yeni
popüler
    sorular içinde ara
    yeni soru sor
    son sorular
    son cevaplar
    kategoriler
    • süslü
    • moda alışveriş
    • kuaför & güzellik merkezi
    • sağlık
    • spor
    • gönül işleri
    • aile arkadaş ilişkileri
    • cinsellik
    • eğitim & kariyer
    • seyahat
    • pet
    • sanat
    • bürokrasi
    • diğer
    girdi yaz
    medya ekle
    • linki kopyala
    • şikayet et
    • girdiler (8)
    • medya (1)

    1. benim için çok az gecikmiş bir regl olarak başlayan, şiddetli kanamalarıma rağmen ihtimal vermediğim, aklıma bile getirmediğim, takribi ‘reglimin’ 8. günü ağrı şokuna girip ellerimin kilitlenmesine yol açan, narkotik ilaç alımına ve en sonunda doktorun ağzından sen düşük yapıyorsun cümlesinin dökülmesine neden olan süreç. 

    düşük yapana kadar hamile olduğumu bile bilmiyordum o yüzden bu bende ‘birini’ kaybetme hissiyatı yaşatmadı. ‘bir şey’ kaybetmiş gibi bile hissetmiyorum, bilmiyorum bilmiyorum bir şey hissetmiyorum. varlığını o beni terk etmeden önce keşfetseydim belki kendimi ‘anne’ sayabilirdim, şimdi onu da yapamıyorum. bazen böyle şeyler olur hem de benim durumumdaki gibi görünürde bir sebebi olmadan olur. zaten istemeyeceğim bir hamilelik olacağı için bu şekilde sonlanması benim için en iyisi oldu, beni vicdanımla baş başa bırakmadı. 

    bu süreç hakkında hiçbir şey bilmiyorum ben de aslında. çünkü asla düşünmüyorum istesem de, çok çabuk kabullendim. tek bildiğim ileride çocuklarımın bir abisi (ki bence abisi. öyle sebepsiz bir his) ya da bir ablası olduğu.

    çocuğuma gelip bir süre de olsa bedenimde konakladığı için çok teşekkür ederim. çünkü en nihayetinde benim bir parçam ve bu teşekkürü hak ediyor 

    19 temmuz 2019 12:22

    2. Kendimce yeterince zaman geçtiğini düşündüğüm için bu başlığı burada, hemcinsimle en çok iletişim kurabileceğim yerde açmak istedim. Ben bu olaydan sonra yapayalnız kaldım gibi hissettim, kimse istediğim cevapları vermedi, duymak istediklerimi söylemedi. kendi başıma kalınca çabaladım, kendi kendimi teselli ettim ha bir de bir sayfa buldum facebookta çokça takipçisi olan ama muhtemelen amerikadaki kadınların kurduğu, oradakilere açıkladım kendimi, açıklayanlara destek oldum onlardan öğrendim, onlara sordum. beni en çok zorlayan şey bunu 28 yaşında deneyimlemeden önce bu konu hakkında fikir sahibi olmamam, etrafımda yaşayan birçok insan olmasına rağmen herkesin bunu bir tabu gibi saklaması. maalesef artık günümüzde dört kadından birinin başına geliyormuş bu durum ve ne gariptir ki ne kadar sağlıklı olursan ol, hamileliğini ne kadar düzgün yaşarsan yaşa bir anda olabiliyormuş ilk gebeliklerde. bu yüzden bence bilinç en önemli şey, o anı yaşadıktan sonra insan mantığıyla değil duygularıyla kalıyor başbaşa. ama en azından sürecin bilincinde olmak bir nebze rahatlatır diye düşünüyorum bizler için.

