yeni
popüler
    sorular içinde ara
    yeni soru sor
    son sorular
    son cevaplar
    kategoriler
    • süslü
    • moda alışveriş
    • kuaför & güzellik merkezi
    • sağlık
    • spor
    • gönül işleri
    • aile arkadaş ilişkileri
    • cinsellik
    • eğitim & kariyer
    • seyahat
    • pet
    • sanat
    • bürokrasi
    • diğer
    girdi yaz
    medya ekle
    • linki kopyala
    • şikayet et
    • girdiler (15)
    • medya (1)

    15. Şimdi anlatacağım hikayede yaşananlar herhangi bir kendini övme amacı taşımamakta, sadece topluma çok faydalı olabilecek bir gencin yaşadığı dramı anlatmaktadır. Anlatılan olaylar iki ucun da nasıl sonuna kadar yaşandığını görmeniz içindir.

    12 yaşımdan itibaren hayatımda garip bir seyir başlamıştı. Bir sene çok başarılı oluyor, diğer sene içime kapanıyor günlerce odadan çıkamıyordum. örneğin zamanında liselere giriş sınavında derece yaptım(13. Olmuştum türkiyede), lise 1dematematik olimpiyatlarında madalya aldım. O dönemde iq testlerinde de 150ye yakın sonuçlar aldığım için Altın çocuk olarak görülüyor ve türkiye adına değerli bir bilim insanı olacağıma inanılıyordu gelecekte.

    Bir anda lise2nin başından lise3 ortasına kadar yoğun bir depresyonda ölüye dönüştüm ve okulu bırakmaya kararlıydım. Kafamda sürekli yinelenen düşünceler vardı. Saatlerce felsefi kitaplar okuyor, üstlerine düşünüyor, uyumuyor ve yemek yemiyordum. 12-13 kilo verdim. Okuldaki Derslere olimpiyat çalışıyorum bahanesiyle gitmedim. Ama olimpiyat da çalışmadım, sağda solda uyuyakalıyordum, sürekli birileri beni hayata döndürmeye çalışıyor, herkes halime çok üzülüyordu. Ama kimse psikiyatristlik bir durum olduğunu düşünmemişti. Bu kız tuhaf biri diye düşünülüyordu.

    Babam ben küçükken öldüğü, annemse cahil bir kadın olduğu ve eğitim hayatımı çok da algılayamadığı için üzerimde nazar olduğunu düşünüp hoca hoca gezdirmişti. Okulu bırakma bari liseyi bitir dediler ve devam ettim. Sonra lise üçün ortasında bir anda düzeldim ve lise sonun ortasına kadar inanılmaz derecede çalıştım. Daha önce hem olimpiyatçı olduğum hem de depresyonda çalışamadığım için tüm lise müfredatını bu bi senede öğrenip deneme sınavlarını fulle yakın yapmaya başladım. O zamanlar ygs vardı, ilk yüze giremeyince yine depresyona girdim. (hayır ilk 500e girmiştim ve bu beni depresyona sokmuştu başarısız hissettiğim için) sınava üç ay kala hiç çalışamadım ve girmek istemiyordum. abimin zoruyla girip sınavların sonucunda bir tık yükseltmiş 300lere kadar çıkmıştım. Bizim zamanımızda sanırım bütün bölümler tutuyordu diye hatırıyorum emin olmamakla beraber.

    Lysye girdiğim süreçte depresyondaydım ve bu bana yetmedi, neden ilk yüze giremedim diye günlerce üzüldüm. 1.5 senelik bir ölülük dönemine girdim. O ara hazırlık okudum ve çok da çalışma gerektirmediği için sorun yaşamadım. Ama sonra bölüme başladım ve müthiş çalışma azmim geri döndü. Elektrik elektronik mühendisliği okurken bölümüzde en fazla %5 kızdık. Erkekler zaten hem aşırı hırslılardı hem de duygusuzlardı. Buna rağmen çalışmayı hiç bırakmadım ve ilk iki senemde 3.90 civarı bir ortalama yaptım. Ama sonra bi anda tekrar ölüye dönmeye başladım, üstten ders almak amacıyla yaz okuluna kaydolmuştum ama derslere gitmedim, sonra dönem başladı, ben odadan çıkamıyor günlerce yok oluyordum. Telefonumu kaybediyordum insanlar ulaşamıyordu annem sinir krizlerine giriyordu herkes çok üzülüyordu. Dönemin ortasında okulda durumum farkedildi ve dondurma kararı verdik hocalarla beraber. Sonra irregular öğrenci olarak hayatıma devam ettim ve 1 sene boyunca yeniden çok çalıştım. Yüksek bir ortalamayı bir dönem okul dondurmayla korumayı başarabildim. Sonra okulda normalde dördüncü yılımın ikinci dönemi olup benim irregulara dönüşmem sebebiyle dördüncü yılımın ilk dönemi olan dönemde, yeniden yoğun bir bunalıma girdim. Çalışmaya çalışıp çalışamadım, öldüm öldüm dirildim. İntihar edecek boyuta gelmiştim ve arkadaşlarım zor sahip çıkıyolardı bana. Sağda solda yerde cenin pozisyonunda yatıyordum gece vakti sokaktan topladılar. Annemi bir kere itmiştim kendimi kaybedip.

