1. 3 günlük seyahatime kanamamın en yoğun olduğu günler denk gelecekti.
işin kötüsü sabahtan akşama kadar deli danalar gibi yürüyüp, şehri keşfetme gibi bir planım vardı. instagramda gezinirken tuba gulec'in bir postuna denk geldim. menstrual diski anlatıyordu. açıkcası uzun zamandır cup olanları görüyordum ama bir türlü denemek için fırsat bulamamıştım. diski de duyunca merak ettim. vakitte çok sınırlı olduğundan çok düşünmeden bir yerden aldım. zaten cup kadar çok seçenek yok.
öncelikle şunu söylemek istiyorum ki; sa-bır.
öğrenene kadar, alışana kadar sabretmek gerekiyor.
ben şuan ikinci kullanımımı tamamladım.
benim kanamam aşırı oluyor. ilk kullandığımda konforlu muydu? evet. tampon gibi ama tampondan çok daha iyiydi. sızdırma oldu mu? evet. ama benim gibi aşırı kanaması olan kişiler için o yoğun günlerde normal ped kullanmak bile büyük bir lütuftur. takması gayet basit ama yerine oturtması; işte orada sabır devreye giriyor. doğru yerin neresi olduğunu anlıyorsunuz ancak o açıyı anlayabilmek biraz zaman alabiliyor. geçen ay 7 - 8 kere takıp çıkartmışımdır ancak o açıyı tutturamadım. bu ay yine 7 - 8 kere takıp çıkarttım. bu sefer o açıyı sanırım tutturabildim. sızıntı vardı ancak geçen ay kadar değil. galiba diğer ay biraz daha sızıntısız açıya ulaşacağım, bilemiyorum.
çıkartması aşırı kolay. içime kaçtı, rahimime sıkıştı, ortadan kayboldu gibi bir durum söz konusu değil.
dışarıda olup, diski dolanlar yani ben gibiler için durum biraz zor olabiliyor. tuvaletlerde lavabo olmayınca ben diski çıkartıp içini döküp geri takıyorum. zaten ilk sterilizasyondan sonra her seferinde foşur foşur yıkamaya gerek olmuyor ama tabi gönül her seferinde sudan geçirmek istiyor. gerçi biraz ıkınınca açısı değişiyormuş içindekiler kendi kendine dökülüyormuş ama ben daha o kısma gelemedim.
sterilizasyon için kabını da aldım, bence gereksizdi. mikrodalgada kullanılıyormuş ama bu fikir benim çok hoşuma gitmedi. disk için derin bir kaynatma tenceresi aldım. kabı öyle disk kutusu gibi kullanıyorum.
gerçekten sıfır koku. hani öyle elimizi derin keseriz de kanar ya, bir kan kokusu yayılır etrafa, işte o koku dahi yok. sıfır.
en çok geceleri sevdim. her kanamada sabahları illaki bir kaza yaşıyordum. artık geçti.
takma - çıkartma gibi işlemleri birazcık zahmetli. bir ped gibi cırt tırt oldu bitti olmuyor ama değer. bu minik mücadeleye, elleri birazcık kana bulamaya gerçekten değer. bu arada cinsel ilişkiye de girilebilirmiş ama bilemiyorum. o kısmı beni hiç heyecanlandırmadı.
"amacım marka tanıtımı değil ürün tanıtımı olduğu için görselini rastgele bir siteden yükledim. "