yeni
popüler
    sorular içinde ara
    yeni soru sor
    son sorular
    son cevaplar
    kategoriler
    • süslü
    • moda alışveriş
    • kuaför & güzellik merkezi
    • sağlık
    • spor
    • gönül işleri
    • aile arkadaş ilişkileri
    • cinsellik
    • eğitim & kariyer
    • seyahat
    • pet
    • sanat
    • bürokrasi
    • diğer
    girdi yaz
    medya ekle
    • linki kopyala
    • şikayet et
    • girdiler (1)
    • medya (0)

    1. Geçmişten günümüze kadar bize öğretilen bilgi, bitkilerin asıl oksijen kaynağı olduğudur. Aslında bu doğru değildir. Dünya’daki oksijenin çoğu aslında başka canlılar tarafından üretilir. 

    Dünya'nın oksijen kaynakları

    -Fitoplanktonlar ve Denizel Bitkiler: %70

    -Ağaçlar/Ormanlar, Otlar, Çimler ve Diğer Karasal Bitkiler: %28

    -Diğer Kaynaklar: %2

    Fitoplanktonlar, coğunlukla bir hücreli su yosunlarından oluşan, sularda yaşayan bitki topluluğuDur.  Su yosunları dünyadaki oksijenin yaklaşık %70-80’ini üretirler. Geriye kalan kısmını ise bitkiler üretir. Denizlerin kirletilmesi bu canlıları etkiler ise dünyanın asıl oksijen kaynağı zarar görebilir.  Üstelik bunları çıplak gözle görmemiz de mümkün değildir ancak çok yoğun bir şekilde bir araya geldiklerinde hücrelerinde bulunan klorofil sayesinde suda yeşil renkli bir tortu gibi görülebilirler. 

    Fitoplanktonlar fotosentez yapar. Fotosentez sırasında karbondioksit ve su tüketir, oksijen üretirler. Bu süreç sudaki karbondioksit seviyesinin azalmasına yol açar. Suyun CO2 seviyesi düşünce su, atmosferden CO2 alır ve bu da okyanusa organik karbon sağlar. Bu sayede karbon döngüsünün önemli bir adımı gerçekleşmiş olur. Deniz canlılarının karbon tüketmesi de karbonun okyanusun diğer seviyelerine aktarılmasına yol açar. Fitoplanktonun ölümü ise karbonun geri kalanının okyanus dibine çökmesine neden olur. 

    An itibariyle havaya pompalanmakta olan oksijenin %50-85 arasını denizel bitkiler üretir; karasal bitkiler sadece %28'lik bir kısımdan sorumludur.

    karasal bitkilerin sayısı, denizel bitkilerin sayısına göre aşırı çok ama çok az. Dolayısıyla günümüzdeki oksijen kaynakları arasında en büyük pay ormanlara ait değil. Denizlerde yaşayan ve ormanlar oluşturmayan mikroskobik fotosentetik (bitkisel) fitplanktonlara aittir. 

    Yukarıda sayılan bütün bitkiler de (hem ağaçlar, hem de fitoplanktonlar) canlı varlıklardır.  Dahası, oksijenli solunum yapan canlılar! Dolayısıyla fotosentez yoluyla havaya oksijen veriyor olsalar da, bütün hücreleri fonksiyonlarını sürdürebilmek için oksijen tüketmek zorunda. Dolayısıyla karbondioksit ve güneş ışığı kullanarak ürettikleri oksijenin önemli bir kısmını solunum yoluyla tüketmek zorunda kalıyorlar.

    Bitkilerin fotosentez yoluyla ürettikleri oksijen miktarı, solunum yoluyla tükettikleri oksijen miktarından fazla mı, az mı, yoksa Eşit mi derseniz fotosentez yoluyla üretilen oksijenin, solunum yoluyla tüketilen oksijenden 10 kat kadar fazla olabildiği tespit edilmiştir.

    Toprak altından çıkardığımız fosil yakıtları yakmanın ana problemini tabiki Küresel ısınma. Ancak bir de gizli problem var: Atmosferik oksijen seviyeleri, bedenleri öldükten sonra tüketilemeyen karbon-temelli yaşamın geride bıraktığı ufacık artığın birikmesiyle belirlendiği için, yer altından bu ölü bedenlerin oluşturduğu "fosil yakıt"ları çıkarıp yaktığımızda, Dünya'nın sadece karbondioksit gibi sera gazı dengelerini alt üst etmiyoruz; aynı zamanda milyonlarca yıldır süregelen oksijen dengesini de alt üst ediyoruz.

    Yaktığımız her "birim" fosil yakıt, sadece atmosferik karbondioksit seviyelerini bir miktar arttırmakla kalmıyor; aynı zamanda atmosferik oksijen seviyelerini bir o kadar (ve hatta ondan birazcık fazla) azaltıyor. Buna bağlı olarak, Dünya'nın yüzeyindeki ağaçları yakmaktan çok daha büyük bir problem ortaya çıkıyor: On milyonlarca yıllık fotosentez ve oksijen fazlalığı dengesini, fosil yakıtlarla çalışan arabamızın, uçaklarımızın, trenlerimizin, vb. kontak anahtarına bastığımıza anda, sadece birkaç saniyede tersine çeviriyoruz! Ancak atmosferik oksijen seviyeleri halihazırda inanılmaz yüksek değerlere sahip. Bu hediyeyi bize verenler, bundan yüz milyonlarca yıl önce göçüp gitmiş canlılar. Bu nedenle oksijenimiz hemen, yarın tükenmeyecek. En azından şimdilik.

    Mesela çınar ağacı baz alınırsa ağaç başına her yıl 100 kilogram oksijenin havaya veriyor. 

    Her bir insan yılda 9.5 ton hava solumaktadır. Havanın %21-23 civarı oksijen olduğu için, kişi başı yılda 740 kilogram oksijen tükettiğimiz söylenebilir. Bu durumda tek bir insanın 1 yıllık oksijen ihtiyacı için yaklaşık 7-8 ağaç gerektiği söylenebilir.

    (link: https://evrimagaci.org/fotosentez-ve-oksijen-dunyanin-oksijen-kaynaklari-neler-agaclar-ve-ormanlar-oksijen-icin-ne-kadar-onemli-8057 Evrim ağacı ve bazı kaynaklar)

    26 temmuz 2020 20:34 26 temmuz 2020 20:38