    benim sürecim biraz sancılıydı açıkçası. altı haftalıktı, mide bulantıları yavaş yavaş başlamış, ailelere bir hafta öncesinde söylenmişti, herkes mutlu herkes çok heycanlıydı. hamile olduğumu farklı bir şehirde arkadaşımdayken öğrendim ve o şehirden sonra birkaç işi halletmek için farklı bir şehirde olmam gerekiyordu. o şehri de sizlerle paylaşacağım çünkü hiçkimsenin o hastanede bunları yaşamasını istemem. sabah uçakla şehre vardım ve bir arkadaşımın yanına gittim. evinde lavaboya girdiğimde biraz lekelenme gördüm kahverengi. internette baktığınızda en çok çıkacak sonuç yerleşme kanaması olacak. o öyle bir şey mi bilmiyorum ama benimki regl sonrası lekeler gibiydi. neyse arkadaşıma bundan bahsettim ve şehir hastanesine gittik (gizlinot: erzurum) beni biraz beklettikten sonra kadın doğum acilinde alttan muayene ettiler. normalde prezervatif takarlar o uca ama onu takmadıklarını ne kadar ne denli sterilize ettiklerini hiç bilmiyorum çünkü o ara ellerim ayağım titriyordu panikten. kadın her şeyin normal olduğunu söyleyip progesteron verdi. saat 12.15. eve geldik vajinal yoldan aldım biraz bekledim kahvaltı ettik. kahverengi lekelenme artmıştı karnımda kasıklarımda regl zamanı hissedilen bir ağrı. zaman geçti biraz lavaboya girdim. idrarımı yaparken hiçbir şey hissetmedim tam peçeteyle sileceğim sırada elime geldi. ne kan parçası ne bir şey hiçbir şeye benzemiyordu. sadece çok mükemmel bir şekilde daire gibi ve mor olduğunu hatırlıyorum. karın ağrım kesildi, onunla beraber elim ayağım ağlayarak taksiye bindim, kaybettiğimi biliyordum. buna rağmen hastaneye vardığımda doktor alttan muayene etmek istedi. ultrasonda kalp atışı duydum ancak dediğim gibi biliyordum çok salakça doktor karşımdaki anlamadı ben biliyordum o kalp atışlarının bana ait olduğunu o anlamadı. bebeğin kalp atışları yavaş dedi düşük tehlikesi dedi. hastanede kalman gerekiyor dedi. o an gelmiyor ki aklınıza gidip başka bi yere de sormak zaten hastane yok çok. ben yine de kalmak istemediğimi söyledim. çünkü düşünün bir günlüğüne gelmişsiniz şehre, arkadaşım var onun da çocuğu var minik kimse olmaz yanınızda. benim için çok zordu. kağıt verdiler bir ton içinde bir şey yaşarsam acil müdahale olmazsa sorumluluğu üstüme aldığım yazıyor. bıraktım kağıtları. bana bir şey olabilir, bebeği gördüğünü söyledi doktor bebeğe bir şey olabilir. düşük engellenebilir sanıyorum. o gece o hastanede kalmazsam başıma kötü bir şey gelebilir sanıyorum. tamam dedim girişim yapılsın. güzel manzaralı (!) bir odadayım yanımda da karnında kalp atışı olmayan düşük yapmayı bekleyen bir kız var. benim kanamam azaldı, karnım ağrımıyor öylece yatıyorum gece oluyor 12-1-2 saat üçte uyuyup nöbetçi doktor tarafından uyandırılıyorum. karşı odada acil müdahale odası var bir sandalye ve ultrason cihazı var, cihaz yeni kapıda konuşurlarken duydum. oraya alıyor beni. bakıyorla hemşireyle dalga sesi var başka bir şey yok. görür gibiler anlamaya çalışıyorlar cihazdan kaynaklı diyorlar geri gönderiyorlar yatağıma. saat 07 civarı başka doktor geliyor o da aynı bakıyor gezdiriyor anlamıyor bir de senin doktorun baksın o gördüyse diyor o da geliyor aynı gün içinde aynı cihazda bakıyor allah allah diyor. ben kriz geçiriyorum içten içe. diyorum artık bakın üç oluyor acildeki cihazdan bakın ya da başka bir yere gideyim ben ya da bir şey söyleyin diyorum. tamam seni bi de hastanenin

