1. hayatta en sevdiğim şeylerden biri yalnızlık, kendime dair en çok sevdiğim şeyler de işim ve yalnız yaşıyor oluşum olunca ukteye balıklama atladım resmen.
öncelikle sadece kendimize güveniyoruz. bir şeyleri aksatma, unutma lüksümüz pek yok. faturalar zamanında yatmalı, su, ekmek vb. öncelikli gıdalar eksik edilmemeli. bana mesela, en yakın market bile uzak. markete gitmek için vakit ayırmam lazım ciddi ciddi. aynı durumdaysanız sıkıntı, değilseniz iki adım gidip ekmek, su alırsınız zaten, o yüzden burayı geçebilirsiniz.
yaşadığınız yerdeki insanlara pek güvenmiyoruz, yalnız yaşadığımızı da pek fazla dile getirmiyoruz. ben elazığ'da en fazla bundan çekmiştim. yalnız yaşadığınızı bilen elektrikçi günde beş kez kapıyı çalıp en sonuncu da bileğinizi tutarak telefon numaranızı isteyebiliyor. (gizlinot: evet başıma geldi maalesef)
çok büyük rakamlarda değil ama evde elinizin altında mutlaka bir miktar para bulunsun. diyelim ki allah muhafaza hastalandınız, taksi çağırmanız lazım ve para çekmemiştiniz. bu tarz konularda birazcık kötüyü düşünebiliriz çünkü tedbirli olmak önemli. bu para harcanırsa yerine yenisi konulmalı tabii.
benim evimde, hemen ayakkabılığımda aslında biber gazı var. geçenlerde evime gelen ustadan o kadar rahatsız oldum ki elimin altında bunun olması bile psikolojik olarak rahatlattı beni. iç açıcı tavsiyeler vermiyorum farkındayım ama önemli olduğunu düşünüyorum.
taksi kullanmamızı gerektirecek bir yerde yaşamıyor bile olsak bir taksi numarası buzdolabının üstüne yapıştırılmış halde olmalı. servis numaraları, evdeki garanti belgeleri, faturalar, dekontlar bir dosyanın içinde derli toplu bir yerde olmalı.
hasta, halsiz olduğunuz zamanlarda lavaboya bile gidiyor olsanız telefonunuz yanınızda olsun ki acil bir durum olursa birini arama şansınız olsun. dedeme de hep söylüyorum bunu, dinlemiyor. geçenlerde banyoda düşmüş, uzunca bir süre kendimize gelemedik.
komşularla samimiyetin dozunu kaçırmamanızı tavsiye edeceğim bir soğuk nevale olarak. bir süre sonra insanlar yüz verdik ayıya misali, gelip gittiğiniz zamanın, evinize gelenin hesabını tutmaya başlıyor ve bence çekilecek dert değil bu. (gizlinot: süper iyi anlaştığınız bir komşunuz olursa ne ala) (gizlinot: böyle bir durumda başınız sıkışınca arayacak biri de olur)
buzluk en yakın dostunuz olsun. iki gün üst üste aynı yemeği yemek istemeyince, ay ben bu sebzeyi çok doğramışım diyince hemen buzluğa atıyorum ben.
hafta sonları biraz bakliyat haşlar, fazladan üç beş sebze doğrar ve bir çeşit et bulundurursanız buzluğunuzda 'evde hiçbir şey yok' deme durumu ortadan kalkıyor. işten sürünerek eve geldiğinizde 15 dakikada bir yemek çıkıyor ortaya.
anneanne mode on, damak zevkinize göre bir ya da iki paket kuru gıdadan zarar gelmez. (gizlinot: gülün gülün siz, swh) (gizlinot: benim gibi karda bir hafta evde mahsur kalın da konuşalım) (gizlinot: swh)
tabii ben çok sık hastalanan ve insanlara güvenmeyen biri olunca tüm tavsiyelerim bunun üzerine oldu. diğer süslülerden daha iç açıcı tavsiyeler gelecektir. (gizlinot: swh)
bir de son olarak, benim gibi çok kaptırmayın kendinizi yalnızlığınıza. evimi kutsallaştırdım gözümde, içine biri adımını attığı anda moralim bozuluyor. ben bunu değiştirmeye çalışıyorum kendimde de.
(yazar: yirmieylul) uktesi.