    Sonunda bende bir sıkıntı olduğuna emin olduk ve 22 yaşındayken 4-5 psikiyatrist tarafından teşhis kondu. Birsüre lityum kullandım ve iyileştiğimi düşündüm. Şimdiki Eşimle tanıştım ve hayatıma o kadar iyi geldi ki, hem ilaçlar hem de onun etkisiyle normal ve insan gibi hissetmeye başladım.

    O süreçte normalde dört senede bitirmem gereken bölümü bir dönem okul dondurup başka bir dönem de derslere gitmeyip her şeye rağmen 3.80 ortalamayla bitirebildim. Ama bu beni yine de mutsuz etmişti. Çünkü hem okulu uzatmış hem de hayalimdeki 3.95 üstü ortalamayı yapamamıştım. Hazırlık da okumuştum, 24 yaşına gelmiştim!? 22 yaşında bitmeliydi bölüm diye üzülüyordum. Birçok arkadaşım stanford, mit, berkeley'e giderken benim durumum sanki bana dünyanın en kötü durumuymuş gibi geliyordu. Oysa ki bölümü 10.lukla filan bitirmiştim ve en iyi olmasa da iyiydi. Yine de 6-7 ay süren bir depresyona girdim masterdan önce. Mezuniyet törenime bile gitmedim. 

    Bana göre başarısızlık olan bu durumu aşmak için hırsla çalışmaya başladım. Yurtdışına çıkacak sağlık durumum olmadığı için türkiyede kaldım. O sırada şimdiki eşimle evlendik bana iyi geliyordu varlığı. Masterın başından sonuna kadar hem sonunda 4.00 ortalama yapabildim, birçok konferansa makaleler yazdım, dergi için makale yazdım. Ama hocam çok üstüme geliyordu. Yine de 26 yaşında masterımı tamamladım ve aslında 22 yaşımdan sonra ciddi bir atak geçirmedim eskisi kadar. Muhtemelen ilaçlar ve eşimin etkisi vardı. İlaç kullanmayı bırakmıştım ama yine de yaşıyorduk bir şekilde abartılı uçlar olmadan.

    26 yaşında yurtdışında doktoraya başladım, alanımda dünyanın en iyi üniversitelerinden birinde doktoraya başladım. ama covid senesi olduğu için çoğunlukla uzaktan geçirdim o seneyi. Eşim de o sene türkiye'de çalıştı ve ben 27 yaşına gelince birlikte yurtdışına taşındık. O döneme kadar doktora hocalarım tarafından da oldukça güzel geri bildirimler almıştım. Master zamanımdaki kadar üst düzey bir performans göstermesem de halimden memnundum.