    içindeki ultrasana gönderelim diyor, her şey şaka gibi. onun için de biriki saat bekliyorum. ki gece hakkında detay vermedim, sabaha kadar zaten hastalardan psikolojim bozulmuş yapayalnızım. yanımdaki hasta iki kere değişmiş, yeni gelenin kaçıncı ayı ama çok rahatlar sohbet ediyorlar bir şey diyemiyorum. sonra öğleden sonra iki beni bir hastabakıcıyla ultrason odasına götürüyorlar hastanenin bir ucu. bu arada buraya dikkat edin, kadın doğum kliniği gibi bir yer orası her hastanın hemen hemen aynı problemi var. ama erkeğin girmesi kalması yasak refakatçi olarak. tek kimsen baban olsa kocan olsa almıyorlar. ama pis bakışlı hasta bakıcıların hepsi erkek canım erzurum. o adam götürüyor beni. doktoru görünce rahatlıyorum yaşlı bir adam işi biliyor gibi geliyor o bakıyor, düzensizlik var ama bebek gözükmüyor düşürmüşsün diyor. biliyordum ama içim paramparça oluyor o kelimeyi duyunca yine. adamın peşine takılıyorum, perişanım odama kadar ağlayarak gidiyorum. telefonda eşime söylüyorum bir bu arada o da gelemiyor çünkü uçak bileti yok gelme diyorum bilmiyorum ki ilk gün ne zaman sonlanacak ne zaman dönücem kendi şehrime. gelmesi iki günü bulacak normalde. yaz dönemi öyle zor git gel yapmak. bana bir de kürtaj olmam gerektiğini söylüyorlar, küretaj, kazıyacaklarmış kalan kalıntıları. yine telaşlanıyorum bu sefer eşimin ablası bırak sakın olma burada benim doktoruma görünürsün diyor uçak bileti bakıyoruz. geliş olmadığı gibi dönüş de yok. en yakın şehirler beş saat direkt uçuş üç gün sonraya. ertesi gün rizeden var. hastanede yine tüm sorumluluğu üstüme aldığımı gösteren kağıtlar imzalıyor ve çıkıyorum.

    küçük bir dolmuşla rizeye, rizeden istanbul havalimanı istanbul havalimanından sabiha gökçen ve izmir. ayağımda terlikler, altımda regl külodu keten pantolon rizede havalimanına giderken 15 dk yağmurun altında yürümüşüm paçalarım çamur ve zaten aklım yerimde değil. kürtajı öteki entryde anlatıcam.

    22 kasım 2023 12:54

    3. kürtajı burada açıklıycam çünkü çok korkuyordum gerçekten. doktorum çok iyiydi ondan da kürtaj sürecini iyi atlatmış olabilirim. İzmir'e vardığımda kendisinden direkt randevu almıştık Alsancaktaki kliniğine gittik, isteyen olursa özelden sorabilir ismini. doktor hem elle muayane etti, hem alttan o da. kalıntıların kaldığını rahimde düzensizlik olduğunu söyledi ve kürtaj önerdi(gizlinot: 9 bin tl). akşam yediye de randevu verdi bize. Bornova da bir özel hastanede oldum kürtajı da. yaklaşık on beş dk sürmüş. uyandığımda hiçbir ağrım sızım yoktu inanın. hafif kanamam vardı o da bir hafta içinde bitti. antibiyotik kullandım, ağrı kesici aldım bir de doğum kontrol hapı exeltis. kürtajdan bir ay sonra ilk reglimi oldum. iki ay sonra muayeneye çağırdı. ekimde gittik birkaç test istedi. gen testi yaptırdım. kan testleri temizdi ama gen testinin sonucunu hala bekliyoruz. benim psikolojik olarak ilk iki ayım çok kötüydü. bazı şarkılar, bazı anlar, bazı fotoğraflar. ben çok çabuk kabullenmişim meğerse anne olmayı hala şokta olduğumu sanıyordum o zaman ama çok sevmişim o hissi, kendimi, karnımdakini. özlüyorum ara ara o beni. çok da korkuyorum aynı şeyi yaşamaktan.

    22 kasım 2023 13:07


    4. İlk çocuğumu 11 haftalıkken düşükle kaybettim. Kalp atışlarını duyduktan sonra kaybetmek benim için hayatımın travması oldu. Aylarca kendime gelemedim. Çok tatlı bir sürprizle hayatımıza girmişti ama acı bir biçimde onu kaybettik. Evde düşük yaptım çünkü doktor düşüğün başladığını ve öncelikle doğal yollarla düşmesinin benim sağlığım açısından daha iyi olduğunu söyledi. Saatlerce sürdü kanamam. Hayatımda yaşadığım en büyük fiziksel acıydı. Düşük tamamlandıktan sonra doktoruma kontrole gittim. Ve sürekli tekrar ne zaman hamile kalabilirim diye sordum. En sonunda bana dedi ki, sen birini kaybettin, şimdi buradan çık ve acını yaşa. Vücudunun tekrar hazır olması birkaç ayı alır. Önce lütfen yasını tut. Onun bu tavrını hiç unutmayacağım, benim acımı ciddiye aldığı için bugün ona hala minnet duyarım. Şu an sağlıklı bir hamilelik sonucunda çok şükür iki buçuk yaşında sağlıklı bir kızım var. Ama kardeşinin acısı beni ara ara yine yoklar, gözlerim dolar. Bunları konuşmak bir kadın için büyük bir eşiği atlamak gibidir, gidip mezarını bile ziyaret edemeyeceğiniz hep içinizde taşıdığınız, zaman içinde şiddeti azalsa da acısı hep baki kalan bir yara. İyileşiyoruz elbet, iyileşeceğiz sevgili kadınlar ama bu acınızı kimsenin küçümsemesine, size "yine yaparsın", "tekrar hamile kalırsın", "sağlıklı olsa zaten yaşardı" gibi teselliden uzak sözler söylemesine izin vermeyin. 

