280.
Here we go again. Kaç kere başladım bilmiyorum fakat hiç sonunu getiremedim. Şu an 5. Günümdeyim ve başım deli gibi çatlıyor. Hiçbir içecekte zaten bırak şekeri, tatlandırıcı tadına bile tahammülüm olmadığı için çay, kahve falan beni zorlamıyor hatta şu an canım şekerli bir şey dahi istemiyor ama bu baş ağrısı her şekersiz 21 gün diyetine başladığımda beni mahveden yegane şey. Biraz daha devam etsem geçecek biliyorum çünkü bağımlılık bu resmen. Ayrıca pcos ve buna bağlı olarak insülin direncine sahip olduğum için ekstra zorlanıyorum. Bu süreçte benim yaverim bimin şekersiz (tatlandiricili) çikolatası. Canım çok istediğinde bundan bir kare yiyorum ve gerçekten tatlı isteğimi kesiyor. 5 günde bile göbeğim bir tık indi. Tabi şekersizliğin yanında yediklerime de dikkat ediyorum bu süreçte. Bu sefer olsun be nolur! Gardrobumdaki kıyafetlere tekrar olayım. Burdan manifest evren mevren ne varsa selam olsun duysun sesimi.
Edit: 7. Günden bildiriyorum 2 kilo vermişim. Muhtemelen ödemle birlikte ama daha önce hiç haftada 2 kilo verdiğim olmamıştı o yüzden fazlasıyla motive oldum şu an.
17 kasım 14:27
19 kasım 11:13
16.
Denemeye en çekindiğim mutfaklardan biri
15.
Denediğim mutfaklardan fiyat performans olarak en iyisiydi. Güney kore'yi özleme sebebim... dakgalbi, üçgen gimbap, dokbokki, balık keki, karidesleri, bibimbap, tavukları herşeyi mi güzel olur. Ve en sevdiğimse asma yaprağı gibi değişik bir yaprağa önce pirinç koyup sonra kore barbeküsünde pişirdiğim eti koyup üstüne de kimchi ekle offf. Ama çok fazla domuz kullanıyorlar ve salçalarında alkol var. Eğer hassasiyetiniz varsa et olan birşey yememeniz ve barbeküye giderseniz baştan sığır eti kullanıp kullanmadıklarını sorun derim. Türkiye'deki herhangi bir kore restaurantı malesef aynısını yapamıyor, onların salçasını değil bizim salçayı kullanıyorlar, kullandıkları acı bizi antep biberi oluyor kore'deki biberin farklı bir aroması var. Bir de sarı turpları var arkadaşları onu çok sevdi ama ben turp sevmediğimden benlik değil.
Giden olursa netflix'deki sokak lezzetlerinin kore bölümündeki noodlecı mantıcı teyzeye gidip kimchi mandu yemenizi öneririm mutlaka.
25 ekim 22:58
25 ekim 22:59
14.
Güney kore'de yediğim şeylerin geneli oldukça sağlıklıydı. Deniz ürünlerini bolca tüketiyorlar, bir tane çorba içmiştim içinde midyeden yengece, balığa kadar envai çeşit deniz ürünü vardı. Geleneksel yemek sunan Lokantalarda mutlaka masalarda kimchi bulunur, koca kaplardan tabağınıza kimchi alırsınız. Kore barbeküsünde domuz ya da balık ağırlıklı yerler, yanında mutlaka kimchi olur elbette. Kimchi sadece lahanadan yapılmaz, onlarca kimchi çeşidi vardır. ( Odalara ayrılmış bir lokantada yediğim kimchilerin fotoğrafını ekliyorum). Bir de esnaf pazarında dana kulağı yemiştim, pek beğenmemiştim. Seul dışına çıktığımızda da köpek pişirilen lokantalar vardı, ama çok yaygın değilmiş köpek yemek. Kadınlar için tadı çok ağır olmayan aromalı sojuları vardır. Genel olarak baharatlı ama benim sevdiğim türde yemekler yapıyorlar. En sevdiklerim kimchi stew, bulgogi ve şahane biraları. Matchalı kitkat de yemiştim orada, acayip hoşuma gitmişti. Koreli arkadaşım eve kızarmış tavuk söylemenin de ayrı bir aktivite olduğunu söylemişti. Çok manasız bence.
