c vitamini

1. çocukluğumun vitamini. ene ne günlerdi be.atıyordun bardağına içine.erisin gazoz niyetine iç. anne sütünden pek faydalanamayan ben için tüm vitaminler dışarıdan sağladım. .vitamin de olsa dikkat etmek lazım .bence doktor kontrolünde alın. şimdi bakıyorum da reklamlara vitamin pazarlıyorlar. kafasına göre zayıflama ilacı içenleri duyduk ve üzüldük. ilaçlar şakaya gelmez. ışıldayacaz diye nurlu gitmeyelim.

2. cildin kendi kendini korumasına yardımcı olur. olası güneş lekelerine karşı savaştığı söylenir. c vitamini suda çözünen bir vitamin olduğundan her gün tüketmek gerekir. dün portakal yedim bugün yemiyim yok

3. doktora danışmadan yapılmaması gereken eylemdir. Güzelleşelim derken sağlınızı bozmayın. Vitamin basit bir şey gibi görünse de vücudunuzdaki birçok mekanizmayı etkiliyor.(bkz:amandıkkat)

Bi de doakozmetik te c vitamini serumu görmüştüm sprey halinde onu uygulamak haptan daha mantıklı direk cilt için kullanıyorsanız.

4. Yaklasik 2 yildir bazen cok duzenli bazen duzensiz solgar ester c 500 mg olanini takviye olarak aldigimdir.extra bir enerji vermiyor ben ozellikle sigara kullananlarin c vitamini takviyesi almalari gerektigini bircok yerde okumus oldugum icin kullaniyorum acikcasi.cilde iyi geliyor ayrica bundan mi bilmiyorum eskisi kadar sik hasta olmuyorum.kullanmak isteyenlerin 1000 lik yerine 500 mg ligi tercih etmelerinin yeterli olucagini soyleyebilirim zira c vtamini suda eriyen vucutta depolanmayan bir vitamindir. Yani vucut alacagi kadarini alip vitamin isini yapip fazlasini atiyor.ester c versiyonu tercih etmemin sebebi mideye rahatsizlik vermemesi emiliminin daha kolay olmasi.herhangi bir zararini gormedim simdiye kadar ama iciniz rahat etmezse doktora danisarak kullanin tabi.

5. C vitamini günde 1000 mg altında alınmalıdır. 1 grama ulaşan alımda vücudun c vitaminini emilimi %50 ve altına düşer ve fazlası böbreklerce işlenip idrar olarak atılmak zorunda kalır, ayrıca besinlerden yapılan emilim de azalmış olur bu düşme ile. 180 mg civarı alımda %80 emilim sağlanır. Yarısı da emilse yine daha çok alıyorum röhehe dememek lazım, vücudu yormamak lazım. Vitamini bile alırken elimizin altındaki interneti kullanıp araştıralım, sonuçta bünyemize girecek.

6. Diş Eti çekilmesi için önerdikleri için her gün almaya çalışıyorum. Yorgunluk hissimi azalttı, kendimi daha enerjik hissediyorum. Ayrıca tam ikindi gibi aldığım için açlık hissimi de bastırıyor :) cilde olan etkileri daha uzun dönemde olacaktır (zaten topikal olarak c vitaminli serum kullanıyorum)

7. Probiyotik şase ile birlikte cilt sağlığım için kullandığım vitamin. Etkilerine inanamadım. Yıllardır cildimi belirli bir görünümde sabit tutmaya çalışıyorum. Renk tonu eşitlenmiş,  yağdan değil de sağlıklı parlayan, sivilcesiz bir cilt elde etmek için inanılmaz çaba sarfediyorum.

Cilt dokusunun çok önemli olduğunu düşünüyorum. Tabi ki karakterim, davranışlarım ve hatta giyimim çok önemli fakat insanlar herşeyden önce yüzümle muhattap oluyorlar. Bu sebeple tüm vücudumda en önemsediğim alan yüzüm. 

Sadede gelirsem, cildim yağlı, makyaj yapmayı çok severim. Bu iki bileşen bir aradaysa bakım şarttır. Yıllarca dışarıdan destekle düzgün bir cilt dokusu elde ettim evet ama hem çok uğraşlı hem de çok masraflı. Şuan ise doğru düzgün ne maske ne peeling yapmama gerek kalmıyor. Yüzüm sağlıklı  ışıldıyor. 

Neden basit bir vitamini bu kadar ayrıntılandırıp, övüyorsun diyen varsa söyleyeyim. Burada sayfa sayfa bakım ürünü tartışıyoruz ama içten beslemeyi hep atlıyoruz. Günümüz şartlarında besinlerin faydalı bileşenlerinin çok çok azaldığını biliyoruz. Ben uzun süre düzgün beslenmenin yeterli olduğunu düşündüm ve direndim. Yetmiyormuş arkadaşlar. Böyle basit takviyelerle cildimin bu halde olacağını bilseydim yüzlerce liramı cilt bakımına yatırmazdım. Ben ettim siz etmeyin diye bildiğim tüm tüyoları yazıyorum. Hepinizi de kocaman öpüyorum oxox

8. Bu konuda şöyle bir (link: https://www.google.com.tr/amp/s/yalansavar.org/2013/03/11/c-vitamini-mucize-mi-yoksa-safsata-mi/amp/ Yazı) var bence fazlasıyla kapsayıcı. 