    26 kasım 2023 00:02

    5. ben de bebeğim henüz 10 haftalıkken kaybettim onu. tam da pandeminin ortasındaydık. kalp atışlarını duymuştuk. diğer sağlık kontrollerim için hastaneye gittiğimizde eşimin hadi bebeği de görelim ısrarı üzerine kadın doğum doktorumuza uğramıştık ve bizi kabul etmişti. ulstrasonda kontrol ederken daha doktor söylemeden kalp atışının durmuş olduğunu fark etmiştim. eşimi çağırın dediğimi haırlıyorum. sonra doktor eşime durumu açıkladı ve hemen kürtaj yapılması gerektiğini açıklamıştı. o yaşadığım acı hala içimdedir. tam 31 aralıkta kürtaj oldum. yılbaşına yatarak o acıyla girdim. çevremdekilerin merak etme yine olur, üzülme unut gitsin gibi saçma sapan tesellilerini hatırlıyorum. hiçbir şey söylemeseler canım daha az acırdı muhtemelen. doktorum da benzer teselli cümleleri kurmuştu üstelik. gecelerce uykumdan uyanıp ağladım. kendimi suçladım. insanın hayatındaki en zor zamanlardan biri oluyor kalp atışını duyduğu bebeğini kaybetmesi. aradan seneler geçti ne zaman aklıma gelse üzülürüm. tekrar hamile kalmadım bu arada. henüz hazır hissetmiyorum kendimi. belki de aynı şeyleri yaşarım korkusudur kim bilir.

    27 kasım 2023 09:02

    6. Ayda yılda bir girip karşıma şu zamanda bu başlık çıkması enteresan.

    Ama 1 2 kelamım var.

    En sonuncusu 5 gün önce kürtajla sonuçlanan toplamda 3 başarısız gebelikle ilk sıralara adımı yazdırabilirim diye düşünüyorum.

    Son gebeliğim 11 haftalık sonlandırıldı, gelişimi geriden geliyordu, kalbi güçsüz atıyordu, net bir ses alamadık. Kürtaj için tek korkum narkoz etkisiyle insanlara küfür kıyamet konuşmamaktı. Böyle diyince hiç etkilenmedim gibi gözüksün istemem ama ben biraz mantık insanı olduğum için sanırım olaya bebeğimi kaybettim gözüyle bakamıyorum. Çok istediğim hatta ilaç desteği ile hamile kaldığım bir gebelikti ama daha önce 2 kez düşük yapınca insan biraz daha temkinli oluyor, hemen bağlanmamaya çalışıyor. 4. haftada gebeliğimi öğrendiğim andan itibaren kan sulandırıcı iğne, hap kullanmaya başlamıştım geçmiş düşüklerim sebebiyle. aslında burda doktor hatasıda var çünkü 2. düşüğümden sonra sebebini öğrenmek için test vs yapamazmısınız dediğimde 3. olursa düşünürüz demişti. keşke onu dinlemeyip başka doktorlarla da görüşsseydim.

    Kürtaj işlemi narkozlu olduğu için epey acısız fakat sonrası biraz ağrılı geçti benim için ama her bünye aynı şekilde tepki vermeyebilir tabiki.

