yeni
popüler
    sorular içinde ara
    yeni soru sor
    son sorular
    son cevaplar
    kategoriler
    • süslü
    • moda alışveriş
    • kuaför & güzellik merkezi
    • sağlık
    • spor
    • gönül işleri
    • aile arkadaş ilişkileri
    • cinsellik
    • eğitim & kariyer
    • seyahat
    • pet
    • sanat
    • bürokrasi
    • diğer
    girdi yaz
    medya ekle
    • linki kopyala
    • şikayet et
    • girdiler (55)
    • medya (2)

    1. "Herhangi bir bakımdan kendinden üstün gördüğü birinin bu üstünlüğünden acı duymak, günülemek, hasetlenmek, haset etmek" demiş tdk. "üstünlük" kelimesine dikkat.

    benim tanımımsa, "insanın yüreğini kemiren zehirli duygu."

    aklımda "kadınların güzel kadınları kıskanması" gibi bir başlık vardı ama sonra kıskançlığın sadece çirkin kadınlara ait olmayan bir duygu olduğunu hatırladım. Ayrıca güzellik değildir daima kıskanılan; başarı, ilişkiler gibi konularda da kıskanılabilir insan. ama güzellik çerçevesinden çıkmadan bir deşelim bu konuyu.

    neden kıskanırız güzelliği?

    1- çok güzel olmayan kadınlar, çok güzel kadınları kıskanır. onları kendilerine tehdit olarak görür.

    Ne konuda? kocanı çalmasından, sevgilini baştan çıkarmasından korktuğun bir kadın varsa eğer etrafında; neden hıncını "kötü kadın"dan çıkarmak isteyesin? yanında başka bir kadına bakmasından korktuğun, arzularına dizgin vuramayan bir adam var; esas suçlu o değil mi?

    ya da 2- güzellik, yanlarında promosyon hediyelerle gelir. güzel kadınların hayatı, güzel olmayan kadınlara göre daha kolaydır. (bkz: güzellikten çıkar elde etmek)

    doğru olabilir. daha önce paylaştığım şu (link: http://vimeo.com/12030156 video) sağlam bir kanıt.

    izlemeye üşenenler için, özeti şu şekilde: carolyn bir gün en doğal ve sade haliyle sokağa çıkar; bir diğer gün ise en seksi kıyafeti ve en şuh makyajıyla. sade halinde "bedavaya yolculuk edebilir miyim?" dediği tüm toplu taşıma araçlarından olumsuz yanıt alırken, seksi haliyle neredeyse bu soruyu sormasına bile gerek kalmaz, şöföre gülümsemesi bile yeter. seksi haliyle pastaneden bedava ikram alır, barda bedava içki içer ama sade carolyn bu konuda onun kadar şanslı değildir. gün sonunda seksi carolyn'in 24 pound'u (yaklaşık 85 tl) cebinde kalırken, sade carolyn sadece 3 pound(10 tl) kârla günü bitirir.

    şimdi sade carolyn, neden seksi carolyn'in yaşamını istemesin ki? sade carolyn'e aynı fırsatları sunmayan toplum mu daha suçlu, yoksa seksi carolyn'e fazlasıyla pozitif ayrımcılık yapan toplum mu suçlu? her iki şekilde de sadece Toplum suçlu, evet. bu noktada bakımsız carolyn, sadece seksi carolyn'in hayatını yaşamak ve onun gördüğü ilgiyi görmek ister ki beğenilme, takdir görme arzusu çok samimi bir arzudur. peki toplum güzele değil de, başka bir özelliğe, mesela zekaya övgüler yağdıran bir yapıda olsaydı ya da güzellik bu kadar el üstünde tutulmasaydı; güzelliğe dair kıskançlık yaşar mıydık hiç? esas soru şu, toplumun güzelliğe ilgi duymamasını nasıl sağlarız? özellikle (gbkz: güzellik sektörü), (gbkz: magazin dergileri) ve (gbkz: medya) üzerinden yargılarımızı algılarımızı bu kadar çarpıtıyorken?

    konu dışı: bir de "bende yoksa, onda da olmasın" derecesine varan, ölümcül derecede saldırgan bir haset durumu var. "imrenmek" kadar ince bir duygudan uzaklaşıp, kıskandığı insanların acı çekmesinden zevk alanlara kadar kötülükle kavrulmak... bu tam zehir işte. bu duygu söz konusu olduğunda aklıma şu meşhur cehennem fıkrası geliyor, genelde politika üzerinden mesajlar veren bir fıkra olmasına rağmen bu kez fıkradaki karakterleri değiştirelim.

