yeni
popüler
sorular içinde ara
yeni soru sor
son sorular
son cevaplar
kategoriler
  • süslü
  • moda alışveriş
  • kuaför & güzellik merkezi
  • sağlık
  • spor
  • gönül işleri
  • aile arkadaş ilişkileri
  • cinsellik
  • eğitim & kariyer
  • seyahat
  • pet
  • sanat
  • bürokrasi
  • diğer
girdi yaz
medya ekle
  • linki kopyala
  • şikayet et
  • girdiler (135)
  • medya (0)
tarih
oy (güzelinden)

1. tel cambazının rüzgarsız aşklara vardığını anlatır şiirdir:

Önce istanbul vardı o yoktu

sonra bir gün çıktı geldi

bütün kapılar yerini buldu

önce gözlüklerini çıkardı pencereye koydu

çantasından sigara paketini çıkardı koydu

yalnızlığını çıkardı koydu

o zaman bütün aşklar bütün bulutlar geçti aklından

Adı kimseye lazım değil

istanbul coğrafyada ışıksız bir şehir

tuttu ay ışığını parçaladı

her sokağa birer parça dağıttı

o tanrı mıydı sanki -haşa-

ama gönlü öyle istedi öyle yaptı

o zaman bütün aşklar bütün bulutlar geçti aklından

Adı kimseye lazım değil

bu macerayı durup size anlatacak

bir yanda koca istanbul

bir yanda o

bir yanda en allahsız şarkılar

bir yanda edirnekapı

vitrinsiz dükkanlar ve dut ağaçları

neden bütün insanların birbirini sevmesi gerektiğini

bir gün saat üçte köprüde anlayacak

saat üçte hepimizde gizli tanrıyı

bulup çıkaracak meydana

o zaman üç gemi italya’ya kalkacak

üç gemi norveç’e

birisi pancar küsbesi götürecek

öbürü bir aşk kaçıracak gümrüksüz

bir gün saat üçte köprüde

üç martı insanlara bakıp imrenecek

bir adam iri bir lüfer çıkaracak denizden

işte o zaman bütün aşklar ve bulutlar geçecek aklından

Adı kimseye lazım değil…

Turgut uyar

20 eylül 2014 09:08

2. "bırak sökük kalsın rüzgar bu zırdeli düşün içinde

gerçeğin ne anlamı var

biz bu zırdeli düşün içinde kavrulmuş kurumuş iki fıstık gibi

yatalım uyuyalım uyanalım kalkalım

değil mi ki, bir yere kilitlenmiş

bir küçük iyiliktir aşk,

değil mi ki, billurdan bir yalan dünya

bırak ersin o tamama

gel bak tepeden bir nehir manzarası

göstereceğim sana."

birhan keskin

20 eylül 2014 11:13

3. yılmaz erdoğanın şiirlerini çok seviyorum. yazmaya üşendim sanmayın. sadece o güzelliği bozmak istemedim. sadece dinleyin. ben senin beni.......... ve hani gitmesek diyorum...........

20 eylül 2014 14:53


4. ACIYOR

Mutsuzlukdan söz etmek istiyorum

Dikey ve yatay mutsuzluktan

Mükemmel mutsuzluğundan insansoyunun

Sevgim acıyor

Biz giz dolu bir şey yaşadık

Onlarda orada yaşadılar

Bir dağın çarpıklığını

bir sevinç sanarak

En başta mutsuzluk elbet

Kasaba meyhanesi gibi

Kahkahası gün ışığına vurup da

öteden beri yansımayan

Yani birinin solgun bir gülden kaptığı frengi

Öbürünün bir kadından aldığı verem

Bütün işhanlarının tarihçesi

sevgim acıyor

Yazık sevgime diyor birisi

Güzel gözlü bir çocuğun bile

O kadar korunmuş bir yazı yoktu

Ne denmelidir bilemiyorum

sevgim acıyor

Gemiler gene gelip gidiyor

Dağlar kararıp aydınlanacaklar

Ve o kadar

Tavrım bir çok şeyi bulup coşmaktır

Sonbahar geldi hüzün

İlkbahar geldi kara hüzün

Ey en akıllı kişisi dünyanın

Bazen yaz ortasında gündüzün

sevgim acıyor

Kimi sevsem

Kim beni sevse

Eylül toparlandı gitti işte

Ekim filanda gider bu gidişle

Tarihe gömülen koca koca atlar

Tarihe gömülür o kadar

Turgut UYAR

Özellikle şu dizesi :

sevgim acıyor

Kimi sevsem

Kim beni sevse

12 aralık 2014 13:36

5. Şimdi uçsuz bucaksız ovalarda, Adımlarımı saymadan, Geriye dönüp bakmadan,

Usanmadan, bıkmadan,

Deli taylar gibi koşmak istiyorum!