Edit: çok önemli bir şeyi unutmuşum kırmızı fasülyeden yapılan macunlarına bayılmıştım. Her gün alıp yiyordum, yeni nesil pek tutmazmış ama ben burda bulsam stoklarım. Bir de koreli ev sahibem beni fırın gibi bir yere götürmüştü, bizim lokmaya benzeyen ama şerbetli olmayan çubuklara geçirilen tatlı hamurlardan yemiştim, tadı damağımdadır. Hatta sokakta satarlar bunları hazır halde.
25 ekim 19:36
25 ekim 23:06
13.
ya korean wave sagolsun bacak kadar cocuklarin bile ev yemeklerini begenmeyip, ille de kore yemegi yicem diye anne babalarini uzakdogu esintili fast foodculara zorla goturdugunu gordu bu gozler. yani ne desem bilemiyorum, cocuklar heves eder tabi ama biraz abartili ve yapay geliyor bana bu kadar sevilmesi. guzel yemekleri var mi var, ben gimbap, barbeku ve kimchilerini seviyorum acikcasi ama genele bakildiginda suslulerin yazdigi gibi cok sodyum ve seker agirlikli besleniyorlar. aslinda japon ve cin mutfagi da bu sekilde, genel olarak asiri sodyum tuketimi mevcut. bir sure sonra butun tatlar ayni geliyor zaten hep ayni baharat ve soslari kullandiklari icin. kisacasi, ayda yilda bir aklima gelirse yerim ama aramiyorum.
12.
pirinci ekmek gibi katık olarak tüketiyorlar, yumurta çok önemli onlar için. Pirincin yapışkan formda olması onlar için daha lezzetli ve tercih edilesi halidir, sosla tüketirler. Domuz eti ucuz olduğu için sokak lezzeti olarak satılan kırmızı etlerin çoğu domuz etidir ancak ülkede deniz ürünü tüketimi çok çok daha yaygındır. Kalamarlı cipsleri filan var denemiştim çok lezzetli oluyor ama sağlıklı olmaması kesinlikle doğru bir söylem. Meyve ve sebze fiyatları inanılmaz yüksektir, genelde insanların mesai saatleri inanılmaz yüksek olduğu için ve daha uygun fiyatlı olduğu paketli ürünlere yönelirler, bu nedenle hazır gıda sektörleri inanılmaz gelişmiştir. Buna rağmen gochujang, miso sos gibi fermente sosları inanılmaz lezzetlidir, umami tatları fazla olduğu için dünyada çok kabul gören soslardır. Restoran ve cafeleri çok kaliteli ve hijyeniktir, bizim damak tadımıza her şey uymasa da kesinlikle denenmesi gereken çok lezzeti vardır. Mesela görüntüsü hiç iştah açmayan şeffaf tuhaf çorbaların inanılmaz lezzetli olması bana şok edici gelmişti, miso sos katıyorlarmış. Kimchi sevmemiştim ben, turşular bizdeki kadar asidik değil armutla fermente edildiği için onlar daha tatlımsı turşu seviyorlar. Balık ürününlerinin hepsi çiğ servis edilmiyor ama kalamar, ahtapot çok yaygın salatalara filan kızartmalarını katıyorlar. Ekmek yok :d
24 ekim 13:16
24 ekim 13:19
11.
pek sağlıklı bir mutfak değildir. Çoğu yemekte sodyum oranı aşırı yüksektir(zaten hep yüzlerinin şişmesi şikayetiyle güne başlarlar)
Fermente gıdaları evet yararlıdır ancak genelde çoğu yemeğe oligosaccride, glikozşurubu, bol şeker koyarlar. işin garibi bu oligo ve glikoz şurubunu evde yemek yaparken de kullanmaları. ayrıca çok fazla kızartma yemekleri vardır ve kızartmaların dışında da çok fazla soya ve soya ürünü(tofu) tüketirler ki onun da kısırlık yaptığı kanıtlamış durumda.
24 ekim 09:08
24 ekim 09:10
10.