En kaba özeti de günlük yiyeceklerden aldığımız bize zaten yetiyor, takviye almak zannedildiği kadar bir şey değiştirmiyor vücutta. tabii yine de yazıya bir göz atın orada kaynaklarıyla açıklamışlar üşenmeyip.

9. Beslenme yolu ile değil haricen uygulandığında cilde faydasını görebileceğimiz vitamindir kendisi. Çünkü besinlerle ya da takviye olarak aldığımız c vitamininin çok büyük bir kısmı midede güçlü asitler tarafından parçalanarak yok edilir. Ayrıca güneş ışığında bozulan bir vitamindir. O yüzden cildimize uyguladığımız c vitamini içeren ürünlerin ışık geçirmeyen ambalajlarda muhafaza edilmesi gerekir. Bu ürünleri genelde gece kullanmaya dikkat etmeliyiz aksi takdirde özellikle de güneş kremi sürmemişsek ciltte lekelenmeye neden olur. %10-20 civarında c vitamini içeren ürünler kullanmak fayda sağlayacaktır. Aşırı kullanıma dikkat edilmeli çünkü ciltte hassasiyet yaratabilir.

10. antioksidanların kraliçesi, anti-aging ürünlerinin 1 numaralı içeriği. C vitamini, Ciltteki kolajen üretimini artırır, serbest radikallere (özellikle de uv ışınlarına) karşı savaşır ve hiper-pigmentasyonu azaltır. Böylece foto-yaşlanmaya karşı cildi korur.

Reklamlar bitti. Gerçeklere gelelim. "Oh ne güzel, yiyelim portakalı gençleşelim öyleyse" diyesim geliyor ama ne yazık ki bu şekilde olmuyor. Yediğimiz portakalın yararı yok demiyorum ancak portakalla vücuda giren c vitamininin önceliği cilt hücrelerimiz değil. Bu sebeple cildimizde maksimum sonuç alabilmemiz için topikal uygulama tavsiye ediliyor.

Bu noktada bilinmesi gereken en önemli şey her c vitamini türevinin aynı olmadığı.

c vitamininin doğada bulunan formu l-askorbik asittir. (askorbik asit olarak da geçebilir, başında "l-" olması molekül şekline bağlıdır.(gizlinot: merak edenler "kiralite"yi araştırabilirler.)) Genel olarak l-askorbik asidin tercih edilme sebebi hem c vitamininin en saf hali olması hem de asidik olmasından ötürü cildin alt tabakasına daha rahat nüfuz edebilmesidir. En büyük eksisi ise kararlı bir molekül olmadığından çabuk okside olması ve etkisini yitirmesidir.

Peki bu türevler neler?

-Askorbil Palmitat ( vitamin c ester): Daha kararlı, yağda çözünen bir form. Asidik olmadığı için ciltte eksfoliasyon yapmıyor.

-Magnezyum Askorbil Fosfat: C vitamininin en kararlı formu. Özellikle hassas ve kuru ciltlere tavsiye ediliyor.

-Askorbil Glukosit: Suda çözünebilir, kararlı bir form. Ancak cilt tonunu eşitlemede çok da başarılı olmadığını (link: https://www.paulaschoice.com/ingredient-dictionary/antioxidants/ascorbyl-glucoside.html okudum.)

-Askorbil Tetraizopalmitat: Yağda çözünebilir, kararlı bir form.

Özetle, C vitaminin türevlerinin l-askorbik aside oranla raf ömürleri daha uzun (çünkü daha kararlılar) ancak l-askorbik asidin sağladığı tüm faydaları sağlayabilmeleri için daha yüksek konsantrasyona sahip olmaları gerekiyor.

l-askorbik asidin faydasının görülebilmesi için tavsiye edilen konsantrasyon %8-20 arası. %20'den fazlasının ekstra bir fayda sağlamadığı söyleniyor. ((link: https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pmc/articles/PMC5605218/ kaynak))

bu (link: https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pmc/articles/PMC3673383/ kaynakta da) belirtildiği gibi Sabahtan ziyade akşam kullanılması tavsiye ediliyor.

Bol vitaminli günler.

not: dermatolog değilim, sadece 8 senedir düzenli aralıklarla topikal l-askorbik asit kullanıcısıyım ve hakkında çok şey okudum/okuyorum. Yanlış bir şey yazdıysam, düzeltmenizi rica ederim.