yeni
popüler
    sorular içinde ara
    yeni soru sor
    son sorular
    son cevaplar
    kategoriler
    • süslü
    • moda alışveriş
    • kuaför & güzellik merkezi
    • sağlık
    • spor
    • gönül işleri
    • aile arkadaş ilişkileri
    • cinsellik
    • eğitim & kariyer
    • seyahat
    • pet
    • sanat
    • bürokrasi
    • diğer
    girdi yaz
    medya ekle
    • linki kopyala
    • şikayet et
    • girdiler (116)
    • medya (1)

    1. teşekkür ve rica etmek; "lütfen" demek; iyi günler, iyi akşamlar, iyi çalışmalar dilemek vs. güzel kelimeler bunlar arkadaşlar, mümkün mertebe kullanalım. kullanmayanı uyaralım.

    ekleme: enem, madem başlık başıma kalmış, şöyle bir tanım gireyim öyleyse. aristo efendi der ki "insan sosyal bir hayvandır." yani meali şudur ki; insan doğası gereği diğer insanlara muhtaçtır. bu muhtaçlık sebebiyle de insanlar zamanla biraraya gelerek "toplum"u oluşturmuştur. hepimizin bildiği gibi çokluğun olduğu yerde hoşluk da gani olunca, birtakım kurallara ihtiyaç duyulmuştur. hah işte, yasal bir yaptırımı olmadığı halde toplum içindeki düzeni sağlamak, ilişkileri düzenlemek ve toplumda kabul görmek amaçlarını taşıyan bu kurallara da "toplumsal nezaket kuralları" ismi verilir. günümüzde bu kurallara uyan pek azdır, bulunduğu an el üstünde taşınmalıdır.

    not: liseden kalma temel sosyoloji bilgim tozlanmış olabilir. bir hatam olduysa düzeltmesi senden sevgili sözlük :)

    28 ağustos 2014 00:05 28 ağustos 2014 02:06

    2. Apartmandan çıkmak üzereysen kapıyı da sen açmışsan malum çoğu kapı içeri doğru açılıyor e bi zahmet tutuver kapıyı da önce dışardakiler apartmana girsin. Çok dertliyim bu konuda galiba.

    28 ağustos 2014 01:14

    3. toplumumuzda uygulaması olmayan kurallardır. dükkandan içeri girerken her zaman merhaba derim pek azı karşılık verir, işim bitmiş çıkarken iyi günler, kolay gelsin derim yine pek azı cevap verir, sonra da kendimden nefret ederim bu ayı ruhlulara neden böyle söyledim diye. neden çok mu yoğunlar hayır, zahmet oluyor büyük ihtimal.

    örneğin bir yeri şikayet ettim, halbuki çok kızgınım fakat yine kapatırken teşekkür ederim.

    iş görüşmesi için ararlarken ya da görüşmeden ayrılırken yine teşekkür ederim.

    bunlar beni eksiltir ,azaltır mı hayır.

    hele apartmanımız tam bir seçmece, öküzler topluluğu. karşılaşırsın merhaba dersin bön bön öküz gibi bakarlar. kırk yılda bir apartmanın kapısını bekletecekleri gelir teşekkür edersin yine cevap yok. bazen ben onlar için kapıyı ya da asansörü bekletirim hadi teşekkür etmedin bari nezaketen gülümse. yok olur mu? sadece bir kişi var böyle elinde yükün olur yardım eder, merhaba nasılsınız diye sorar. onunda adını yavşak, sapığa çıkarmışlar. çünkü medeniyetten nasiplenmedikleri için adam bir şey söylediğinde "ay bu beni s.kicek" psikolojisine girmişlerse demek ki... izmir'in göbeğinde böyle bir apartmanı mumla arasan bulamazsın. tabi her birinin yegane faaliyetinin kavga ve dedikodu olduğundan bahsetmeme bile gerek yok.

    otobüste de yorgunluktan veya hastalıktan ölmek üzere olmadığım sürece yer veririm. çünkü o yaşlı insanları tutunmaya çalışıp, kalabalıktan iteklenirken görmeye içim el vermiyor. ister gününden dönsün ister hastaneden yargılamam yerimi veririm. olması gereken de budur nazarımda. bazen ayakta zor duran yaşlılar biniyor. millet hep yekün o anda uzaklara dalıp, telefonla oynuyor. içim acıyor o zaman bu zalimliğe. ömrümüz yeterse bir gün hepimiz o duruma geleceğiz biraz empati zor değil.