    "Cehennemde ayrı ayrı kuyular varmış. Her kuyunun başında da zebani duruyormuş. Kuyulardaki insanlar canla başla çıkmak için uğraşıyor, birbirlerine destek veriyormuş. ancak Tam biri çıkacakken zebani görevini yapıyor, adamın kafasına vurup onu tekrar aşağı atıyormuş. her kuyunun başında bu manzara varken, en sonda başında zebanisi olmayan bir kuyu varmış. orada neden bir zebaninin nöbet tutmadığı sorulduğunda, baş zebani şöyle yanıt vermiş:

    -Bu kuyu kıskanç kadınların kuyusu, burada zebaniye gerek yok çünkü onlar içlerinden biri çıkacak olduğunda onu tutup aşağı çekerler.”

    final sözü: insanlar sadece kendinden üstün gördüğü birinin bu üstünlüğünden dolayı kıskanırlar. Ama birinin bir özelliğini kendimizden üstün görebilmemiz için, toplumun o özelliği yüceltiyor olması gerekir. Yani çirkinliğin övüldüğü bir toplumda, çirkin insanları kendimizden üstün görecek ve onlar gibi olmak için kendimizi çirkinleştirecektik.

    Öyleyse toplumun güzelliği övmesini durdurmak gerekiyor. birini, sırf şanslı genlerle doğduğu için üstün görmektense yetenekleri ya da başarıları üzerinden yüceltmek daha mantıklı geliyor bana. böylelikle daha çok insanı güzel olmaya değil; yetenekli, zeki ya da başarılı olmaya yöneltebiliriz. böylelikle tek günahları güzel doğmak olan kadınları, başka kadınların fesat bakışlarından kurtarmış oluruz.

    16 ocak 2014 07:03

    2. benden daha güzel olduğunu hissettiğim(gizlinot: içten gelen bir kıskançlık kıvılcımı ) bir kadınla aynı ortamdaysam, çaktırmadan 2sn. lik attığım bakışla bütün özelliklerini gözden geçirir, yaş, saç, göz, makyaj, boy, kilo, vücut ölçüleri, orjinal ve yapay-estetik- olan herşeyi analiz eder, vücut kitle indeksine kadar herşeyi çözerim.

    bir ikinci kez asla bakmam. bu analiz sonunda hala aynı düşüncedeysem; sessiz kalır, nezaketimi, mesafemi ve gülümsememi korur, zarafetimi ön plana çıkarır, mümkün olan en kısa sürede ortamı terkederim. (gizlinot: swh)

    19 ocak 2014 16:43

    3. çeşitli şekillerde insana azap çektiren duygu. ben kendisini kovdum hayatımdan, siz de yapın.

    bir başka kadını kıskanma duygusunu yaşamadım hiç. kendimi pek sevmemden kaynaklı sanırım. bu duyguya bir seferinde çok yaklaşmıştım gerçi. üniversitede öğrenciyken çok hoşlandığım bir çocuk en yakın arkadaşımla ilgilenmişti. ikimiz de çok güzeldik ama biri esmer diğeri beyaz tenli, biri uzun boylu öteki fındık kurdu diye uzayıp gidecek bir farklılıklar listesi mevcuttu. oturup konuştuk. " gıcık kapıyorum galiba senden şu anda " dedim, güldü " haklısın " dedi. sonra dertleştik ve o meyveliyse ben çikolatalı pastayım ve herkesin kendine göre bir beğenen kitlesi var demek ki diye tarihi bir yargıya vardık. o gün bugün kimsenin pastasıyla çekişmem. güzel kadınların etrafımda olması hoşuma bile gider. hatta güzel kadın görürsem döner bakarım, güzele bakmak sevaptır.

