. Ne zaman kendi yansımamı görsem ya da grupça fotoğraf çekilsek bu kusurlarımın farkına varıp neredeyse ağlayacak gibi oluyordum. Sonra yalnız kaldığımda farklı açılardan 10-20 selfie çekip, tek tek tüm kusurlarımı analiz edip internetten plastik cerrahi doktorlarını araştırıyordum. Bu önceden belki ayda 2-3 kez yaptığım bir şeyken, giderek her gün yaptığım bir şeye dönüştü. Dünya üzerindeki en çirkin varlık olduğuma kanaat getirdim. Hayatımdaki tüm problemlerimin kaynağının çirkin görünmem olduğuna inandım, ki bu doğru değildi. Sevilmeye layık olabilmem için önce güzel olmam gerektiğini düşündüm, ki bu da doğru değil. Şimdi yazınca o zaman düşündüklerim ne kadar mantıksız geliyor, aslında o zaman da bir yanım bu düşüncelerin mantıksız olduğunu biliyordu ama yine de kendimi bunlara inanmaktan alıkoyamıyordum. Ağır bir depresyon yaşıyordum, depresyonda olan insan bazen çok saçma şeylerin hayatını tamamen değiştireceğine inanabiliyor, ben de güzel görünürsem veya okuduğum şehri değiştirirsem hayatımın kökünden değişeceğine inanmıştım. Tabi ne görüntümde çok büyük bir değişim oldu ne de okuduğum şehirde. Ancak yine de hayatım değişti. Artık intiharın eşiğine gelmişken terapiye ve antidepresanlara başladım, başta çok zorlandım ama zamanla ilaçların yan etkisi geçtikçe ve terapide ilerleme kaydettikçe kendimi daha iyi hissetmeye başladım. Psikolojim düzeldikçe dış görünüşümü de daha az düşünmeye başladım ve depresyondan kurtulduğum gibi beden dismorfik bozukluğumdan da kurtulmuş oldum(gizlinot: Bu herkes için geçerli olmayabilir elbette)(gizlinot: Benim durumumda beden dismorfik bozukluğu depresyonun bir belirtisi gibiydi). Ha, şu an kendimi çok mu güzel buluyorum? Hayır, fakat sevilmeye layık ve değerli bir insan olmam için güzel görünmem gerekmediğini biliyorum. Hâlâ burnumu pek beğenmem, sivilce izlerim arada beni rahatsız eder, yine de bunlar kendimi sevmeme engel değil. Beni gerçekten seven insanların da dış görünüşümden ötesini görebileceklerini biliyorum. Hiçbirimiz görünüşlerimizden ibaret değiliz ve nasıl göründüğümüzden bağımsız olarak sevilmeyi, özellikle kendimiz tarafından sevilmeyi hak ediyoruz.
Son olarak eğer kendinizde beden dismorfik bozukluğu olduğunu düşünüyorsanız, lütfen geç olmadan psikolojik/psikiyatrik yardım alın. Terapi zor bir süreç fakat o zorluğa kesinlikle değiyor.