    ha tabi bir de yeni moda var yaşlıları takmayıp, türbanlı bir kadın gelirse(yaş fark etmeksizin) gencinden emmisine kadar herkeste bir buraya oturun lütfen havası geliyor. diğer küme ayakta kalmaya mahkum, pis namızsızlar.

    bir de sanki bütün koltuklar onların emrine amade gibi davranan tipler var. ne teşekkür ederler ne tebessüm ederler. bir gün bir hamile binmiş otobüse ben ters oturuyorum görmedim. bir tavırlar, havalar, laf sokmalar inadına yer vermedim oradaki başka kişileri zorla kaldırttırdı o pis çenesiyle. kimse sana ön koltuklar hariç yer vermek zorunda değil, insanın nezaketine kalmış bir de utanmadan çirkeflik yap. hahah bir de hastanede görmüştüm bu tipden genç çocuklar girecek içeriye genç bir kadın karnı belirli belirsiz "çekilin ben hamileyim" diye itekledi çocukları içeri girdi. tabi sıra beklemek ya da ben içeri girsem sorun olur mu diye sormak zavallı biz fanilere has.

    özür dilemek ve rica etmek kısmına gelince çirkince bir ergen random gülüş yapasım geliyor asdafaga.

    yok anacım merhaba demeyen insan mı rica edecek.

    ne biriktirmişim kardeşim neyse kısa keseyim de aydın havası(abası) olsun.

    özetle teşekkür etmek, özür dilemek, rica etmek, merhaba demek kimseyi azaltmaz.

    kullanın, kullandırtın.

    28 ağustos 2014 11:44


    4. sıra beklemek. sıra beklemek. sıra beklemek.

    ya lütfen "sıra beklemek", "sıraya girmek" davranışları otursun artık. özellikle otobüs duraklarında. belli ki senden önce gelenler var, daha fazla beklemişler. ne olur yani girsen sıraya? tek sıra olmasın kimse de en azından zamanını bilsin.

    yol veren araç sürücülerine gülümseyerek selam veririm. zaten trafik çekilecek dert değil, en azından sürücüye nezaket, güzel davranışını tekrarlaması için motive olması amaçlı. karşılık olarak ya ayılık görüyorum ya da sarkıntılık. gerçi o da ayılık, farketmiyor.

    o kadar uzar ki bu liste.

    28 ağustos 2014 11:56

    5. lütfen ama lütfen özellikle toplu taşıma araçlarında sakız çiğnemeyelim. gidelim evimize, kapatalım kapımızı, ohhh artık ağzınızı mı yırtarsınız, başka bir şey mi yaparsınız onu ben bilemem. yeter ki ensemde sakız çiğnemeyin.

    28 ağustos 2014 13:40 28 ağustos 2014 13:46

    6. verilen bir söz tutulmadıysa bir açıklama getirmek, en azından kusura bakma demek, telafi etmeye çalışmak. insanların rahatlığına anlam veremiyorum. çok rahat "ayıp ediyorlar".

    28 ağustos 2014 13:45

    7. halkın temsi edildiği ortamlarda da olsun istiyorum. biri anayasa fırlatır diğeri içtüzük. bu ne ya öğretmeni elinde kağıttan uçak atarak bekleyenler gibi. azıcık saygı. ne bayrağı kumaş olarak gördüm, ne de onları kağıt parçası olarak.

    ha sokağa inecek olursak sokakta tükürük, salya görmek istemiyorum. hele o çıkarma sesleri fenaa. insanların uyku saatlerine de saygı olmalı. kaç kişiye bağırdım balkondan. gece tasarruf yapacaz diye çamaşır makinesi çalıştırmak. yurtta bi uyarı yazmışlardı, böyle gürültü olayları için. adem olan anlar, öküz olan bakar. artık tercih milletin.

    28 ağustos 2014 15:04


    8. Carsida, pazarda "ablaa, yengeee" denmesi yerine hanimefendi sozcugunu kullanmak da bence kanunla kural haline getirilmeli.