    2. başarısız gebeliğim kimyasal gebelikti, aslında bir çok kadının başına gelen çoğu zaman farkına bile varılmayan bir gebelik. ben tabiki yine erken test ile öğrenmiştim. ağır ağrılı bir kanama ile düşük gerçekleşti, bu süreçte annemi kaybettiğim için malesef o zamanlar doktora gidememiştim, bunun çilesini yaklaşık 4-5 ay enfeksiyonla uğraşarak epey çektim.

    ilk gebeliğim en zoruydu, yaklaşık 6. 7. haftada düşük gerçekleşti, inanılmaz ağrılı bir süreçti, hemen doktora gittim kanama başladığında, doktor düşük olduğunu söylediğinde canımın acısından başka bir şey düşünemeyecek haldeydim. 2 gün ağrılı geçti, beta hcg değerim ilk etapta düştü sonra tekrar yükseldi, doktor ikiz gebelik olmuş olabileceğini diğer bebeğin tutunmaya çalışıyor olabileceğini söyledi. biz o süreçte izin alıp kafamızı dinlemek için tatile kaçtık, doktor sorun yok demişti. tatilin son günü akşam tekrar kanama ve düşüğüm başladı, otobüs bileti bulamadık o şekilde sabahı bekledim, o ağrılar ve kanamayla tekrar şehre geri döndük, kabus gibiydi.

    ben bu tüm yaşadıklarımı gebelik düşünmeden önce tüm testlerimi, kontrollerimi, hormon testlerini yaptırarak bilinçli bir şekilde atlatmaya çalıştım, tek hatam ilk doktoruma sonsuz güven duymamla alakalı, babacan tavırlarına ve yılların deneyimi olmasına kandım. şimdi önümde uzunca bir araştırma süreci var. rahim filmi, kan testi, genetik test vs yapılması gerekiyor. gönlüme göre doktoru da bu süreçte şehirdeki tüm hastaneleri geze geze buldum ve umarım tekrar aynı acıları çekmeden sağlıklı bir gebelik geçirebilirim.

    bu süreçte herkesin söylediği teselli cümleleri batıyor, insanlardan tiksinir vaziyete geliyorsunuz ama inanın sağlıksız bir bebek dünyaya getirip hem onun hem kendi hayatınızı mahvetmektense sağlıklı bir gebelik için bu acıları çekmeye değer.

    27 kasım 2023 17:27

    7. (link: https://www.suslusozluk.com/süslü-sözlük-günlük?i=1341787 Şurada) daha önce yazdığım olay, dünyanın en kahredici şeylerinden biri sanırım. Hele de bebeği istiyorsanız.

    Bebeğimin rutin kontrolü için ultrasona girdiğimde olması gerekenden daha küçük göründüğü için bir terslik olduğunu anlamıştım. Doktorumun sessizliği ve endişesi, ultrasonda bir şey arar gibi uzun uzun bakması da benim endişemi katladı. Tabi hemen soramadım, sorduğumda da zaten acı gerçeği öğrendim. Yaklaşık 3-4 haftadır cansızdı ama plasenta gelişmeye devam ettiği için gebeliğim de devam etmişti. Mide bulantılarım, mide kazınmam vb tüm gebelik semptomlarım devam ediyordu.

    Burada bir uyarıda bulunmak istiyorum, 3-4 hafta önce çok hafif pembe akıntı gelmişti ama araştırmalarıma göre normal olduğunu sanmıştım. Belki de normaldi bilmiyorum ama özellikle ilk gebeliğini yaşayanlar sık sık kontrole gidin. Bir daha cesaret edip de hamile kalırsam en azından ilk trimesterde 2 haftada bir baktırmayı düşünüyorum. Tüm akıntılarınızı ve belirtilerinizi ciddiye alın, pimpirikli olmak gerekiyormuş.

    Her neyse ertesi gün kürtaj için randevu ayarladık, babasıyla konuştum (gizlinot: Öldüğü için sevinmişti zaten hiç istemiyordu onu) son kez yanımızda olmaya geldi. Gece boyunca uyumadım, sabah hamilelik bulantısıyla kalktım. Çok az kahverengi akıntı geldi, haftalar sonra... Yol boyunca bulantım devam etti sanki bebeğim oradaymış gibi, her şey bana çok kötü kokuyordu yine. Sonra hastaneye gittim tahliller, yeniden ultrason, damar yolu gibi ufak işlemler yapıldı. Bebeğimi son kez gördüm, kalbi atmıyordu yine. Sonra doktorum geldi, önlük giydirip işleme aldılar beni. 15 dakika falan sürmüş, uyandırıldığımı hatırlıyorum ama odaya nasıl geldim ve beni nasıl yatırdılar bilmiyorum. ağlayarak uyandım, Çok acıklı şeyler sayıkladığımı hatırlıyorum. Onun için yaptığım hazırlıklardan bahsetmiştim, babasına "sen onu istemediğin için gelmedi" demiştim ağlayarak. Adet olmuşum gibi bir ağrı ve kanamam vardı, hatta benim regl dönemlerim ağır geçtiği için bana reglden daha hafif geldi diyebilirim.

