1. yönetmenliğini (gbkz: frank capra)'nın yaptığı 1946 yapımı film. türkçe'ye "şahane hayat" olarak çevrilmiştir. (çoğunlukla la vita é bella (life is beautiful/ hayat güzeldir) ile karışıyor sanırım). başrollerinde (gbkz: james stewart) ve donna reed bulunur. yine frank capra tarafından, philip van doren stern'ün "the greatest gift" isimli kısa hikayesi üzerinden senaryolaştırılmıştır.
hayatın, her bir insanın ve dünyadaki varlığının, her zaman farketmesek bile, ne kadar değerli olduğunu anlatan, insana yaşama sevinci veren bir filmdir. tüm zamanların "en iyi christmas filmi" olarak gösterilir.
--spoiler--
george bailey, kasabada çok sevilen, herkese yardımı dokunmuş bir iş adamıdır. bir gün alkolik amcasının hataları ve kötü bir bankerin çeşitli kumpasların da etkisiyle iflasın eşiğine gelir. müfettiş incelemelerinde de şirketinde sorunlar çıkan ve tutuklanma tehlikesiyle de karşı karşıya kalan bailey, çareyi intihar etmekte bulur. tam nehre atlayacakken nehirde boğulmak üzere olan clarence'ı görür ve atlayıp onu kurtarır. clarence aslında bir melektir ve boğulduğu filan da yoktur. amacı bailey'ye yardım etmektir. başarılı olursa şu an ikinci sınıf bir melek olduğu için sahip olmadığı kanatlarına kavuşacaktır. hiç doğmamış olsa etrafındaki herkesin daha mutlu olacağını düşünen bailey'e, dünyada var olmasaydı neler olabileceğini gösterir. insanlara sayısız yardımı olan bailey, gördüklerinden sonra yaşamasının aslında sandığından çok daha anlamlı olduğunu ve bunun farkında olmadığını anlar ve intihar emekten vazgeçer. iyi ki de vazgeçer, çünkü yaptığı iyilikler karşılıksız kalmamıştır ve onu mutlu bir son beklemektedir.
george bailey'nin yaşamına geri döndüğünü farkettiği sahnede sevinçten delirmesi, intiharın kıyısındayken geldiği noktayı gösteriyor. artık parası olmasa bile umrunda değil, sadece karısı ve çocuklarının yanında olmasının sevincinde.
"strange, isn't it? each man's life touches so many other lives. when he isn't around he leaves an awful hole, doesn't he?" ("tuhaf değil mi? her bir kişinin hayatı, diğer birçok kişinin hayatını etkiliyor ve o kişi olmadığında arkasında korkunç bir boşluk bırakıyor, değil mi?")- clarence (bu melek de ne tatlıydı ya, insanın yanaklarına çarpa çarpa sevesi geliyor yaşlı başlı adamı (ybkz: swh) )
--spoiler--
"hayatımızı değiştiren filmler" diye bir şey gerçekten var mıdır bilmiyorum ama varsa bu duruma en yakın film benim için it's a wonderful life'tır. ne zaman gerçekten her şeyden vazgeçecek kadar depresif olsam aklıma hiç var olmadığım bir dünyayı getiririm. isterseniz dünyanın en kendi halinde yaşayan insanı olun, illa ki birilerinin hayatına dokunmuş, o hayatları güzelleştirmiş, birilerinin yüzünü gülümsetmişsinizdir. başkalarıyla hırs içinde yarışmak, başkalarını incitmek yerine, yapıcı ve yardımcı olmayı denediğimizde - ve bunu karşılıksız yaptığımızda- beklemediğimiz anlarda bu güzelliklerin bize dönmesi de şaşırtıcı değil. lütfen hayattan vazgeçmeyin.
edit: bir de filmi izledikten sonra (link: https://www.youtube.com/watch?v=P2K_1qvIsFo wonderful life)'ı dinleyin. benim için bu filmin gayriresmi soundtracki budur. (ybkz: swh)