    sevdiklerini kıskanmak bambaşka bir kıskanma şekli. onu da küçükken babamın yardımıyla aştım. birinin bebeği olmuş(gizlinot: kız çocuğu), aile büyüğü olduğu için kucağına tutuşturdular. bizimki de biraz sevip annesine geri verdi çocuğu. benim dünyam karardı tabii. çocuk aklıyla sanki babam başkasının babası olmuş gibi geldi bir an için. sonra oturup anlattı babam. " ben bir yere gitmiyorum, değişmiyorum. sana olan sevgim hep aynı kalacak " dedi. derdim oymuş meğerse. kaybetme korkusuymuş. yaşım ilerleyince kıskandığım sevgililerim oldu. onun da sebebinin güven vermemeleri olduğunu tecrübe ettim. güven yoksa kıskançlığın tohumları çoktan atılmış demektir, kaçın derim. adam kötü veya kadın pimpirikli, burda kim haklı kim haksız fark etmez. özgüveniniz oturmuşsa ve bir adamla ilgili hala içiniz rahat değilse bırakın gitsin çünkü rahatsız olacak kadar kıskanıyorsanız bir şeyler yolunda değil demektir. adama da kendinize de eziyet etmeyin zira kıskançlık insana abuk subuk şeyler yaptırır, ilişkiyi yıpratır, içinizi yer kemirir. onun yerine çekilin bir kenarda kafanızı dinleyin. kendi değerinizi yeniden keşfedin, kendinize duyduğunuz güveni tazeleyin. sonra yakalayın hayatı bir yerlerinden ve bırakmayın hiç.

    19 ocak 2014 19:49


    4. sizi daha iyi, daha başarılı ve daha verimli olmaya yöneltiyorsa yararlı; yoksa zararlıdır.

    31 ocak 2014 12:44

    5. ister hemcinsinize karşı olsun, ister sevdiğiniz kişiye, isterseniz maddi/sosyokültürel bir boyutta kıskançlık olsun her türünün fazlası her zaman zarardır. sizi özbenliğinizden uzaklaştırıp sağlıklı düşünemeyeceğiniz noktaya getirebilir ve bu da yanlış kararlar vermenize neden olur. bu içgüdüsel hissin sizi ele geçirmeye başladığını fark ettiğinizde durun, derin bir nefes alın ve olaya/kişiye biraz daha uzaktan bakmaya çalışın. olumlama tekniğiyle bu histen kurtulamanız mümkün olacaktır.

    he baktınız yine olmadı, vurun ağzına. yok şaka şaka, siz hiçbir durumda şeytana uymayın falan filan :)

    5 şubat 2014 16:29

    6. daha iyi, daha başarılı, daha verimli kılan "imrenme" ve "gıpta" ile karıştırılan, daima insanı zehirleyerek etrafına daha zararlı bakışlar atmasına sebep olan, kötülük yapmaya yönelten, haset ile eş anlamlı fesat duygu.

    12 şubat 2014 17:14

    7. (link: http://www.haberturk.com/yazarlar/elif-safak/664064-entelektuel-kadin-kiskanir-mi entelektüel kadın kıskanır mı?)

    19 şubat 2014 00:20


    8. Karşı cinse karşı değil fakat hemcinslerime karşı yaşadığım duygudur.Bende de şöyle bir durum var ki tanımadığım sadece uzaktan gördüğüm kişileri kıskanıyorum.Tanıdıkça olumsuz şeyleri de keşfetmekten dolayı sanırım.Sonra kendi kendine geçiyor bu duygu.

    20 şubat 2014 01:33

    9. fransızca bir dergi.

    çok sevdiğim reklamını ekliyorum. çok şey anlatıyor zaten. (gizlinot: (:)

    (link: http://vimeo.com/34564370 jalouse)

    * "je veux être comme elle (gizlinot: onun gibi olmak istiyorum.)"

    26 şubat 2014 15:50

    10. sanki bir kova kaynar suyu boğazımdan aşağı döküyorlar! midemi bir kağıt gibi buruşturuyorlar.! gözlerimden kıvılcım çıkıyor, saç diplerim acıyor! göğsümün tam üstüne, kara koca bir öküz oturuyor, nefes aldırmıyor!

    nadir de olsa -sebepsiz asla olmaz- erkeğimi kıskandığımda dönüştüğüm yaratık halim.

    sakinleşmek için önce ağlar, sonra hesabını sorarım.

    30 nisan 2014 08:38 30 nisan 2014 14:01