yüksek sosyete

1. yine yeni başlayan dizilerden bir tanesi. başrollerde hazar ergüçlü ve engin öztürk var. ilk bölümüne denk geldim ki gelmemek mümkün değil çünkü yeni başlayan bir diziyi zilyon defa gösteriyorlar zaten. güzel dizi aslında hazar ergüçlü'ye bayılıyorum zaten çok tatlı bir kız. engin öztürk'te şimdi yukarda allah var erik gibi çocuk yani kütür kütür. ilerleyen bölümlerde içine etmezlerse güzel dizi ben beğendim.

2. ortasından denk geldim ilk bölümüne.zengin kız organik markette sıradan biri oluyor, sıradan biri olan erkek hayta zengin arkadaşının yerine geçip markete müdür oluyor.engin öztürk'ün canlandırdığı karakter aslında fakir mi onu anlayacak kadar izleyemedim ama sanırım bu diziyi takip edeceğim bir süre, en azından şans veririm.

esas zengin erkek karakteri ise engin öztürk'ten daha yakışıklı bulduğumu söylemeden geçemeyeceğim :P

3. (bkz: high society)

güzeller güzeli grace kelly'e, bing crosby ve frank sinatra'nın da eşlik ettiği, 1956 yapımı izlenesi bir filmdir aynı zamanda.

4. bu sezonun beş para etmeyen dizilerinin arasında en hoşuma giden ve izlenilebilir olanı. bütün bölümleri baştan sona izlemedim gerçi de hazal ergüçlü sanırım roaccutane tedavisi görüyor dudakları kuru kuru bide cildinde sivilce fark ettim ilk bölümlerde sonradan blurlaştırmaya başladılar belli olmasın diye. özellikle erkek karakterle olduğu sahnelerde çocuğu gösteriyorlar cam gibi bide hazalı gösteriyolar blurlu (gizlinot: evet evde çok sıkılıyorum buna taktım :( )

5. normalde bu tip dizileri izlemem ama evde ergen bir kız kardeşiniz varsa hepsine birden tanık oluyormuşsunuz. aslında konuyu beğendim. güzel işlenilse, yaz dizisi kıvamında olmasa çok güzel sunulurmuş izleyiciye ama tabii ki kolaya kaçmışlar yine.

dizide en can alıcı şey bence ozan dolunay. esas zengin erkeğimiz. o tarzlar, tavırlar tam benim erkeğim olmaya aday ama neyse.

6. dizinin 2.bölümündeki bayan değil kadın göndermesi benim de dikkatimi çekti. tamam iyi hoş bilinçlendirme amaçlı olabilir lakin daha güzel bir şekilde yansıtılabilirdi diye düşünüyorum. çok afedersiniz de pardon kadın diye bir hitap şekli var mı? pardon hanımefendi olur olsa olsa. biri bana pardon kadın dese mal gibi bakarım.

7. diziyi ve karakterleri şuan es geçiyorum.

son bölümlerde kozmetik ürünlerinin kullanıcılarına verdiği hasarlar sonucu kadınlar basmıştı ya şirketi. patronun büyük kızı da geçiştirdi kadını ve hala bir şey yapılmadı.

düşündüm de biz olsak orada. zaten durduramazlar yönetim katına çıkarız. en hümanist,nazik yada prenses süslü bile o kızıl saçlı kadının saçını eline dolar. vay nasıl bizi salak yerine koyuyorsunuz diye. bir kısmımız cansunun abisi işte patronun tek oğlunun odasına canhıraş şekilde dalar. ama adamı gördükten sonra kibar ve cilveli bir şekilde derdini anlatır. ki ben iki gruba da dahil olurum.

önümüze koli koli sağlam ürün,tester koydurtmadanda gitmeyiz.

tam engin öztürk ve o diğer başrol çocuğu izleyip içim erirken bu sahneleri görünce hepsini unuttum,sinirlendim. süslü olmak bunu gerektirir.

8. Aynı isimli kore dizisinden uyarlanan yaz dizisi. Denk geldikçe izlerim. 'Derlerki eğer birisi kaderinse 3 defa karsılaşmak gerekirmiş.' Bu sözü de birebir almışlar. Güzel söz tabi. ^_^

9. yok ya olamıyor bu keremle cansu. hazal ertürk medcezirde mert sevgilisiyle daha çok inandırıcıydı. orada gerçekten şımarık bir zengindi ama bundan daha doğaldı. burada ise doğal olan bir zengini oynuyor ama doğal değil. belkide sorun hazal'da değil yazılan karakter ve senaryodadır.

sanki aşk konulu bir kısa film çekmek isteyen öğrenci cast oluştururken ancak onları ikna etmiş bir araya getirebilmişte elden gelen buymuş.

ece ve mert ise çok tatlılar. gülümseyerek izliyorum onları . merti oynayan çocuğu tatlı küçük yalancılarda gözüme kestirmiştim. orada ve medcezirde oynayan diğer gözüme kestirdiğim çocuk ise aşk laftan anlamazda başrol. bende iyi açıyorum kısmetlerini bu gözüme kestirdiklerimin valla.

dizinin en bomba çifti ise zuhal olcayın canlandırdığı rol ve onunla ilgilenen adam.

10. bir iki bölümüne denk geldim, normalde hiç televizyon izlemem annem izlerken denk gelirim. bu diziye baktım ve ben televizyondan soğuduğum için mi böyle yoksa artık dizilerde inandırıcılık, oyuncularda yetenek mi kalmamış? hep aynı senaryoları evirip çevirip bize sunuyorlar diye mi yoksa? anlamadım. ama son zamanlarda hangi diziye geldiysem hep aynı şeyleri görüyorum, hala daha tesadüfen el ele değince arkadan bir müzik çalıyor, yavaşlatıp göz göze gelişlerini izlettiriyorlar. bay-dı.