Ve görüyorsun ki, Aşkı beceremiyorum..

Beni kendi halime bırak, yavrucuğum, Ben yolumu nasıl olsa bulurum.

Upuzun çayırlarda,

Yalınayak koşmak istiyorum.

Saçlarım rüzgâra konuk, Yüzüm dağlara dönük..

Göğsümün çeperini,

Ölümle sınayan esaret,

Ve yüreğimi yararcasına zorlayan cesaret,

Kıyasıya vuruşsun istiyorum!

Koşmak.. koşmak istiyorum sevgilim,

Dönemezsem, affet...

Yusuf hayaloğlu'nun dokunma yanarsın şiirinden sevdiğim dizeleri.

Özlemle..

12 aralık 2014 13:51

6. Gözlerine Yazılmış Bir Destan

bu şiirde iki göz var

biri senin; biri onun

Senin o karanlık, küf kokulu

matem gözlerini terkediyorum

biliyorum; saçlarının sarısı

gözlerinin yeşiline karışmış

biliyorum; sana benzemek için

melikeler birbiriyle yarışmış

fosforlu ve derin bakışlarına

çağlar boyu nice destanlar yazılmış

oysa ben görülmedik bir lale yaprağına

gökleri kıskandıran bir destan yazıyorum

gözlerin değişip kaplasın karanlığı

bütün ufukları sarsın gözlerin

gene de hep bende kalsın gözlerin

l

kapama gözlerini; karanlıktan korkarım

atlılar kaybeder yolunu, hasretimin

posta güvercinleri geri dönmez ülkeme

yaslı dereler gibi mutsuzluğa akarım

kapama gözlerini; karanlıktan korkarım

ll

ateşten ve köpükten sıyırıp ellerimi

mekanımı gülistan eyleyendir gözlerin

isyanıyla ihtiras ve gerilim yaşayan

Kabil’in ruhunu kan eyleyendir gözlerin

vuslat aşkını Leyla düşürmedi çöllere

arzı Mecnun’a hicran eyleyendir gözlerin

gözlerinde başladı tarihin macerası

Adem’i Havva’ya ram eyleyendir gözlerin

Kerem dağlar ardında aradı gözlerini

Kamber’i bile viran eyleyendir gözlerin

Ferhat dağları deldi yolunu bulmak için

sevmeyenleri giryan eyleyendir gözlerin

suların emzirdiği muamma bir çocuğu

yedi iklime hakan eyleyendir gözlerin

lll

gözlerin göklerinde

her yüzyılın başında

birer akkor olmuş gözlerin

çekip çıkarsam da mısralarımı

ben yalnız gözlerinin şairiyim aslında

hangi rüzgara verdiysem aşkımı

beni alıp yangınlara götürdü

muştu beklediğim bütün yelkenlilerden

ateş düştü içime

lV

yüreğimden fışkıran bir “ah” mıdır gözlerin

beni benden koparan “eyvah” mıdır gözlerin

Bu gözler, o aydınlık o güzel gözler değil

yoksa yalancı mıdır, günah mıdır gözlerin

ses midir, aynalarda çarpan kulaklarıma

kürdili hicazkar mı, segah mıdır gözlerin

Arif Bey’i Itri’yi ömür boyu inleten

nihavend mi, sultan-ı yegah mıdır gözlerin

kubbesinde yitirdim zaman duygularımı

akşam mıdır, gece midir, sabah mıdır gözlerin

ruhumu baştan başa acılarla dokuyan

beynimi kurşunlayan silah mıdır gözlerin

her köşede zifiri bir silüet bırakan

gönül memleketimde seyyah mıdır gözlerin

renkler avare; sitem başıboş kuytularda

mavi midir, yeşil mi, siyah mıdır gözlerin

yoksa yalancı mıdır, günah mıdır gözlerin

V

nihan kıldı gözlerin bana kapılarını

oysa ben gözlerinden girerdim yüreğine

her bakışın bir damla ab-ı zindegan idi

hicranlı her gülüşün bin yıllık figan idi

içime, soluşundan sonra koyu renklerin

birer şirpençe gibi düştü gözbebeklerin

feryadıma gök bile bigane değil şimdi

söyle, kurtuluşun mu, harabın mı gözlerin

gözlerinde mi mehtab; mehtabın mı gözlerin

Vl

çağlayanlar bile hararetlidir

buğday başağının açlığıdır ufuklar

siperleri aşıklar mı doldurmalıydı

zalimler mi

neden böyle hıçkırıklı, umutlar

Vll

beni hangi urganla bağladın gözlerine