    Sonra 28 yaşımda çok ağır bir covid geçirdim. 1 ay boyunca yataktan çıkamadım vücudumda da çok alerjiler çıkmıştı. Covid bitiminden sonra garip hissetmeye başladım. Bi anda tüm dünyam karardı ve algılarım kapandı. 10 ay boyunca tarif edemeyeceğim bir balonda ölü gibi yaşadım. Bipolar bozukluğumun geçtiğine inandığım için kabullenemiyordum hasta olduğumu. Kafamda çeşitli obsesif düşünceler korkular ve sanrılar da başlamıştı. Okuduğumu defalarca okumama rağmen anlamıyor, gözümün önünü görmüyordum. 10 ayın sonunda ciddi bir psikiyatrik ve psikolojik destek almaya başladım. İlaçlarla beraber 1-2 ay içinde toparladım ve 1 seneye yakın yeniden güzel çalışmaya başladım. Ama 10 aylık depresyonumda hocalarıma rezil olmuş, karizmayı çizdirmiş, kendimi toparlamam gereken bir duruma gelmiştim. Kendime çok yüklendim ve masterdakinden bile daha çok çalışarak o sene çeşitli makaleler yazdım. İyiyim diye ilaçları bıraktım. Sonrasında 1 senenin ardından ciddi bir travma sonrası tekrar atak geçirmeye başladım. Bu sefer üç ay sürdü, tedavi oldum biraz düzelince ilaçları yeniden bıraktım. Sonra yeniden düzelirken tekrar atağa girdim ve sonunda ciddi bir ilaç tedavisine başlandı ve 6 aydır da tedavi oluyorum. 

    Geçmişe göre daha iyi hissediyorum, en azından depresyonda değilim. Ama manik dönemin kötü yanı aşırı enerjik olup çok konuşmak, cinsel aktiflik, alışveriş çılgınlığı, umarsızlık hepsi var. Ben genelde manik yerine hipomanik atak geçirdiğim için çok büyük tehlikelerle karşılaşmıyorum ama kendimi garip durumlarda bulabiliyorum istemsizce. 

    Şuan hipomaniye yakın bir durumdayım. Doktoramın da son ayları. Bir yandan tezimi yazıyor, diğer yandan sağlığımı korumaya çalışıyorum. Hem manik hem de depresif dönemde hissettiğim en önemli sorun odaklanma problemi. Birinde dertten diğerinde ise aşırı enerjiden istediğim gibi odaklanamıyorum ve çevremdeki herkes de odaklanma yetimle dalga geçiyor. Çok sık basit hatalar yapıyorum. 

    doktor bana stresi de yasakladı ve akademik hayattaki yoğun stresin burayı ne kadar sevsem de bana yaramadığına karar verdim. Sürekli bir mükemmelliyet arzusu, kendini eksik görme, eleştirme ve üretkenliğin de sınırı olmadığı için asla yeterli hissedememe durumu var. 

    Doktora yaptığım üniversite bana çok sahip çıktı sağlık durumumdan dolayı. Hocam alanında dünyanın en iyilerinden ve aşırı mükemmeliyetçi biri. Bazen beni çok zorlasa da beni rahatlattı birçok anlamda. Bölüm başkanından tut birçok profesöre kadar herkes yardımcı oldu. Aynısını türkiyedeyken de yaşamıştım hem odtüde hem bilkentte. Türkiyede iş hayatına girmediğim için nasıl karşılanırdı bilmiyorum. Ama nereye gidersem gideyim başta üstüme gelinse de atak geçirdikten sonra yumuşak tavırlar gördüm.

     

    Hayallerime tam anlamıyla ulaşamasam da birçok insanın başarılı göreceği bir hayat geçirdim. Ben de isterdim türkiye'de ilk ona girmek, bölümü 4.00 ortalamayla bitirmek, mit'de stanford'da doktora yapmak, sayısız dergi makaleleri yazmak ve doktora sonunda direkt iyi bir okula asistant profesör olarak başlamak. Ama yine de elimden gelen buydu diyorum. Gerçek potansiyelime ulaşamamış ve türkiye adına da kayıpmışım gibi hissediyorum. Ama demek ki benim odaklanma yeteneğim de bu kadarmış. Önemli olan sağlıkla huzurla yaşayabilmekmiş. 

    Bu süreçte depresif dönemlerimde olsun manik dönemlerimde olsun eşimin de ittirmeleriyle 22-23 ülke gezdik. Hobi olarak kendimi giyime ve modaya vererek de bir tık hayata tutundum. Fotoğrafçılıktan çok keyif aldım. Doğada bisiklet sürmek çok hoşuma gitti. 

    Hem doktoram sebebiyle hem de hastalıktan 6 yıldır evli olmamıza rağmen çocuk sahibi de olmadık henüz. Böyle bir hastalığın varken büyük bir risk gibi geliyor. 6 aydır tedavi olmama rağmen her an patlayacakmış, yeniden aynı döngülere girecekmiş gibi hissediyorum. Umarım ne kendimi ne de etrafımdaki kimseyi zarara uğratmadan hayatıma devam edebilirim.

