kişniş

1. Tipi maydanoza benzeyen yeşil otçuk. Herkesin sevmediği bir ot çeşidi olsada ben çok çok seviyorum özellikle salatalara ve acukaya çok çok yakışıyor. Ama dediğim gibi etrafımdaki çoğu insan kokusunu çok baskın bulup sevmiyor. Ben bayılıyoooring <3

2. Şimdiye kadar yediğim en kötü ot. Beyaz kalıp sabun gibi tadı var. Bir keresinde halam çorba yapmıştı, üstüne de kişniş koymuş. İlk kaşığı aldım yutamadım. Kaldı öyle ağzımda. Belki sıcak yemeklerde tadı bu kadar kötüleşiyordur, taza tazeyken iyi olabilir diye bir şans daha verdim ama yok arkadaş, sabun yani bildiğin sabun. Ben ki taştan yumuşak ne bulsam iştahla yiyen ve farklı tat kombinlerine bayılan biri,  bunu zerre sevmiyorum. Neyin içine girse o şeyin tadını bozuyor. 

3. Türkiye'de neden bu kadar tutmayan bi ot olduğunu bir türlü anlayamıyorum. Avrupa ve Amerika menşeili yemek programı izliyorum ve birçok yemeği kişnişle lezzetlendiriyorlar. Uzakdoğu'da zaten baharat yelpazesi oldukça geniş ve orada da epey kişniş kullanılıyor. Gürcü olan anne tarafım kişniş konulan yemekleri ayrı bir keyifle yiyor annanem kendi yetiştiriyor. Bildiğim kadarıyla kafkasyanın kalanı da bu ota bayılıyor. bizde neden bu kadar sevilmediğini anlayamıyorum çünkü bence de lezzetli bi baharat. Tek tahminim insanların taze halini tüketmeye çalışıyor oluşu. O maydanoza benzeyen hali yani bi garip gerçekten ama tohumlarının öğütülmüş haline bi şans vermenizi tavsiye ederim. Ayrıca miktar da çok önemli çünkü epey baskın bi baharat. Oldukça az kullanılmalı ve tadı çok hafif bir şekilde hissedilmeli

4. tohumunu özellikle yeşil kırma zeytine çok yakıştırdığım maydanozgillerden bir bitki. yani direkt yemek içinde değil de, böyle zeytin ve yeşil salatalara farklı bir aroma katmak için tercih ederim ben daha çok. diyabetten, kansere, özellikle kalbi koruma konusunda bile etkili olduğunu okumuştum. antibakteriyel olduğuna dair de bilgiler mevcut. vücuttaki enfeksiyon ve ağız yaralarına iyi geldiği söyleniyor. aynı zamanda güçlü bir antioksidan kaynağı olduğundan en çok da asyalılar pek bir severek kullanıyor kişnişi. sanırım kansere karşı olumlu etkileri de antioksidan özelliğinden geliyor.

tohumundan, yağına kadar birçok faydası olan kişnişin afrodizyak etkisi olduğu da biliniyormuş. hormonlar üzerinde gerçekten etkili olduğunu, libidoyu artırma gibi faydalarından, cinsel isteksizliği gidermeye kadar birçok açıdan işe yaradığını ben sonradan öğrendim. özellikle erkekler için hazırlanan özel karışımların içinde zencefille birlikte olmazsa olmaz bir şey kişniş. vücuttaki yorgunluğu giderme ve dolaşımı rahatlatma gibi faydaları sayesinde belli oranlarda dövülmüş halde ekleniyor genellikle karışımlara. arkadaşıma eşine yedir diye iş yerinden birileri önermişti yeni evlendiğinde. başta pek üstünde durmamış, sonra baktım yemeklerin içine bile kişniş koyar olmuş. ben yemek içinde sevmem dedim ama tavuk yemeklerine az miktarda olmak koşuluyla yakışıyor yalnız. mesela bir keresinde Çerkez tavuğunun içine koymuş arkadaşım başta garip gibi geldi tadı ama abartmadan konulursa güzel bir aroma veriyor gerçekten. bize mi öyle geldi dedik ama erkekler kişnişin tadını daha bir seviyor bence.

5. Gürcüler olarak mutfaktan eksik etmediğimiz, ama bence aman eksik kalsın dediğim. Tohumu da kimi gürcü yemeklerinde yer alan bu bitki bana göre çok ağır bir koku içeriyor. Daha doğrusu yoğun bir aroması var.

6. yeşil olup sevemediğim nadir şeylerden. maydonoz sanıp salataya doğrayan arkadaşımın yaptığı salatayı yerken -yiyemezken diyelim ya da- anlamlandıramadığım çirkin tadın genetikle alakalı olduğunu da bugün sözlük sayesinde öğrendim. teşekkürler süslüler!

7. Sevgili kişisi sınır dışında görevde. Bende 2 aylığına yanına gidiyorum ve henüz evli olmadığımız için lojman dışına O yokken çıkmam mümkün değil. Mecburen lojman içerisindeki kantinden yapıyprum alışverişleri. Mecburen diyorum çünkü oradaki bir çok şey bana garip geliyor. Neyse kişnişe dönelim. Manav reyonunda karşılaşıyoruz, bambaşka bir isimle 'golyandro' Bir demeti elime alıyorum, kokusunu içime çekiyorum ve ağlamaya başlıyorum. Bir demet 'aşotu' sayesinde annemi ne kadar özlediğimi farkediyorum. Yaşlı ve tatlı bir teyze yanıma yanaşıyor, neden ağladığımı soruyor, bir de elimdeki otun nasıl yendiğini. Salatasını anlatıyorum, sonra da annemi çok özlediğimi. "Ağlama" diyor "Ben de ilk evlendiğimde çok özlüyordum ailemi ama şehir şehir gezmeye alışıyorsun" Daha çok ağlıyorum. Şimdi annemle beraberim, az önce aşotu, kişniş, golyandro adı her ne ise ondan iki demet yedik. Şimdi de sevgilimi özlüyorum.

8. Ardahanlıyım. Köyden gelen her ot çeşidini, süt ürünlerini, unlu mamulleri, etleri hasretle beklerim. Yazılanları okudukça nedense annemin bayıla bayıla yediği benim de kokusundan hıyar görmüş kedi gibi kaçacak yer aradığım köyden gelen tek besin olan aş otu geliyordu aklıma. (yazar: Busubali)'nin girdisi ile aydınlandım Gerçekten oymuş. Annem dahil sevenleri yerken acı çekmeme skilli geliştirmiş olabilir ama ben pişerken kokusuna dahi dayanamıyorum. Bir de grandpa kitchen her yemeğe katıyordu bundan. O güzelim yemeklerden ne istedin granda.

9. bol sarımsaklı barbunya yemeğine eklenince dünyanın en harika yemeklerinden birini oluşturuyor. anneannem gürcü komşularından mı öğrendi nedir bilmem ama pek çok gürcü yemeği gibi gürcüce diyerek yapıyordu bu yemeği. keşke anneannemlere gitsem de yapsa. yok böyle bir lezzet.

10. İlk olarak ismini aş otu olarak öğrendim. Maydonoza çok benzer. Hatta “gözlerim pek ayırt edemiyor evladım, maydonoz mu bu”diyen yaşlı teyzeye: “evet” derseniz, yok o aş otu teyze, maydonoz burda, diyen manavın sesini duyabilirsiniz. Yaşanmıştır. İlk yediğimde mehh çok da gerekli değilmiş diyerek yedim ama sonrasında gerçekten sevdim.