    28 ağustos 2014 15:44

    9. açık, herkesin aynı odada farklı masada oturduğu ofiste hoparlörle müzik haber vs dinlememek. o an bir başkasının başı ağrıyabilir, acil işi olabilir telefona odaklanamıyor olabilir. her şey bir yana senin müzik zevkini herkes sevmek zorunda mı? bunu yapan ofis arkadaşımızın bilgisayarının bütün sitelere erişimini kapattırdık gizlice. şimdi herkes çok mutlu o neden olduğunu daha çözemedi.

    28 ağustos 2014 23:09

    10. -Teşekkür ederim, lütfen, merhaba, iyi günler, hayırlı işler, iyi akşamlar, rica ederim vb. kelimeleri doğru yerde ve doğru zamanda bolca kullanmak. Kimsenin bir yeri eksilmez.

    -Başka insanları incelememek. Giyimlerini, davranışlarını ya da tarzlarını yargılayacak şekilde bakışlar atmamak.

    -Bir insanla göz göze geldiğimizde gülümsemek -bunu bu ülkede yapmak imkansız. Hemen asılıyor damgası yeniyor. Ben kadınlara, çocuklara ve tonton yaşlılara gülümsüyorum. Kadınlar suratsızsa gülümsemiyorum. Sonra "ne baktın" meselesine dönüyor iş.

    -Toplu taşıma araçlarında ihtiyacı olana yer vermek. Benim için çok yaşlı insanlar, engelliler, hamileler ve çocuklu kadınlar bu gruptalar. Onun dışında yer vermiyorum. Çünkü ben de çok sağlam bir insan değilim, demir eksikliğim var. kalabalıkta ve sıcakta tansiyonum düştü kaç kez metrobüste, kimse de yer vermeye zahmet etmedi. Metrobüsten inip yere yığıldığımı biliyorum. Bu iş gençlik yaşlılık meselesi değil bence kısacası. Sağlam insan kendini belli ediyor.

    -Yayalara kırmızı ışık yandığında karşıya geçmeye çalışmamak. (araba çok uzaktaysa olabilir) Ambulans geçiyorsa yol vermek (bu gözler ambulans geçerken kendini yola atmaya çalışanı gördü)

    -çevremizdeki insanları özel günlerde veya durumlarda minik hediyelerle ve notlarla mutlu etmek. Mesela bir iş veren anneler gününde bütün kadınlara bir gül de olsa hediye etse, ya da onu geçtim birer küçük not yazsa ne hoş olur. Ya da aynı şekilde elemanları doğum gününde ona minik bir jest yapabilir. Bunlar günlük hayatı çekilir kılan ayrıntılar bence. Bunun haricinde öğrenciysek arkadaşımıza da bir fotokopi almak, ya da çalışıyorsak iş arkadaşımıza da bir kahve almak falan hoş şeyler bence.

    -Birilerini bir konuda geri çevirirken kalbini kırmamak.

    -Telefon konuşmalarını çok uzatmamak.

    -Hasta ziyaretini kısa kesmek. Normal misafirlikleri de çok uzun tutmamak. Karşı taraf belli ediyorsa hele sıkıldığını, misafirliği sonlandırmak.

    -Pazar günleri insanları rahat bırakmak -iki taraf da istiyorsa o başka- Bence pazar kafa dinleme ve pazartesiye hazırlanma günü.

    -gerektiğinde özür dilemek.

    -Karşınızdaki insanla konuşurken ona dinlendiğini hissettirmek. Akıllı telefonlar bunu biraz baltalıyor. Bu konuda ben de hatalıyım bazen.

    - Özel bir telefon konuşması veya görüşme yapan insanların yanına gitmemek. Yanlışlıkla gidildiyse bir an önce ortamı terk etmek.

    - Kişisel temizliğe dikkat etmek. Kimse süper bakımlı olmak zorunda değil. Ama bu konuda sabun, şampuan, deodorant ve diş macunu ile fırçası temel ihtiyaçlar bence. Sabah vakti kimse ter, saç ve ağız kokusu çekmek zorunda değil.

    -Bu arada ter kokusu dedim de hani sabahları parfümle yıkanıyorsunuz ya, toplu taşımada o da çekilmiyor işte.

    Başka aklıma gelmedi. Daha yüzlercesi vardır. Sanırım bu kadarı yeterli :)

    29 ağustos 2014 00:22