1. adı sibel. 25 yaşında. dilsiz. karadeniz'in, unutulmaya yüz tutmuş ıslık dilinin yerli halk tarafından bilindiği bir köyünde yaşıyor. insanlarla ıslık çalarak anlaşıyor, gırtlağını parçalasa da ses çıkaramayacak durumda.
filmin görüntü ve ses kalitesi yüksek düzeyde. nefes seslerinin, adım seslerinin vuruculuğu bütün film boyunca etkisini sürdürüyor. yerli halkı oynayanların yapaylığından ötürü olumsuz yorumlar almış ancak benim anladığım kadarıyla yerli halkı oynayanlar gerçekten köyün yerlisi... diyalogların biraz yavan olduğunu kabul ediyorum. başroller, özellikle damla sönmez ve elit işcan sırtlayıp götürmüş filmi.
ben bu coğrafyada yaşayan bir kadın olarak, filmi hırslandırıcı ve motive edici buldum.
film boyunca hiç müzik kullanılmamış fakat filmin sonunda geçen parçayı da şöyle bırakıyorum:
(link: https://www.youtube.com/watch?v=pLT59M8PijA bassel hallak & pi - sus payı )
"hepsine sus payı veremiyorum
ağızları torba değil büzemiyorum
onlar gibi kolayca üzemiyorum
biraz uyuyorum sabahına düzeliyorum"
buradan sonrası spoiler içerir izlemediyseniz okumayınız.
-spoiler-
ali'nin bir daha gülsene, demesinden sonra kendini güzel ve değerli hissedip süslenerek çiçek'in kınasına gitmesi kendine ilk kez beğenilecek biri olabileceğini göstermesinden ötürüydü. sonrasında dalga konusu olup fatma tarafından kovulunca ali'ye saldırmaya gitmesi, psikolojik şiddeti kanıksamasından, suçlayabileceği tek insanın yeni bir yüz olan ali olmasından kaynaklıydı.
sibel'e sevilmeyeceği, 15 yaşındaki kızlar dahil bütün köyün kadınlarının örtünüp gezerken ona bunu zorunlu tutmamalarıyla anlatılmıştı. eve geç geldiğinde kız kardeşine kızılırken ona "ayrıcalık" tanınırken anlatılmıştı.
köylünün onu kabul etmesi için efsanesi dönüp duran kurdu öldürmek istiyordu. sonunda kabul edilmek istemediğini, kurdun kötülüklerinin örtüsü bir yalan olduğunu anladı. başı dik şekilde fatma'yı servise götürürken bu yüzden "ne burada namus var, ne yukarıda kurt!" diyordu.
-spoiler-
editordegilim