yeni
popüler
    sorular içinde ara
    yeni soru sor
    son sorular
    son cevaplar
    kategoriler
    • süslü
    • moda alışveriş
    • kuaför & güzellik merkezi
    • sağlık
    • spor
    • gönül işleri
    • aile arkadaş ilişkileri
    • cinsellik
    • eğitim & kariyer
    • seyahat
    • pet
    • sanat
    • bürokrasi
    • diğer
    girdi yaz
    medya ekle
    • linki kopyala
    • şikayet et
    • girdiler (3)
    • medya (0)

    1. Sabahattin ali'nin ilk okuduğum kitabı. Sonu benim için tuhaf bitmiş olsa da, kesinlikle okunmaya değer. Kitapta şöyle bir paragraf vardı, bu aralar içinde bulunduğum ruh halini anlatıyor;

    "hiçbir şey istemiyorum. hiçbir şey bana cazip görünmüyor. günden güne miskinleştiğimi hissediyorum ve bundan memnunum. belki bir müddet sonra can sıkıntısı bile hissedemeyecek kadar büyük bir gevşekliğe düşeceğim. insan bir şey yapmalı, öyle bir şey ki... yoksa hiçbir şey yapmamalı. düşünüyorum: elimizden ne yapmak gelir? hiç!"

    27 ocak 2017 16:37

    2. içim daraldıkça, aklıma geldikçe sayfalarına bakıp iki satır da olsa okumanın müthiş rahatlattığı sabahattin Ali’nin en sevdiğim, en etkileyen romanlarından. çoğu kişinin sabahattin ali deyince kürk mantolu Madonna'yı aklına getirmesi nedeniyle, onun kadar bilinmese de, okurken insanı kendine getiren, fark yaratan bir kitap. kitapla ilgili şunu rahatlıkla söyleyebilirim ki Sıradan bir aşk hikayesi kesinlikle değil. karakterlerin temsil ettikleri insan figürleri oldukça çarpıcı ki, bu da kitabı yazarın diğer eserlerinden birkaç adım öne çıkararak, bu kadar gerçekçi olmasına neden oluyor. romanın beni en çok etkileyen yanı, kesinlikle yer verdiği psikolojik çözümlemeleriydi diyebilirim. kitap bittikten sonra kısa bir silkelenmenin ardından insan, gerçekten de "hayat bir katakulliden ibarettir" Demekten kendini alamıyor.

    27 mart 2017 03:58

    3. Sabahattin Ali' nin 1940 yılında yazdığı romanıdır. Ben kuyucaklı yusuf ile tanışmıştım sabahattin ali ile. Sonrası kürk mantolu madonna, içimizdeki şeytan diye devam etti tanışıklığımız ve benim hayranlığın.

    Bana göre ali, hem yaptığı derinlemesine psikolojik analizler sayesinde içimdeki duyguların adını koyup tanımama yardımcı olan bir yol gösterici, hem hiç beklenmedik yerde sürprizlerle okurunu afallatan bir sihirbaz hem de çok iyi bir kurgu ustası. Bu sebeple Sabahattin Ali' yi sevip okuduğum yazarlar içerisinde biraz daha farklı konumlandırıyorum. sabahattin ali' nin edebi eserlerinin yazım dilindeki ustalığının, psikoloji tahlillerinin hayranıyım belki de bu sebeple torpil geçiyorum...

    Bu romanda da insani sıkmayan, insan olmanın verdiği kavgaların (iç sesimizle yaptıklarımızdan hani) çok akıcı bir anlatımı söz konusu.

    Romanı okurken sanki sabahattin ali, günlük hayatta karşısındakine söylemek isteyip de söyleyemediği ne varsa romandaki karakteri konuşturarak karşı cevabını vermiş gibi düşündüm durdum. Bunu düşünmemde tabi ki sabahattin ali ' nin ipuçlarını büyük bir yardımı var. Bu romanında, toplumsal gündemin kişilikler üzerindeki baskısını ve güçsüz insanın 'kapana kısılmışlığını' anlatıyor Sabahattin Ali. Aydın geçinenlerin karanlığına baktıkça acaba bu karakter ister istemez, gerçekte kimi anlatıyor diye düşünmeden alıkoyamıyorsunuz kendinizi. Yazarın insanın içindeki şeytan'a keskin bir bakışını okumadı iseniz kesinlikle tavsiye ederim.

    Kitabı neredeyse her cümlesini çizmek suretiyle okumuştum. bu sebeple içerisinde çok fazla beğendiğim cümleler ve tahliller var. Yine de buraya girdim daha da uzamasın diye çok çok beğendiğim alıntılardan okumak isteyenlere fikir vermesi açısından bahsederek sonlandırıyorum.

    • " isteyip istemediğimi doğru dürüst bilmediğim, fakat neticesi aleyhime çıkarsa istemediğimi iddia ettiğim bu nevi söz ve fiillerimin: daimi bir mesulünü bulmuştum: Buna içimdeki şeytan diyordum, müdafaasını üzerime almaktan korktuğum bütün hareketlerimi ona yüklüyor ve kendi suratıma tüküreceğim yerde, haksızlığa, tesadüfün cilvesine uğramış bir mazlum gibi nefsimi şefkat ve ihtimama layık görüyordum. Halbuki ne şeytanı azizim, ne şeytanı? Bu bizim gururumuzun, salaklığımızın uydurması... İçimizdeki şeytan pek de kurnazca olmayan bir kaçamak yolu... İçimizde şeytan yok... İçimizde aciz var... Tembellik var... İradesizlik, bilgisizlik ve bunların hepsinden daha korkunç bir şey: hakikatleri görmekten kaçmak itiyadı var..."

    • "İnsan dünyaya sadece yemek, içmek, koynuna birini alıp yatmak için gelmiş olamazdı. daha büyük ve insanca bir sebep lazımdı."

    • "Etrafımız o kadar çirkefle dolu ki, temiz kalmak için bir tek çare kendi dünyamıza çekilmek ve muhitle, hiç olmazsa manen, alakamızı kesmektir."

    • "İyilik demek kimseye kötülüğü dokunmamak değil, kötülük yapacak cevheri içinde taşımamak demektir."

    • "kullanmadıktan sonra göğsümüzü dolduran hisler ve kafamızda kımıldayan düşünceler neye yarardı?"

    20 haziran 2019 22:31