1. Sözlük anlamı ''içe dönük'' veya ''içine kapanık '' anlamına gelse de psikoloji biliminde ''enerjisini kendi içinden alan insan'' anlamına gelmektedir. Özellikle bu tür insanlar için toplum tarafından '' utangaç ,asosyal, antisosyal '' gibi tanımlamalar kullanılmaktadır ki her biri farkı anlama gelmekte olup bu kelimeler tamamen yanlış anlamda kullanılmaktadır. özellikle ''antisosyal'' çok yanlış anlamda kullanılmaktadır. Antisosyallik bir kişilik durumu değildir kişilik bozukluğudur. Bu tür insanlarda başkalarına zarar verme, yalan söyleyip aldatma ve insanlara zarar söz konusudur.
Genel kanının aksine içe dönük insanlar diğer insanlarla vakit geçirmekten, sohbet etmekten oldukça hoşlanırlar,bunda genellikle hiçbir sorun yaşamazlar. ancak bu insanlar ''yalnız'' olmayı sorun etmezler. tam aksine yalnızlığı tercih ederler. en yaratıcı, en huzurlu oldukları dönem yalnız oldukları dönemdir. saatlerce hatta bazı dönemler günlerce yalnız kalsalar canları sıkılmaz. burada da şu yanlış anlaşılmaya değinelim: çoğu insan '' boş boş oturmak sıkmıyor mu? Nasıl tek başına sıkılmazsın ?'' diyerek bu insanları darlarlar. ancak bu introvert insanları ''darlamaz.'' tam tersi bu dönemlerinde kendilerine kaldıkları için daha verimli ve daha dinlenmiş bir halde olurlar, adeta tazelenirler. En önemli kararlarını bu zamanlarda alırlar, en önemli planlarını bu zamanlarda yaparlar. Kişilik özelliğinden daha çok biyolojik bir kodlama dersek yanlış olmaz. ( psikolog arkadaşlar bu konuda beni düzeltirlerse sevinirim.) Tıpkı dışa dönük insanların kendilerini grup içinde daha verimli hissetmeleri kadar normaldir. Psikolojide '' big five'' denilen bir kavram vardır. big five 'a göre insanlar kişilik özelliklerine göre beşe ayrılır.
bunlar:
*Açıklık
*Sorumluluk
*dışa dönüklülük
*uyumluluk
* duygusal denge
bu sınıflandırmaya göre içe dönük insanlar '' dışa dönüklülüğü zayıf insanlar'' kategorisine girmektedir. Yani bir noktada içe dönüklük bir eksiklik gibi adlandırılıyor. Öncelikle modern dünya dışa dönüklere göre dizayn edilmiş durumda. Nereye giderseniz gidin, iş yerinde sokakta okulda her yerde... Genelde bu ortama dahil olmayanlarda bir '' anormallik '' olduğu düşünülür hatta bununla kalmaz müdahale de edilir. '' sen de katılsana'' '' iyi, hoş ama liderlik vasfı yok.'' ''çocuğunuz biraz asosyal.'' Bunları duyarak kendisinde bir eksiklik olduğunu düşünen ve sayısı hiç az olmayan insan topluluğu var. ( son bir yıla kadar ben de bu grubun içersindeydim.) Araştırmalara göre dünya nüfusunun yaklaşık 1/3 ü içe dönükmüş. Zeka ile dışa dönüklük arasında bir ilişki olduğu düşünülür ancak zekanın ne iç dönüklük ne de dışa dönüklük ile ilişkisi vardır. Sadece yeteneklerini farklı şekilde ifade etme söz konusu. Yalnız içe dönük olmanın bir avantajı bilgiyi daha iyi özümseme,sessiz ortamlarda daha iyi analiz edebiliyor ve alkış beklemedikleri için daha mantıklı çözümlere ve kararlara ulaşabiliyorlar. ( bu da değişkendir) Yani içe dönük insanların duygusal uyarıcılara ihtiyacı yoktur diyebiliriz. Diğer insanlardan takdir görme isteği çoğu zaman boş uğraş gibi gelir bu insanlara. İçe dönük insanlar için mutluluktan daha önemli şeyler vardır o da anlam arayışı. Utangaçlık ile çok benzer görünse de karıştırılmaması gerekir. Utangaç insan sosyalleşmek ister ama sosyalleşemez. İçe dönükler ise bunu istemezler. İçe dönük insanların toplumdan saklanmak gibi bir amacı yoktur. Toplum içinde rahattırlar. Bir içe dönüğü tanımak isterseniz toplulukta sessizce olanları dinleyen ama rahat olan insanlara bakınız. Genellikle tek bir insanla derin tartışmalara dalarlar. sakin bir tartışmayı yeğlerler ve konuşmadan önce düşünmeyi tercih ederler. Topluluk önünde konuşmanın manası yoktur içe dönüklere göre çünkü bir alışveriş söz konusu değildir. Yalnızlık durumu ile ilgili ise şuna değinmek lazım. ister içe dönük ister dışa dönük olsun her insanın bir miktar yalnızlığa ihtiyacı vardır. Bunun negatif birşey olduğu algısının kırılması gerekiyor. Her insan yalnız kalmak isteyebilir ve buna saygı göstermemiz gerekir. Bir çok önemli buluş, resim ve felsefe yanlızlıktan doğmuştur. Aslında yalnızlıktan, okumaktan, düşünmekten hoşlanan insanlar bu taraflarını bastırmak ve kendilerini hiç olmadıkları biri gibi göstermek zorunda kalıyorlar.Çünkü bağırmıyorsanız, ''bakın ben buradayım.''demiyorsanız maalesef modern dünyanın eksik vatandaşlarısınız. ( genel toplum kanısı ) ama bu sessiz sakin insanın iyileştirilmesi gerken bir birey olmadığını anladığımızda zaten pek çok sorunu da çözebileceğiz.
İçe dönüklük iyileştirilmesi gereken bir hastalık değil , bir kişilik özelliğidir. Boş vakitlerinizi yalnız geçirmek, kendinize odaklanmaktan daha doğal bir şey yoktur.
Bir introvert olarak bence bu insanları biraz salın, kendi haline bırakın. Senelerce kendimi '' asosyal'' zannettim. İnsanları arı kovanına çomak sokar gibi dürtmekten, boğazına basmaktan vazgeçin.
Ukte sahibi :(yazar: babykitty)
sonne