beni hangi ırmağa karıştırdın yeniden

senden kopamıyorum gözlerin var oldukça

sensiz yapamıyorum yüzün bahar oldukça

gözlerine baktıkça duruluyor yüreğim

ölse de, gözlerinden soruluyor yüreğim

indirme kirpiğini; tutuşmasın kainat

nazar kıl; ferahlasın; kavruluyor yüreğim

sensiz küle dönerek savruluyor yüreğim

Vlll

diyorlar ki ağla

ağla ki dumanı dağılsın yolların

ağlamayı denizlere bıraktım

yalnız gözlerindir hayatta kalan

uğruna adandığım

mahşeri sularla çevirip dört yanından

gönlümde sakladığım

aynalarda arayıp bulamazken günboyu

gölgesinde konakladığım

gözlerindir ufkumda dalgalanan

Rüstem’in kanını döktüm yerlere

İstanbul’u kuşattım gözlerin için

Azrail’e koştum siperlerimden

gözlerine baka baka dirildim

niçin kızıl kıyamettir gözlerin bu gün

niçin heyelan var eteklerinde

İsrafil’den işaret mi almışsın

yanaklarında mahşer kalıntısı

dudaklarında mizan

bütün gamlı hüdhüdler Belkıs’le döner sana

yıldızlar vuslat için her gece iner sana

rengini, gözlerinde kaybolan bilir

lX

gözlerin uğrak yeridir bestekarların

şairler hüzne dalar yeşil okyanusunda

eşiğinde ölümsüz dilenciler

gözlerin gecenin intiharıdır

sen gözlerine mahkumsun; gözlerin bana

ben şiir yazmasam, kim tanır gözlerini

geçerken yalnızlık sokağından

hangi demirci indirir parmağına çekici

hangi berber yanağını keser müşterisinin

gözlerine bakmasam, doğar mı güneş

X

gözlerin boşluğa akan bir ırmak değil

gözlerin sadece ölmek, yaşamak değil

gözlerin tükeniş doruklarında

bulunmayanları aramak değil

gözlerine aşina olduğum günden beri

ben artık her gece sesleniyorum

düşe kalka

yorgun argın

derbeder

yapayalnız

duruyorum; yanlış anlaşılıyor

her hücremde bir inkılab

her gönlümde bir mahitab

evim harab; ömrüm harab

ne ay kaldı, ne de mehtab

gök bulanık; ufuk silik

gene de mağrur ve dimdik

yürüyorum; mezarım oluyorsun ansızın

Xl

bu son şiir, o küflü gözlerine yazılan

bu son mezar kalbimde hicranla kazılan

senin gamsız gözlerin kahkahalar atarken

benim gözlerim viran; ağlamaya değer mi

her cilven bir ıstırab; her nazın kapkaranlık

yorgun kuraklığında ıslanmaya değer mi

hiç güzel olur muydun gözlerin olmasaydı

ateşlere girmeye ve yanmaya değer mi

bir kevser ırmağında serinlemek dururken

sellerine karışıp bulanmaya değer mi

aydınlığın gözleri çağırıyor kalbimi

zehir bakışlarınla boyanmaya değer mi

gözlerine bir ömür dayanmaya değer mi

Nurullah GENÇ

12 aralık 2014 14:52

7.  rimelle gel

12 aralık 2014 19:12


8.  Göğe bakma durağı - Turgut Uyar

 Resulullahla benim aramdaki farklar - Ah muhsin unlu

 Alengirli şiir - ali lidar

12 aralık 2014 22:49

9. İki rayı gibiyiz

bir tren yolunun

yakın olması

neyi değiştirir

son istasyonun

Sunay Akın

13 aralık 2014 18:45

10. o kadar çok var ki... bu ara taktığımsa deniz gezmiş'in not defterinde, sanırım kendi yazdığı şiiri...

yenilmişsem

elim kolum bağlı

boynumda yağlı ip

gelip dayanmışsam

darağacına

dudaklarımda yarın

gözlerim yarınlarda

unutmak mı gerek seni?

kapılar kapalı

tutulmuşsa gece kapkara yollar

sıcacık bir sevgi

sunmayacak mıyım insanlara?

bakmayacak mıyım yarınlara

seslenmeyecek miyim insanlara?

seslenemedin be denizim. kestiler sesini daha 25inde... oysa bir kez daha söyleyebilirdin belki bağıra bağıra "dağ başını duman almış"ı...

13 aralık 2014 20:50