1.
Bir adet ben pikachu'yum diye camdan atlayan velet yuzunden ekranlara veda etmis ve bu vedasiyla bir nesli huzne bogmus efsanevi anime.
Pek cok oynu da cikmistir. Lavender town'un kabuslara giren urkutucu muzigi, o ilk secim(squirtle'i secin annem, onu secin kurban olduklarim ilk brock ile kapisiyorsunuz, gencliginiz gider, saclariniz beyazlar etmeyin :(), ayiptir soylemesi final four'da tek bir save yapmamis efsane nesilden biriyim.bu arada kadabra yakalayip alakazam'a evirmeye calismayin, olmuyor. Dragonim Dragonite yapilir ama.
uzun lafin kisasi, bir kalp agrisidir.
2.
Ülkemizde yayınlanan ilk sezonunun adı indigo league'dir. Netflixte görünce izlemeye başladım ve yetişkin gözüyle daha da sevdim. Bir de bir bölümde yarıldım:
---spoiler---
Kahramanlarımız henüz mekanik olduklarını bilmedikleri koskocaman pokemonlardan canhıraş şekilde kaçmaktadırlar.
Bu sırada bulbasaur'ın evrimleşmiş hali olan venusaur'un giant versiyonu ile karşılaşırlar.
Diğer pokemonlar bulbasaur'a senin akraban, git sen konuş derler. Bulbasaur'un tepkisi:
"Call me an orphan. I have no family. (Bana yetim deyin. Ailem yok benim.)"
---spoiler---
Anlatınca komik olmadı ama izlerken komikti djjfjf.
3.
küçükken izlemeyi en çok sevdiğim çizgi filmdir. keşke yayından kalkmasaydı da o yıllarda yine izleseydik. şimdi tüm bölümleri internette olmasına rağmen izlemek hiç içimden gelmiyor.