    Kimbilir belki akademisyen olmadan mühendis olarak da dünyaya katkılar sağlarım. İş hayatına geçtikten sonra her şey belli olacak. Sizden beklentim de iyi dilekleriniz süslüler... :) 

    9 temmuz 12:03

    14. bende bipolar bozukluğun alt varyasyonu olan ve bildiğimiz bipolar bozukluğa göre daha hafif seyreden cyclothymia varmış. manik dönemleri çok uç yaşamasam da çok güzel bir his. ama depresif dönemleri tıpkı major depresyon gibi. bazen sırf bu hastalığım yüzünden düzenli olarak bir işte çalışamayacakmışım gibi geliyor. yeni mezun oldum. ve önceki iş tercübelerim hep "geçici" oldu. çünkü manik dönemdeyken dünyadaki en başarılı, en idealist insan benim, çok çalışkanım, çok enerjiğim, her şey harika. ama depresif dönemde yataktan çıkamıyorum ve çok kötü grip oldum ya da adetim sancılı geçiyor deyip  rapor alıyorum. ve bu depresif dönem 2-3 gün sürmüyor maalesef. ne zaman biteceğini asla kestiremiyorum. ama geleceği zaman hafiften bi hissettiriyor kendini kerata. manik dönemlerim ise sanki gerçekte olduğum/olmam gereken kişi gibi hissettiriyor. hep öyle kalayım istiyorum.

    7 temmuz 05:30

    13. Akıl hastalığından çok ruh hastalığı olduğuna inandığım hastalığım. Bazılarımız dünyaya karşı daha hassas oluyor, bu çirkinliklerle başedemiyor ve o küçük ruhları hastalanıyor.

    Bu hastalık asla iyileşmiyor sanırım en azından ben asla iyileşmicem doktorum öyle diyor.

    3 aralık 2020 21:46


    12. üstteki girdiye istinaden yazıyorum bu rahatsızlığa sahipseniz bunu sizin farketmeniz biraz güç ne yazık ki. zira manik dönemde kişi kötü bir durumda olduğunun farkında değildir, size göre aksine herşey yolundadır hayatınızın en iyi dönemini yaşadığınızı, herşeye yetebildiğinizi düşünürsünüz ancak birşeylerin yolunda olmadığı çevrenizdekiler tarafından net bir şekilde gözlemlenebilir. geçenlerde (link: https://www.suslusozluk.com/süslülerin-zamanında-çok-değer-verdikleri-biriyle-ilişkilerini-kesme-hikayeleri?i=247343 şu) girdimi artılamış birisi. ne yazmışım diye bir okuyum dedim. üniversitedeki sevgilimden ayrılışımı anlatıyorum ama hayatımın ilk manik döneminde yaşanıyor olay ve ben o girdide o dönemi detaylıca anlatmışım. o kadar etkilendim ve o anları yeniden yaşar gibi oldum ki sürekli elimin altında olsun diye kendi girdimi pinledim.

    ikinci ve üçüncü ataklarımda manik değil mix atak yaşamıştım yani uyku uyumama, enerji patlaması ve çok konuşma gözlemlenirken mutlu değildim aksine sürekli ağlıyordum çünkü durumun farkındaydım. ama bu defa zaten ilaç kullanıyordum. demek istediğim ilk teşhisinizi sizin yapmanız pek mümkün olmaz. yani demek istediğim, bir hastalık teşhisi yapmazsınız ki. iyi olduğunuzu düşünürsünüz zaten. linkini verdiğim girdimi okursanız belki biraz anlaşılabilir durum. ben final haftasında finallerime girmiyordum o kafadaydım daha ne diyim size :)

    9 kasım 2019 18:24

    11. Bir kaç ay önce teşhisi konulan hastalığım. Yanlış ve bilinçsiz uyku ilacı kullanımımla döngülerim çok karışmış. Karışmış derken diğerlerinin bir haftada yaşadığı şeyleri ben gün içerisinde yaşıyorum. Sabah dünyanın hakimiyken akşamları intihar etmemek için uğraşıyordum. Bu kadar süredir sadece doğru ilacı aradık doktorumla. Şuan bir ilaçta sabitlendik ama sadece 2 hafta iyi geldi ilaçlar.

