yeni
popüler
    sorular içinde ara
    yeni soru sor
    son sorular
    son cevaplar
    kategoriler
    • süslü
    • moda alışveriş
    • kuaför & güzellik merkezi
    • sağlık
    • spor
    • gönül işleri
    • aile arkadaş ilişkileri
    • cinsellik
    • eğitim & kariyer
    • seyahat
    • pet
    • sanat
    • bürokrasi
    • diğer
    girdi yaz
    medya ekle
    • linki kopyala
    • şikayet et
    • girdiler (4)
    • medya (0)

    1. İnsanların sürekli mutlu olmaları gerektiğine inandığı bir çağda yaşıyoruz. Bu da bizi mutlu olmadığımız her anda mutsuzluğa itiyor daha çok. İlan panoları mutluluk, diye bağırıyor. Reklam spotları ''böyle mutlu olursunuz'' kıvılcımı çakıyor. Gezi düzenleyen kuruluşlar mutlu olma garantisi veriyor. Direksiyonu ''mutluluğa kırmanın yolları '' başlığını atan gazeteler, Çok geçmeden sorar : ''niye daha mutlu değiliz? ''

    Sadece hayatta kalmak ve ödevlerin ifası değilde mutluluk oluyorsa insanın meselesi, bu büyük bir kazanımdır. Peki mutluluk bir ödev haline geldiyse? Mutlu olmak zorundasın, yoksa hayat yaşamaya değmez. Bu durumda insan kendisini suçlar ve mutlu olmadığı her anı mutsuz kabul eder. Mutsuzluk ruhunu kemirir, başarısızlık hayatın zindanı olur. 

    Ne kadar çok insan, sırf mutlu olmaları gerektiğine inandığı için mutsuz oluyor acaba? 

    Mutlu olan ya da mutlu olduğuna çevresindeki kişileri inandıran ya da inandırmaya çalışan insanlar dört bir yana mutluluk methiyesi saçarken en azından kısmen asosyaldir bu methiyeler. Hiç bir mutluluk ağına giremeyen, Yani toplumda, h hele dünya toplumunun en berbat koşulların mutsuzluğu ile yaşamak zorunda olanlar üzerinde nasıl bir etki yarattığına kayıtsızdırlar. 

    Mutluluk önemlidir ama anlam daha önemlidir. Hayattaki tek meselenin mutluluk olduğu, modern hayattaki anlam kaybının mutlulukla ikame etmek isteyenlerin bir masalıdır. Mutluluğun sırtında taşıyamayacağı bir yük yüklemiş oluyor böylece. 

    Yaşam sanatının ödevi, başarılı bir hayata katkıda bulunmak ve insanı mutlu etmek değil midir? Evet kısmen öyle ama başarısız ve mutsuz olmak da vardır insan hayatında. İnsanlar başarıyı kendisine tahsis edemezler. Olsa olsa kısmen başarırlar bunu. Güzel, dolu dolu bir hayat, mutlaka başarılı bir hayat demek değildir. 

    O halde başarıya ve mutluluğa kilitlenmek neden? 

    Mutluluk üzerinde çok fazla konuşmak, Hiç bir zayiatı, Hiç bir gölgeli yanı olmayan başarılı bir hayatın, başarılı bit ilişkinin mümkün olduğu ilüzyonunu besler. Bunun sonucunda bir başarısızlık halinde iki kat, üç kat mutsuz olmaktır. 

    İnsan hayatındaki esas meydan okuma, mutlu olmak değildir. Biraz bilgi ve denemeyle bunu herkes başarabilir, bir süreliğine de. Mutsuz olmakla baş etmek, onu sindirmek ve ona dayanmak daha zordur; kahramanca olan böyle bir hayattır. 

