1. Stanisław lem'in 1961'de basılan bilim kurgu romanı. 3 defa sinemaya uyarlanmış, en bilineni 1972'deki tarkovski uyarlaması.
Solaris, dünya'ya yakın bir gezegendir ve üzerine araştırmalar yapılan bir bilim dalı haline gelmiştir. Kevin, gezegendeki bilim adamlarının psikolojilerini incelemek ve yardım etmek amacıyla Solaris'e gider fakat yüzeyi sularla (gizlinot: su değil aslında farklı kimyasal yapıda sıvı madde ) kaplı bu gezegen canlı bir organizmadır. Başlarda çok bilinçli bir organizma olmasa da kendisine yapılan bu yabancı ziyaretlere karşı tepkilerde bulunur, bu da ziyaretçilerin bilinçaltlarında kendilerini suçlu veya rahatsız hissettikleri durumlara sebep olan kişileri var etmek şeklindedir. Kevin için ölmüş olan eşi rheya'dır bu kişi, gelişinin ertesi sabahı rheya'yı yanında bulur. Aynı şey diğer astronotlar için de geçerlidir, fakat solaris'in uzantıları olan bu varlıklar geçmişle ilgili bir hatıraya sahip değildirler, sadece bilinçaltında bulundukları kişiye aşırı bağlılıkları vardır. Bu halüsinojenik durum astronotları buhrana sürükler zira yanlarındaki kişiler madde bazında gerçek olmalarına rağmen aslında olmaları gereken kişiler değillerdir ve Solaris ilkel bir içgüdü denilebilecek biçimde onları zayıf noktalarından vurmaktadır.
Aslında bu kitaba sadece bilim kurgu deyip geçmemek gerekiyor çünkü olay bilim kurgu içinde anlatılsa da psikolojiden, felsefeden, dinden ve birçok farklı derin konudan bahseden bir roman.
Sinema uyarlamasına gelirsek, ben tarkovski yapımını izledim ve yanlış hatırlamıyorsam tarkovski de bu eserinin daha iyi olabileceğini söylemiş. Teknik birkaç hata olsa da bence yine de iyi bir uyarlama fakat önceden kitabı okumakta fayda var. Ben önce filmini izlemiştim ve olaya filmin yarısında olaya vakıf olabildim ve film bittiğinde aklımda birçok soru işareti vardı (gizlinot: benim salaklığımdan da olabilir bu) . Önce kitabı okumak size çok daha zengin bir bakış açısı kazandıracaktır ki zaten okuması zevkli bir kitap (gizlinot: gezegenin bilimsel özelliklerinin anlatıldığı kısımlar o kadar zevkli olmasa da ).(gizlinot: kısa bir bölüm ama) Ayrıca gördüğüm en güzel film afişlerinden birine de (link: https://lh4.googleusercontent.com/proxy/8GkXbljsxx4FjPgcZyrT__pJ4kElPeDx6N_Fd4sX42566ttT_n9J1yWs0-Gqh_T919aRgSWGtVHKgwZ7FhOJ5wm7EdptQFkHe4w3Zn3HPu664CX7U0EqIz8Fcg=w323-h456-nc sahiptir) .
Okuması, izlemesi insana oldukça çok şey katan, beni derinden etkilemiş bir eser.
(yazar: frannyglass ) uktesiydi.
absinthe