    Arkadaşlar bu hastalıkla yaşamak çok zor, gerçekten çok zor. Şöyle söyleyeyim: yüksek lisansım için uğraşıyorum, iş le uğraşıyorum, flörtüm düzgün gitsin diye uğraşıyorum ve bunlara ek her an her dakika kendimle savaşıyorum. İnsanın nasıl yorulduğunu tahmin edemezsiniz. Yeni ilaçlarım sayesinde 2 hafta kendimi normal hissettim ve aileme ilk dediğimi şey 30 yılımı boşuna yaşamışım oldu. Lütfen bu hastalığı çocuk oyuncağı gibi görmeyin ve şüpheleniyorsunuz muhakkak doktora gidin.

    9 kasım 2019 12:06

    10. “Mani dönemi duygudurumun çok yükseldiği, hastanın aşırı coşkulu olduğu dönemdir. Bu dönemde hastada abartılı önemli düşünceler veya ayağı yere basmayan projeler, kendini olduğundan çok daha yüksekte hissetme, büyüklük düşünceleri, düşüncelerin hastanın zihninde adeta yarışması, kendini aşırı enerjik hissetme, uyku gereksiniminde azalma, hatta uyku gereksinimini inkar etme, sonuçlarını düşünmeden heyecanlı veya eğlenceli faaliyetlere kalkışmak (çok fazla para harcama, aşırı hızlı araba kullanma) görülen belirtilere örnektir.” 

    Arkadaşımın babasında var ve anlattığına göre manik atak geçirdiği bir dönemde dışarı çıkıp ağaçlara, camlara, sokaklara “psikolog *adı soyadı* ücretsiz dert dinlenir” diye ilanlar astırmış numarasıyla birlikte psikolog olmadığı halde. Bir başka atağında da doktor olarak tanıtmış kendini. 3 kişiden biri “bende bipolar var yaaa” diyor daha doktora bile gitmeden ama hiç de öyle kolay değil. Övünenler var bir de, onlara hiç girmiyorum. Kurabiye değil ki bu övünesiniz

    27 nisan 2018 16:33 27 nisan 2018 16:34

    9. genetik yatkınlığın etkisinin önemli olduğu, organik kökenli hastalık.

    Bu nedenle hastalar profesyonel yardımdan kesinlikle kaçınmamalı, psikiyatristinin uygun gördüğü tedaviyi devam ettirmelidir. İlaç kullanım süreci zorlu bir süreç, bu süreçte yine doktorunuzun yönlendirmesiyle psikoterapi alabilirsiniz.

    Ayrıca bu hastalık Shameless dizisinde doğru bir şekilde işlenmiştir.

    16 mayıs 2017 14:28


    8. sözlükte tam da bu aralar hortlaması tesadüf değildir. (bkz: ani mevsim geçişi)

    16 mayıs 2017 11:11

    7. bir hafta önce olduğum muayene ile bana teşhisi konulmuş olan hastalık. vücudu mahveder. Manik olmak iyi gibi anlaşılır ama kişi o dönemde de kendine zarar vermeye meyillidir.

    kendimden bahsedecek olursam.

    manik dönemde çok az uyurum(günde ortalama 2 saat kadar) çok konuşurum. aşırı sosyalleşirim kontrolsüz para harcarım çok çalışır hiç dinlenmem ağır saatlerce spor yaparım içimden çıkıp hep koşmak gelir sinirli olur çabuk patlarım yaratıcılığım artar gece oturup makale hikaye vs yazarım.

    depresif dönemde ise çok uyurum (ort 10 saat) neredeyse hiç yemek yemem, çevremle iletişimi koparırım. odam darmandağınık olur saçlarımı yıkamaya halim olmaz pek konuşmam.

    daha önce bir kere intihar teşebbüsüm defalarca ise kafamda kendimi öldürmenin hayalini kurdum. bu geçişler çok sert olur. vücut çok zorlanır. mesela bu yeme içmenin de dengesiz olması yüzünden 7-8 kiloya varan değişimler sürekli olduğu için vücudumda çatlaklar var. lisedeyken de daha önce de bu biliniyordu ben aylarca ders çalışmayıp sürekli uyurdum sonra bir içimden istek yükselirdi o arada günde iki test kitabı falan çözerdim insanlar şok olurdu.sonra yine uyuma sonra yine yükselme.

