yeni
popüler
    sorular içinde ara
    yeni soru sor
    son sorular
    son cevaplar
    kategoriler
    • süslü
    • moda alışveriş
    • kuaför & güzellik merkezi
    • sağlık
    • spor
    • gönül işleri
    • aile arkadaş ilişkileri
    • cinsellik
    • eğitim & kariyer
    • seyahat
    • pet
    • sanat
    • bürokrasi
    • diğer
    girdi yaz
    medya ekle
    • linki kopyala
    • şikayet et
    • girdiler (13)
    • medya (2)

    1. (yazar: psychologist) uktesi. sally rooney'nin 2018 senesi yazdığı roman bu sene diziye uyarlanmış hali ile karşımıza çıktı. dizisine başlamadan kitabını okumak istedim ve internetten sipariş vermemek için evimin yakınında hala açık olan kitapçıdan çevrilmiş versiyonunu satın aldım. can yayınları'ndan çıkan kitabın çevirisi malesef vasat, keşke ingilizce halini sipariş etmiş olsaydım dedirtti. yine de, kitap iki günde bitti. ana iki karakter olan marianne ve connell'da kendimden bir şeyler bulabildiğim için hikaye beni epey sardı, sally rooney'nin bazı duyguları betimleme şeklinden de çok etkilendim. ayrıca, bir kitabın bu kadar güzel bir şekilde ekrana aktarılmasına da inanamadım diziyi izlerken. kitabı okuyup diziyi izlerseniz eğer bazı detayları nasıl yansıttıklarına siz de şaşıracaksınız eminim. dizinin oyuncuları daisy edgar jones ve paul mescal harika iş çıkarmış.

    16 mayıs 2020 16:46

    2. izledikten sonra bir süre kendisini düşündürten, ütopik hikayelerden sıkılanlara okkalı bir toktan indiren hulu yapımı dizi. Kitabını okumadım ama dizinin üstüne hemen siparişimi verdim ve gelir gelmez okuyacağım. Oyuncular muazzam tam anlamıyla gerçek gibiler. Konu deseniz evet sakin ve sıradan olabilir ama o sıradanlığı o kadar güzel yansıtmışlar ki tarif etmekte zorlanıyorum. Dizideki ses kullanımı o kadar iyi ki aşkı çok derin bir şekilde hissedebiliyorsunuz. Sevişme sahnelerinde kalbinizi titretmeyi başarabilen bu ses kullanımı sayesinde daha da kapılıyorsunuz.

    Diziyi aksiyon vs. isteyenler sevmeyecektir. Dizi sanatsal bir şekilde aşkı anlatıyor diyebilirim. Diziyi izledikten sonra bazı sahnelerin üzerinden tekrar geçtim ve her geçişimde yeni bir şeyler farkettim,ince ince işlenmiş bir dizi olduğunu düşünüyorum.

    22 mayıs 2020 18:55

    3. Dogrusu ilk 4 bolumu zorla izledim hatta x2 hiz yaparak izleyebildim. imdb puaninin cok yuksek olmasi ve olumlu yorumlara guvenerek sabretmeyi tercih ettim. Karakterler buyudukce hikaye daha derinlesti ve 4. Bolumden sonra severek izleyebildim. Evet yavas ilerliyor ancak duygularin bu kadar guzel betimlenebilmesi de bu sebeple olsa gerek. 7. Bolumde hungur hungur agladim conell’in depresif halini o kadar iyi hissedebildim ki cok etkilendim o bolumden. Basrol oyunculari ve mekanlar cok basarili. Biraz yavas ilerlese de cok seyi sorgulatan sevgiyi dusundurten dizi olmus. 

    26 mayıs 2020 01:56


    4. hakkında güvendiğim birkaç kişiden güzel yorumlar okuduktan sonra seveceğimi tahmin ederek başladığım hulu ortak yapımı dizi.

    Dingin, gerçek, kusurlu, çıplak. Galiba birkaç sıfatla tanımlamam gerekirse öncelikle bunlar olurdu. Bir oturuşta bitti. dünyasına hızlıca aldı, hiç yadırgatmadı.

    marianne ve connell isimli iki karakter üzerinde ilerleyen bir hikaye. Öyle hikayenin akmasına yardımcı yan karakterler, yan hikayeler yok. Baştan sonra bu iki karakterin büyümesini, düşmesini, kalkmasını izliyoruz. karakterlere kızıyorsunuz izlerken, bazı hareketlerine anlam veremiyorsunuz. Çünkü adı üzerinde, "normal" ler. Kusursuz iyi veya kötü değiller. Bizim gibi ilişkide bazen batırıyorlar, pişman oluyorlar, kendilerine kızıyorlar. Hareketleri ve sözleri büyük büyük değil, aynı gerçek hayatta olduğu gibi.

    Kendilerini bulma, kendilerini sevme, hayatın nereye gideceğini bilememe, ait hissetmeme anlarını kendimle çok bağdaştırdığım için bir tür terapi gibi geldi bana.