    Uyandıktan kısa süre sonra su içirdiler, çorba içirdiler. Tüm bu süreçte annem ve bebeğimin babası yanımdaydı. Annemin varlığına şükürler olsun. Birkaç saat dinlenip çıktım, dinlenirken bebeğimin babasıyla baş başa konuştuk. Ayrıldık, daha doğrusu o benden ayrıldı. O hastanede hem bebeğime hem de çok aşık olduğum babasına veda ettim. Çıkıp taksiye binene kadar sarıldım ona, elini tuttum ve öptüm onu. Kokusunu içime çektim. Onun için değil kendim için yaptım bunu. İyileşeceğimi biliyorum, zaman alacağını da. Ancak tekrar eski ben olur muyum hiç sanmıyorum.

    25 şubat 11:11 25 şubat 11:12


    8. Tam iki hafta önce, öylesine yaptığım bir testte hamile olduğumu öğrendim. Hiç beklemediğim ve istemediğim bir şeydi. Bu bebeği istemediğimi söyledim defalarca, panik ataklar ve anksiyete krizleri ile dolu bir hafta geçirdim. Eve gelip karnımı yumrukladım, onu reddettim... Doğurmama kararım kesindi ancak acele karar vermek istemedim. Önümde üç hafta vardı karar verebilmek için. Zaten öğrendiğimde tam 6 hafta 5 günlüktü. Büyümüştü ve hiçbir belirti vermeden, beni üzmeden yerlesmisti hayatımın orta yerine. Arkadaşlarım "Kalp atışını duyunca her şey değişir" dedi, ne yalan söyleyeyim bana o ulvi annelik o zaman da yüklenemedi. Ben ultrasona kafamı çevirdim. 6 hafta, 5 gündür içimdeydi ve onu istemediğime çok emindim.

    Günler geçtikçe ve şoku atlattıkça hayatımda ilk defa kendimi anne, eşimi baba gibi düşündüm. Evimde bir beşik yeri düşündüm. Ayakkabılıkta bir küçük ayakkabı daha olsa nasıl olur diye hayal ettim. Aslında hayat bana alternatif bir seçenek sundu ve ben gördüm ki altından kalkabilirim, anne olmak belki de olabilir...

    Çok katı sandığım kendim, kürtaj kararı veremedim nihayetinde. Gelme seçimini ona bıraktım ama yalan yok ya, gelmesini de içten içe hiç istemedim.

    Cuma günü eşimle rutin kontrole gittik. 7.haftaya girmiştik. Doğum paketlerine baktık, fotoğraf albümü seçtik... İlk kontrolde stresli ve panik olduğumuz, ben çok kötü olduğum için bir şey anlamamıştık. Kalp atışını çekmek için eşim kamerasini açtı monitöre. Heyecanla ultrasonu beklerken doktorun yüzü değişti. "Orda değil mi?" diye sordum. Cevap yok... Gezindi, gezindi. Bir aksilik olduğunu anladık. "Orada ama daha büyük olmalıydı." dedi. Bunun ne demek olduğunu anlamadım. Vajinal muayene ile 6 hafta 5 günlükken kalbinin durduğunu söyledi. Benim onun varlığını öğrendiğim, ultrasonda onu ilk görüp monitöre kafamı çevirdiğim ve "onu istemiyorum" diye üzüntüden yataklara düştüğüm gün...

    Velhasıl, tıbbi gerekçeler, doğal seleksiyon, belki kader... Ben onu istemedim ve o da tam o gün gitti. Bana ömrümde unutmayacağım kocaman bir pişmanlık bıraktı. Ondan haberim yokken sağlıkla büyüdü, ilk kontrolde her şey yolundaydı, kalbi atıyordu. 6 hafta 5. Gün onu öğrendim, yataklara düştüm ve istemedim onu. O gün de gitti. Sonra ben içimde ölü bir bebekle gezdim. İstemediğimi düşündüğüm ölü bir bebekle. O bana yardım etti üzülmemem için. İstemediğim bir şeyin yokluğunun beni bu kadar üzeceğini bilmezdim.

    29 nisan 02:07