yeni
popüler
    sorular içinde ara
    yeni soru sor
    son sorular
    son cevaplar
    kategoriler
    • süslü
    • moda alışveriş
    • kuaför & güzellik merkezi
    • sağlık
    • spor
    • gönül işleri
    • aile arkadaş ilişkileri
    • cinsellik
    • eğitim & kariyer
    • seyahat
    • pet
    • sanat
    • bürokrasi
    • diğer
    girdi yaz
    medya ekle
    • linki kopyala
    • şikayet et
    • girdiler (1)
    • medya (0)

    1. baş rollerinde Tom Hardy ve Benedict Cumberbatch'in yer aldığı 2007 yapımı aynı isimli biyografiden uyarlama ağır bir dram filmidir.

    en son ne zaman birinin oyunculuğundan böyle etkilendim hatırlamıyorum

    (gizlinot: alan richman'ın severus performansı bu klasmanın dışında) (gizlinot: ya da mathew macfadyen'in aşk ve gurur'daki) ama stuart rolüyle tom hardy harika bir oyunculuk dersi vermiş, kadın kokusu'ndaki al pacino'nun dans sahnesi tadında her sahne.

    film/kitap alexander masters'ın sosyopat,alkolik, şiddet eğilimli bir evsiz olan stuart shorter'ın hayatını tersten bir şekilde kitabına işlemesi ile başlıyor.

    hani denir ya delirdim ama neden delirdim bir sor bakalım diye. bazen anlatmak istersin, insanlar sağır olur, dinlemez, önemsemez. anlatmak istersin çünkü kendi içindekiler zamanla seni boğar, kendinle başa çıkamazsın stuart da böyle bir adam.

    bir başka önemli nokta ise bu biyografide çocukluk denilen evrenin insan hayatında ne kadar önemli olduğunu bir kez daha gözler önüne serilmesi.

    ---------------------spoiler-------------------

    kas hastalığı olan bir çocuğun geri zekalı diye zorbalık görmesi yetmez gibi iğrenç bir şekilde önce abisi sonra arkadaşı ve tüm bunlardan kaçmak içinde elinde bıçakla beni yetimhaneye gönderin diye yalvarırken orada bile yine tacize maruz kalması düşüncesi bile ürkütücü, çok acı verici. ablasının düğünü için hazırlanırken tüm bu yaşanılanları herkesin başına böyle şeyler gelir diye umursamaz bir ruh haliyle anlatırken inanılmaz gelmişti o an. kasete kaydettiğinde ise kendiyle baş başa kaldığı her an yaşadığı her travmanın onu ne kadar an be an öldürdüğünü anlatıyor. üvey babasının dayak tehditi ile başladığı şiddetin 6 ay sonra o küçük yaşta onu mahvettiğini ve hayatında tek bir şey değiştirmek istesen o ne olurdu sorusuna hastalığı, uğradığı tecavüzü/şiddeti, karısının aldatması ve bilumum kötü hatıradan önce bunu söylemesi aslında içindeki naifliği gözler önüne seriyor. öyle bir adam için yaşam her an ızdırap verir zaten, nasıl unutabilirsin ki geçmişi. adamı ablası bile anlamamış. bana da yaptı, annem onu şımartıyor sığlığında bakıyor olaya.

    ----------------------- spoiler --------------------------

    inanılmaz etkileyici bir film, aslında yaşam öyküsü.

    boğazınızdaki düğüm geçmek bilmiyor.

    7 ocak 2017 02:29