Türk mutfağıyla taban tabana zıttır. Kore mutfağında tatlı ve acı tatların bir arada kullanılması, yiyeceklerdeki tat dengesi ve lezzetlerin zenginleşmesi açısından önemli rol oynar. Bu kültürel özellik, "umami" denilen beşinci temel tadın keşfiyle ilişkilidir ve tatların harmonisi Kore yemeklerinde en yaygın olan şeydir. Tatlı ve acı, özellikle fermente gıdalar, soslar ve çeşitli baharatlarla birleştiğinde derinlikli bir lezzet deneyimi yaratır. Gochujang (fermente biber ezmesi) gibi tatlı-acı kombinasyonlar, birçok Kore yemeğinde hem acıyı hem de hafif tatlılığı dengelemek için sıklıkla kullanılır. Oysa Türk mutfağı, tatları daha belirgin kategorilerde sunmayı tercih eder. Baharat ve acı kullanılan yemeklerde şeker kullanılmaz. Fermente edilecek gıdalarda ağırlıklı olarak ekşi ve tuz tadını öne çıkaracak bileşenler tercih edilir. Bundan dolayı yiyeceğiniz yemekler genel anlamda damak zevkinize uymayacaktır. Yine de alışılması, sevilmesi zor değil.
16.
başlığının olmasına çok sevindim çünkü olmasaydı ben açacaktım. doğal protein barlar üreten bir marka. ben şimdiye kadar 2 ürünü denedim ve hiç beğenmedim eğer almayı düşünüyorsanız fikir olması için yazdım. sonuçta doğal bar ne kadar kötü olabilir yoklukta her türlü yenir diye düşünüyordum ama çok kötü olabiliyormuş gördüm. yeşil renkli olan peanut fıstık ezmeli ve pembe renkli olan çilekli probiyotik çeşidinden almıştım özellikle pembe olandan çok ümitliydim ama gerçekten tatları çok kötü. eğer bu markayı denemeyi düşünüyorsanız başka çeşitlere bakmanızı öneririm. benim naçizane tavsiyem züberin proten barlarını yine züberin granola barlarını, delly markasının çikolata kaplı barlarını deneyebilirsiniz.
12.
6 yıl aradan sonra bu gece geri dönmüştür. Off ne hissedeceğimi bilmiyorum. Nerde o eski showlar demek istiyorum ya. Oldukça tekdüze ve yaratıcılıktan uzak bir şovdu bence. Bir kere protokol fiyasko. Bir tek a list sayılabilecek cardi b gördüm onun dışında lele pons falan var yarabbim. Eskiden ön sırada paris hilton, beyonce falan olurdu. ikinci fiyasko bence kesinlikle platform. Mankenlerin yürüdüğü platform eskiden daha yüksek ve izleyicilerden tamamen ayrı olurdu. ihtişamlı, simliydi. modeller yürüdükleri zaman kanatların etkisiyle simler uçuşurdu. Şimdi fashion weekte herhangi bir moda şovu gibi konukların önünden yürüdüler. Çoğu manken dümdüz odun gibi yürüdü gitti ne bir kamerayla ne sanatçıyla flörtleşme ne bir bakış... sahne dekoru desen hak getire zaten. Fantasy bra yoktu, pink segmenti yoktu. Eskiden Victoria's secret angels diye bir kavram vardı victorias secret mankenleri adeta bir peri kızı, ulaşılamayacak bir noktaydılar. Mesela eski vs olsaydı lila moss bırakın kanatlı melek olmayı seçilemeyeceğini bildiği için castinge bile gidemezdi. 2015-2016 civarı takip edenler bilir kendall,gigi,bellanın o yıl şovda olacaklarının haberi çıkınca yerden yere vurulmuştu torpilli mankenlerin bu şovda işi yok diye. Şimdilerde gigi ve bellanın şovu sırtlaması tezatlıkta son nokta gibi duruyor. Bu şovda çoğu mankenin saçı ve makyajı aşırı özensiz ve yapılmamış gibi görünüyordu. vsfs runway hair diye bir fenomen vardı nerde o süper volümlü bouncy saçlar? çoğu mankenin vücut makyajı bile yoktu. bana katılmayacak olanlar vardır eminim ama ben vs geleneğinin bozulmasını istemezdim. Hep o ulaşılmaz noktanın korunmasını isterdim. Bu şov benim için eski zamanlardan güzel bir anı olarak kalacak. Son olarak En çok kime şaşırdın diye sorarsanız kesinlikle carla bruni derdim (gizlinot: ne alaka) bu arada hakkını vermek lazım tyla inanılmazdı. ve ustalara saygı adı altında naomi campbell'ı görmediğime de çok sevindim. vs fanınız sundu.
16 ekim 03:28
16 ekim 16:01