yeni
popüler
    sorular içinde ara
    yeni soru sor
    son sorular
    son cevaplar
    kategoriler
    • süslü
    • moda alışveriş
    • kuaför & güzellik merkezi
    • sağlık
    • spor
    • gönül işleri
    • aile arkadaş ilişkileri
    • cinsellik
    • eğitim & kariyer
    • seyahat
    • pet
    • sanat
    • bürokrasi
    • diğer
    girdi yaz
    medya ekle
    • linki kopyala
    • şikayet et
    • girdiler (1)
    • medya (0)

    1. "Ev" derken lafın gelişi değil, burası gerçekten 3 yıldır bizim ikinci evimiz oldu. Verdiği İspanyolca, Almanca, İngilizce dil eğitimini, satranç eğitimini, drama eğitimini ki pek çok okulun dramadan haberi bile yok, yoga eğitimini, nefes egzersizlerini vs bir kenara bırakıyorum, burada çocukları geleceğe hazırlıyorlar. Biriktirdikleri cam şişleri ördek yavrusu gibi dizilip cam kumbarasına atıyorlar her ay. Yaşlıları ziyarete gidiyorlar düzenli olarak. Kimsesizler yurduna gidip kullanmadıkları mis gibi küçülen kıyafetlerini, artık oynamadıkları oyuncaklarını arkadaşlarına hediye ediyorlar. Yapıyorlar ediyorlar diyorum çünkü bunu çocukların adına öğretmenleri yapmıyor. Çocuklar bizzat kendileri yapıyorlar yapmaları gerekeni. Öğretmenler sadece çocukların doğru yere ulaşmalarını sağlıyorlar. Tüm bu anları fb hesaplarında paylaştıklarında o anlara şahit olmak nasıl huzur veriyor bana, işte bunu ancak bir anne anlar.

    Mesela uçurtma müzesine gittiler geçen ay. Haberim bile yoktu varlığından... Önümüzdeki ay cam ocağına gidecekler... Bahçe dersleri var. Alman bir hanım bitkiler konusunda ders veriyor. O bahçede ekmedikleri bir ben kaldım. "Bana çiçekleri ekince can suyunu vermek lazım" dedi, evet "can suyu". Vallahi onu da ilk kez duydum. Cahil miyim neyim:) Çocuktur unutur ama severek yapıyor ki aklında kalıyor adamın, gelip bir de bana anlatıyor işte... Ne bileyim Aşık Veysel'in ölüm yıl dönümüydü geçen ay, "Tuna eve geldi ve bana kör bir adam varmış, şarkı söylüyormuş o bugün ölmüş. Onu andık, Uzun ince bir yoldayım türküsü varmış" dedi. Kulaklarıma inanamadım. 5 yaşında bir çocuk bu. Nasıl mutlu oldum. ikinci oğlum da şimdi aynı okulda. Haftada üç gün oyun grubuna gidiyor. Konuşmayan çocuğun ekim başından beri dili çözüldü:)

    Asıl bunları ben neden mi yazıyorum? Seneye benim oğlan ilkokula gidecek. Ve ben çok arayıp taramadan şans eseri bulduğum bu okul gibi içime sinecek bir okul nasıl bulacağım diye kara kara düşünüyorum da ondan.

    Neyse içimi karartmayayım. Burayı bulduran şansımız inşallah içime sinecek bir ilkokul da bulmamı sağlar.

    15 kasım 2016 23:03

    ilginizi çekebilecek benzer başlıklar