    Ben eskiden bende bu rahatsızlığın olduğunu bilmiyordum sadece ruh halim dengesiz diye biliyordum. depresif dönemlerimi kötü diye düşünüp iki defa depresyon teşhisi ile tedavi oldum ama manik hallerimde ben mükemmelim her şeyi yaparım modunda dolaştığım için bunun aslında bir problem olduğunu fark edemedim.

    liseden bir arkadaşım üniversitede konuşurken (kendisi tıp okuyordu o sırada) ya sende bipolar yok muydu dedi. ben o ne ki deyince anlattı belirtilerini nasıl bir hastalık olduğunu ben dedim galiba bende var. internetten baktım hani kendini anlat desen bu hastalık belirtileriyle anlatabilirim. o derece uyuyor ben şok oldum. testler yaptım farklı farklı hepsinde yüksek oranlarda sizde bipolar olma ihtimali çok yüksek bir uzmana görünün sonucu çıktı.

    ama ben daha önce tedavi olurken intihar teşebbüsünde bulunduğum için ilaçlardan o kadar korkuyordum bir türlü cesaret alıp doktora gidemedim. kendime sürekli şimdi uyumalısın şimdi kalkmalısın gibi telkinlerde bulunup yaşamımı her gün savaş içinde sürdürdüm.

    geçenlerde artık bu halden perişan olduğum için doktora gittim. Bana bipolar teşhisi kondu. ağır depresif tarafta olduğum için paxera ve dengeleyici olarak rexapin verdi. bana paxera seni manik tarafa fırlatabilir dikkat et manik olursan paxerayı direkt bırak buraya gel dedi.

    ilaçları kullanmaya başladım. yan etkileri çok sert vurdu beni gözlerimde odaklanmada problemler baş dönmesi baş ağrısı dalgınlık mide bulantısı sorunları yaşadım. ara ara içimde yükselmeler oldu ama moralim yaşadığım bir takım olaylardan dolayı çok bozuktu geri düştü o yükselmeler.

    ama dün sabah ben geliyorum demişti zaten ve geldi. işleri hızlıca hallettim dışarı çıktım kafeye gittim grupça takılan arkadaşlara tanışabilir miyiz diye tanıştım 2 saat konuştuk ben zıplaya zıplaya ofise döndüm hala daha zıplayasım var ama görmeniz lazım. sonra bana bir şeyler oldu bir anda başım dönmeye başladı. izin alıp doktora gittim.

    acile gittiğim için başka bir doktor vardı baştan ona da anlattım bana paxerayı bırak rexapine devam et üç gün sonra tekrar gel eğer bu manikliğin devam ederse dedi. dün akşam sadece rexapini içtim. bugün sabah uyanmakta güçlük çektim zorla işe geldim. baş ağrısı devam ediyor.

    dişlerimi fark etmeden sıkıyorum ama ben mükemmelim modu üzerimde bu uzun girdiyi yazmamdan da anlaşılıyor galiba. dışarı çıkıp koşasım var. sürekli konuşasım var. üç gün sonra tekrar gel demesi lityuma başlanılacağından dolayıydı. ama lityum oldukça ağır bir ilaç ve ben kullanmak istemiyorum açıkçası.

    sorunlarım çözülsün istiyorum ama bu ilaçların yan etkileri beni bıktırdı.

    dün ilaçları bırakmayı düşündüm bugünde düşünüyorum. ama bir profesyonelle konuşmam lazım.

    ömür boyu peşimde olan bu hastalıktan nasıl iyileşirim bilmiyorum.

    geçmişteki tecrübelerime dayanarak en iyi gelen şeyin kendimi düzenli yaşamaya zorlamak ve spor yapmak olduğunu fark ettim. bunları da doktorla konuşacağım.

    bu popüler olan veya cool olan bir şey değil insanı bu dengesizliklerle yoran yıpratan ve çevresindekilerden uzaklaştıran uzun ilişkiler sürdürmesine engel olan bir bozukluk. yardım alın diyeceğim de kendim bu korkuları taşırken başkasına böyle bir şey demenin iki yüzlülük olduğunu düşünüyorum. bu hastalığa sahip herkese sabır diliyorum bol bol ihtiyaçları var çünkü.

    16 mayıs 2017 10:48

    6. i hate being bipolar it's awesome!

    15 mayıs 2017 17:57