    Dalgalı, entrikalı, büyük büyük şeyler yaşanan bir hikaye isteyenler muhtemelen beğenmeyecektir. Hiç durmadan netflix yapımları izlediğim bu dönemde bana çok iyi geldi ve o yapımları anlamsızlaştırdı gözümde.

    İyi ki izlemişim, marianne ve connell'ın hayatlarının bir kısmına şahit olmuşum. güzel bir deneyimdi en kısa özetle.

    31 mayıs 2020 17:02

    5. 2020 hulu ve bbc ortak yapımı aynı isimli romandan uyarlanan dizi. Sadece diziden bahsedeceğim. Uzun süredir izlediğim en başarılı dizilerden biri, şu aralar çevremdekilere taciz edercesine öneriyorum.

    Diziyi aşırı tavsiye edeceğim iki kitle var. Birincisi this is us fanları. Konularında benzerlik olmasa da dizinin verdiği gerçeklik hissi, süslü olaylar içermese de sıkıcılaşmadan kendini izletebilmesi yönünden ikisini benzettim. Hareketli, ard arda entrika sevenlere hitap etmeyecektir fakat bölümleri kısa sürdüğü için, görsel olarak güzel sahneler ve müziklerle desteklendiği için şans verilebileceğini düşünüyorum. ikincisi ise karakterler üzerinden psikolojik tahliller yapmayı sevenler. biriyle beraber ya da paralel olarak izlemenizi tavsiye ederim, üzerine konuşmak isteyebilirsiniz.

    Dizinin çoğunluğu irlanda'da geçiyor. Baş karakterlerimiz Connell ve Marianne, dizi sadece bu iki karakter etrafında dönüyor. Liseden başlayıp üniversiteye uzanan hayatlarından birkaç yıllık kesite şahit oluyoruz. temel konusunu romantizm ve aşk olarak olarak görmek bence doğru değil. bolca dram var ve adı üzerinde normal insanların yaşabileceği şeyleri, baş etme yöntemlerini, verdikleri tepkileri, düşüşlerini hatta kalkamayışlarını görüyoruz.

    Dizinin sahneleri aşırı estetikti. kostüm renklerinden tutun ışıklandırmaya, hatta önemsiz gibi duran saniyelik sahnelere kadar karakterlerin duygularını destekleyecek çok fazla öge var. Dialoglarla bize her bilgiyi vermedikleri için bunları kendimiz yakalıyoruz.

    Dizinin bir diğer güzel olayı karakterlere önyargıya kapılıp sinirlenmemiz ve bize bunun ne kadar yanlış olduğunu öğretmesi. Kendimi sıkça bölümün başında bir karaktere söverken sonlarında bunun sebebini görüp empati yaparken buldum.

    özetle büyüme sancıları, travmalar, aşk ve diğer psikolojik ögelerin güzelce harmanlandığı gerçek hayatı yansıtan bir yapım olmuş.

    2 haziran 2020 17:28

    6. çok hızlı izlediğimi fark edip çabucak bitmesinden korktuğum için izlemeye birkaç gün ara verdiğim dizi, aslında telif yüzünden kaldırılma konusunda tırsmıyor değilim çünkü hulu katı biraz bu konularda. kısa zaman içinde dayanamayıp geri döneceğime eminim. gerçekten insanı inanılmaz içine çekiyor, çok sakin, ham, gerçek... kendi hayatıma en paralel olduğunu düşündüğüm dizilerden biri oldu, sanki bir sandalın üzerinde dalgasız denizde ilerliyormuşsunuz gibi hissettiriyor. en büyük kararlar ve en büyük olaylar bile oldukça sakin ve olması gerektiği şekilde gerçekleşiyor. çok büyük ya da çok sesli, irite edici, gerçek değilmiş gibi duran karakterler yok. kimi zaman her şey açık açık konuşulmuyor, iletişimsizlikten kaynaklanan yanlış kararlar veriliyor, herkesin elinden her şeyin gelmediği, hepimizin cidden "normal insanlar" olduğunu derinden hissettiren bir dizi. bunlardan dolayı dizide gerçekleşen bazı olayları kendi yaşadığım şeylere inanılmaz benzettim ve başımdan geçen bu olaylara karşı zamanında nasıl hissettiysem diziyi izlerken de içimde aynı duygular oluştu. hani sakin ve huzurlu olmamanız için bir neden yoktur ama yine de içinizde bir şeylerin ters gittiği ya da gideceğine dair ufak ve rahatsız edici bir his oluşur ya, aynen öyle. marienne ve connell'ın hikayelerini, birbirlerini büyütmelerini, kırgınlıklarını, mutluluklarını izlemek gerçekten çok keyif vericiydi. oyunculuklar çok yoğun ve çok güzeldi, verilen duygusal tepkiler karşısında boğazımın düğüm düğüm olduğu sahneler oldu. sahnelerin sadeliği, çekimlerin güzelliğiyle, her şeyiyle inanılmaz güzel bir dizi bence. ayrıca benim hayatıma daisy edgar-jones mükemmelliği diye bir şey kazandırdı. o nasıl bir güzellik, o nasıl bir zarafettir.üniversite dönemindeki her sahnesinde durdurup kadını izledim bir süre. demem o ki, sakin bir şeyler izlemek ve durulmak istiyorsanız mutlaka bakmanızı tavsiye ediyorum. iyi izlemeler şimdiden.

