1. Yoğun olumsuz duygu durumlarında gelen yenilenme isteği bana gaza gelip kısa motivasyonlarla bir şeyleri değiştirmeye çalışıp, kendimi tekrar aynı noktada fakat daha da kötü yenilmiş ve vakit kaybettirmiş olarak bulduruyor. Açıkçası daha kötü bir his tarif et desen edemem. Hayatım bu şekilde geçti çinkü. her doğum günümde ağlayıp zırlayıp yalnız kalma isteğimi de bununla açıklıyorum çünkü hiçbir şeyi temelli ve doğru yolla doğru şekilde değiştiremediğimi bilmek; kendimi yıllar ömrümden geçse de bir arpa boyu yol alamamış, kendimin başka bir versiyonuna terfi edememiş görmek beni yıkıyor. Uzun zamanda düşüncelerimi bilinçaltımda biriktirerek anladım ki, değişme isteği hepimizde her zaman var. enerji işlerine girip blokajlardan kurtulmalıyız demeyeceğim ya da değişmemeliyiz de demeyeceğim. Bu konuya bulunan her türlü cevabın birer bahane, geçiştirme olduğunu çok iyi anladım. İnsan bence değişmesi gerektiğini de, neden değimesi gerektiğini de, nereye evrilmek istediğini de içten içe zaten çok iyi biliyor. Hem disiplinli hem de farkındalığı yüksek insanları ayrı tutarak söylüyorum ki, değişmek motivasyonla olmaz. herhangi bir şeyi başarmak da öyle. bunlar ancak güdülenmeyle olur. bu da zaten bildiğin şeyi tekrar tekrar hata yaparak tekrar tekrar farketmekle değil, bildiğini zaman kaybetmeden alışkanlığa dökerek olur. İnsan alışkanlıklarından ibaret, alışkanlığınla düşüncen farklıysa düşüncenin pek önemi kalmıyor. yenilenme enerjisi ise bu yolla kullanılabilir diye düşünüyorum. yani zaten her an değişen, hem çabalamakta stabil olup değişimi her an kucaklayabilen; değişimi her an kaldırabilecek olan yani değişimle oyuncak gibi oynayıp istediği durakta inip binebilen insanlar her işin altından kalkar. altından kalktıkları en önemli iş ise bence hayatın algoritmalarını anlamak ve evrimsel olarak da hayatta kalma içgdüsünü en iyiye kanalize etmek. Bu insanlar herkes gibi üzülür,sevinir,yıkılır,ayağa kalkar, tüm duyguları yaşar ancak hep dengede olmayı başarırlar, bunu motivasyonla/gazla yapmadıkları için, işin içine güdü girdiği için hayattan soğuma/hayatı sevme durumlarının birbirini takip ettiği sonsuz döngüde kapana kısılmış hissetmez ve ani,acemice hareketlerde bulunmazlar. yani bahsettiğim gibi bir yapıya sahip olsak yenilenme enerjisi çok güzel bir vibe'a sahip olabilirken, çoğumuz bu dediğim dengelere belki de asla ulaşamayacağız. o yüzden yenilenmeyi neden istediğimizi ve bunu aslında ezelden beri bildiğimizi göz önünde bulundurarak bu terimi bir daha ele almalıyız diye düşünüyorum. geç ve uzun bir ukte giderme oldu, yani umarım olmuştur.
Bu arada bahsettiğim motivasyon - güdü farkını ve güdünün bir insana ne yaptırdığını youtube'dan (link: https://youtu.be/kICh_d6tHQk james scholz abimiz) kendi üzerinden çok iyi anlatıyor.