    Modern insan, talihten hesapsız ve ölçüsüz taleplerde bulunmaya eğilimlidir. Oysa immanuel kant 1764'de güzellik ve yücelik duygusu üzerine gözlemler adlı eserinde 'hayatın saadetleri ve insanların mükemmelliğe erişmesiyle ilgili fazla yüksek taleplerde bulunmama ' tavsiyesinde bulunmamış mıydı? 

    En vahimi, birçoklarının mutluluktan ebediyete kadar sürmesini beklemesidir. Kesintisiz hoşluk, daimi neşe, keyifler hep yerinde olsun ve bol eğlence. Ne var ki mutluluğu bir tür daimi zevkte aramak, mutsuz olmanın en emin yoludur. 

    Mutluluk, anlam ile ikame edilemez. Hele gönül uçucu hoşluğu hiç edemez. Mutluluğa erişme çabasındaki ısrar, anlam yoksunluğunun yol açtığı çaresizliğin bir işaretidir sadece. 

    Depresif insanlarda çok daha fazla görülür mutsuzluk. Depresyondaki kişi, isteksizlikle ve tepki vermeye olan hakiki bir kabiliyetsizlikle belirlenir. Bir konuşmada bu hemen fark edilir. Bu kişiler, düşüncenin dar kalıbından çıkamaz, kendine yardım edemez, en basit faaliyetleri yürütemez. Onayıyla onun adına sorumluluk üstlenecek insanlara, yanından ayrılmayacak akraba ve arkadaşlara, davranışçı terapi veya derinlik psikolojisi yöntemleri ile onu tedavi edecek terapistlere, hekimlere ihtiyaç duyar. 

    Depresif insan dm dört bir yanda büyük endişe verecek şeyler görür, tüm dikkatini her yerde hazır ve nazır bulunan zorluklara dönüktür, her şey pek düşündürücüdür. Dünya ve insanlar çelişkiler ile doludur. Ve o bunun asla değişmeyeceğinin azabını çeker. Zemin her yerden çatlıyor her adımda çukurlar açılıyor ise, tek bir adım attı atmaya cesaret verecek motivasyon bulamazsınız. Geriye sadece ümitsizlik kalır. 

    Wilhelm Schmid-mutsuz olmak kitabından yaptığım çalışma. 

    13 ağustos 2019 18:51

    2. üstüme yapışmış olan ve asla çıkmayan durum.

    3 ekim 2019 12:29

    3. şöyle bir tweet gördüm;

    homo sapiens'te okumuştum, bi insanın mutluluk skoru diyelim 6 ve milli piyangoyu kazandı, skor 9'a çıkıyor ama tekrar 6'ya iniyor alıştıkça. tek bacağı kesilirse 2'ye iniyor ve bir süre sonra yine 6'ya çıkıyor. yani sahip olduklarınızın çok anlamı yok, mutlu olmayı bildiğiniz kadar mutlusunuz.

    kitabı ben de okumuştum. bu kısım bazı şeyleri sorgulamama sebep olmuştu. stabil bir ruh halimiz var. mutsuzluğu da mutluluğu da kendimiz yaratıyoruz. mutluluk daha anlık ve çaba gerektirdiği için ulaşılması zor ve sürdürülmesi imkansız geliyor. çünkü stabil ruh halimize dönüş yapıyoruz zaman içinde.

    mutsuzluk daha kolay. elimizin altında. elimizde olmayan dünyalarca şey bizi mutsuz edebiliyor. o stabil ruh halimiz bile mutsuzlukmuş gibi geliyor zamanla. kendi içimizde parmaklıklar yaratıp ona hapsediyoruz kendimizi. bunu hep düşünürdüm, neden insanoğlunu hiçbir şey daimi olarak mutlu edemiyor? diye. zaten doğamızda yokmuş.

    4 ekim 2019 09:42


    4. Aşırısı insanı öldürecekmiş gibi hissettirse de öldürmüyor -en azından kısa vadede-. (gizlinot: tecrübe ile yıllardır sabittir.)

    7 ocak 2022 03:14