4.
Sevgili (yazar: sushi ) ile aynı sınıfta mı okuduk diye düşündüm girdisini okuyunca.
Berbat bir tanesine sahiptim. Paragöz, aç bir kadındı. Ha bu arada öncelikle şunu söyleyeyim o zamanlar yaşadığımız şehirde herkes öğrencisini bu kadının sınıfına göndermek isterdi, devlet okuluydu ama şehirde efsaneleşmiş, isim yapmıştı, öğretmenim değiştiği için annem de bu kadına yalvar yakar sınıfına yazdırmaya çalışıyor beni. Kadın kibirden gözünün önünü göremiyor. Yok sınav yapacam falan dedi, yaptı bir sınav, kabul etmiş hanımefendi ama çoooook zayıfmışım, çooooook çalışmam gerekiyormuş falan filan bir sürü zırva ki yaptığı sınavım baya baya iyiydi.
Şimdi durum böyle olunca yani şehirde ki eeeen meşhur ilkokul öğretmeni olunca sınıf kalabalık oluyor ve çok fazla sınıfına gitmek isteyen oluyor, sınıfımızda maddi durumu çok iyi olanlar, zengin çocuğu çok fazlaydı. 70 kusur kişiydi sınıf bu arada. 4 sütün halindeydi sınıf. Kürsüye yakın, cam kenarı ve onun yanındaki sütunlar yani ilk iki sıra 5 (puan üzerinden) likler sırasıydı oraya herkes 5 likler sırası derdi, bir sonraki sütun 4.5 luklar sırası. duvar kenarı da tembeller sırasıydı. Sınıf kalabalık olduğundan kürsüye yakın ilk iki sıraya ders anlatılır ödevleri kontrol edilirdi yanlarına giderdi, öğretmen gibi davranırdı ama diğer iki sütuna uğramazdı, zaten kürsüye de çok uzaktı onun yerine hani oooo mi-kem-mel 5lik öğrencileri var ya onlardan birini diğer sıradaki öğrencilerden birinden sorumlu yapardı o ona öğretmenlik yapardı (sınıf arkadaşı bunlar). o ödev verır, o sözlü yapar, o azarlardı. Zaten bu kast sisteminde bir 5likle bir 4.5 lüğün muhabbert, sohbet etmesi konuşması imkansızdı. Oyun oynanmaz, beden derslerinde bile ikili yan sırada eş olunmaz, itiraz edilirdi.
İşin en acı yani ise zayıflar sırası dahil özellikle 4.5 luklar sırasında ki memur çocuğu olan maddi durumu orta olan öğrencilerin çoğunun ders durumu 5liklerden iyiydi. Bir dershane sınavına girmiştim, şehirde 1. olmuşum, sınavın 4. ve 5. sı de bizim sınıftan, Sonra hoca derste bilmemne dershanesinin yaptığı sınavda alkışlıyoruz şu arkadaşının 4. şu arkadaşınız 5. oldu dedi alkışlattı ayağa kaldırdı, yanına çağırdı öptü sevdi, hediye verdi. Ben üzüldüm, saçma belki ama üzülmüşüm işte, tenefüste yanına gidip söyledim, hiç farketmedim dedi, kafasını çevirdi.
capslock açık<berbat bir insan, berbat bir öğretmendi>çapslock kapalı
Maddi durumu iyi olan bu öğrencilerin velileri özellikle anneleri okula çocuklarının durumunu sormaya çok sık gelir, mutlaka öğretmeni hediyeye boğarlardı, maddi değeri yüksek hediyelerden bahsediyorum. Haa bu öğretmenler günü hikayesi var ya öyle küçük küçük parça parça hediyelerden de hoşlanmazdı, mesela bir tane olsun tam olsun, maddi değeri yüksek olsun diye velinin birine duyurmuştu sanırım daha sonra o veli her ıvır zıvırda diğer velileri seferber eder, öğretmenin gönlüne göre bir hediye alırdı.
Bu kadar ünlü bir öğretmen olunca yaşlılığında da özel okula geçmişti, adına üzüldüm, orada herkesin durumu iyi ise nasıl ayrımcılık yapıyorda nasıl tatmin oluyor? o küçücük çocukları iterek, arkadaşlarından uzaklaştırarak, ikinci sınıf insan muamelesi yaparak daha 9-10 yaşlarında maddi durumdaki birisi onun üstüymüş gibi davranması öğreterek ne amaçladı bilmiyorum.
Hala yaşıyor, arada karşılaşıyorum, tanıyıp tanımadığını bilmiyorum ama ben onu her gördüğümde elimde olmadan midem bulanıyor ve yüzüme yansıyor. içimdeki mide bulantısı farkettiğine eminim.
10 kasım 2016 16:15
10 kasım 2016 16:16