    ilgili medya:
    1
    2 haziran 2020 17:57

    7. sally rooney'in normal people kitabını almıştım ama o dönem tez yazdığım için kitap okumaya pek fırsatım olmuyordu ve arkadaşımın isteği üzerine ona verdim. Daha sonra arkadaşımdan kitabı bir türlü geri alamadığım için okuyamadım ve öylece kaldı kitap. Dizisini de çok insan övdüğü için, "madem kitabı okuyamıyorum bari bunu izliyim" diyerek başladım ama inanılmaz sıkıldım. Dizi aynı anda nasıl hem bu kadar hızlı ilerleyip hem de bölümlerde hiçbir şey olmuyor, anlayamadım. Çocuğun tepkisizliği ve iletişimsizliği beni kanser etti. Kız desen ayrı bir dünya. Her bölümden sonra eee noldu şimdi diyerek kapattım. sürekli aralarındaki iletişim kopup geri gelen ve sadece sevişen iki başrol, bir de gereksiz ve bir işe yaramayan yan rollerden oluşuyor adeta. Beğenenlere lafim yok, ben demek ki dizilerde biraz daha aksiyon ve olay arıyormuşum. Kitabını hala okumak istiyorum, umarım dizisinden daha iyidir.

    15 ekim 2020 12:28


    8. bana irlanda aksanlı dizi izlettirdiler! şaka bi yana ingiliz edebiyatı mezunu olduğum için izlerken aksanları bana bir çorum, bir afyon gibi gelse de izlememi öneren arkadaşım hatırına başladım, ilk 3 bölüm irlanda'nın havası, kasveti, mekanlar beni boğdu da boğdu. başroldeki oyuncular gözümüzün alıştığı gibi parlak, havalı, yakışıklı güzel vs değiller. ilk 3 bölümde pes etmeyin derim. bitmesin diye yavaş gitmeye başladım. netflix dizilerinden sonra nuri bilge ceylan yapımı gibi geliyor orası kesin. (gizlinot: ahshsgdadg )

    16 ekim 2020 00:07

    9. diziyi falan boşver de. İrlanda, dublin, Trinity College... Bu bir dizi ama neticede gerçek hayatta orda okuyan, orda yaşayan insanlar var. sabah sabah birilerine gıpta ettim.

    tanım: karma is a bitch sözünün hakkını veren İrlanda drama dizisi.

    16 ekim 2020 12:15 16 ekim 2020 12:16

    10. Çağdaş Edebiyat'ın en iyi kalemlerinden olan Sally rooney'in yazdığı kitap ve bu kitaptan uyarlanan dizi. Kitabı okuyup sonra diziyi izlemiş birisi olarak ikisini de çok beğendim ama tabiiki kitabın yeri ayrı. Sınıf farklarının arkadaşlık ve ikili ilişkilerdeki etkisini en doğal haliyle ortaya koymuş. Mesela Marianne lisede dışlanıyor çünkü okulda onun gibi zengin tabakadan kimse yok, onun aldığı eğitime sahip olanlar da nadir. Connell ise aynısını Dublin'e gidince yaşıyor ki tam tersi Marianne buraya çok iyi uyum sağlamışken. İkisinin de kendince psikolojik sorunları var ama özellikle Connell ile çok ortak yönüm olduğu için kitapta hissettiklerini (gizlinot: Diziye o kadar aktaramamışlar) kendim yaşamış gibi anladım. Sosyal fobinin bir çeşidi, bulunduğu ortama yetememe gerginliği. Dizide açıklanmadan sadece geçen bir sahne vardı, Connell ilk defa partiye gidiyor ve Marianne'in sevgilisi "güzel çanta" tarzı bir şey diyor Connell'ın sırt çantası için. Kitapta Connell eski bi lise çantasıyla o partiye geldiği için çok rahatsız oluyordu mesela. Sonra giydiği her şey gözüne batıyordu. Marianne'in evinde kalmayı soramama sebebi de bu maddi olarak yetersiz olma hissinden geliyordu. Asıl sorunları Marianne yaşamış gibi görünse de genel olarak Connell daha çekingendi ama bir şekilde güçlüydü de. Sonuç olarak edebiyattaki en sevdiğim karakterlerden birisi olarak yerini aldı. Kitap da günümüzde yazılan eserler içinde çok sevdiklerimden biri.

    17 kasım 2020 21:12