diyetisyen

31. devlet hastaneleri araştırmalarıma göre herkese aynı listeyi veriyormuş. çünkü atandık, ne gerek var kendimizi yormaya zaten baya da hasta geliyor hangi birine özel liste yapacaz diye düşünüp sadece boya kiloya bakıp liste veriyorlar. Yani çocuğa da, yaşlıya da aynı liste. Gelelim özellere . Özellere de paranız varsa gidersiniz. Ay sağlıklı beslenmek istiyorum en iyisi diyetisyene gideyim bu arada kilo da veririm gibi tamamen lüks odaklı bir meslek. Zaten neyin zararlı neyin zararsız olduğunu az çok biz de biliyoruz. İşte pinnertest modası vardı bir ara. Onun gibi bir şey bu özel klinikler. Daha sağlıklı olmak için gitmek zorundaymışız gibi bir algı oluşturuluyor. Kendi isteği ile kilo veren, diyetisyene gitmeyen yüzlerce insan var. Evet bir meslek ama devlete gitsen ayrı dert, özele gitsen ayrı dert. Zenginler için oluşturulmuş bir meslek grubu. Eğer sağlık sorununuz varsa ve diyetisyene gidecekseniz de çok gerekli mi diye de düşünmüyor değilim. Sadece hangi saatte ne yememiz gerektiğini söylüyorlar. Bir de sizi kontrol eden biri olduğu için de yapmanız gereken bir ödevmiş gibi olduğundan daha sorumluluk duygusuna sahip oluyorsunuz. Paranız varsa gidin. Bence gerekli değil . Bir emek var 4 yılını veriyorlar ama zor bölüm bile değil ki. Atıyorum Elvan Odabaşı daha de ve da eklerini ayıramıyor. Lüks gibi geliyr bana. Diyetisyenlerin en çok yarar sağladığı kişiler yine diyetisyenlerin kendisi. Diyetisyen olan kişi sadece bildik şeyleri farklı yollarla size satarak para kazanıyorlar. Hem sağlıklı yaşamın ne olduğunu bilip kendilerine iyi bakıyorlar hem de para kazanıyorlar olay budur. Size kalmış ne diyeyim gidip gitmemek . Bir de şunu ekleyeyim devlete giderseniz ve iyi bir denk diyetisyene geldiyseniz tabi ki şanslısınız. Ancak özele para dökmeye gerek yok. Devlet işini iyi yapsa özele gerek olmayacak. Umarım devlet hastanelerindeki diyetisyenler bu yaptıklarından vazgeçer de özelin para sömürmesine izin vermezler. Hastalık için özele gitmek zorunda kalanlara da yazık gerçekten.

32. Özellikle instagram üzerinden “online” destek verenlerinin sayfasını incelediğimde 5 günde 4 kilo; 3 kilosu yağdan vb. Paylaşımlar görüyorum. Hayretle inceliyorum. 5 günde 3 kilo yağı kim alabilir ya da verebilir; ki sen diyetisyensin... bu tür mesleğini para için kötüye kullanan insanların en çok işini doğru yapan meslektaşlarına zarar verdiğini düşünüyorum; bu nedenle genelleme yapmayacağım. Ancak yukarıda bahsettiğim 2 haftada 8 kg gitti 5 i yağdancı kitle için sadece müşterilerinin(evet hasta değil müşteri) vucudunda yoyo effect yapan paragöz insanlar diyebilirim. 

33. Yazın 69 kilo ile başladığım diyetisyen maceramı 2 ayda 61.5 kilo ile sonlandırmıstım baktım ki 2 ayda tekrar 64e çıktım yarın yeniden başlıyorum ilk listemi de aldım haftalık güncelleme yapacağım hedefim 56 🙏🏻 

Not:Boy 1.68

1.hafta sonucu:62.1 -1.9 kg 

34. amacım mesleği yermek veya eleştirmek değil. Özellikle defalarca kez sağlık problemi olmadan, profesyonel yardım gerektirmeyecek bir kiloda, normal kilosunda olan ve sadece istediği kiloya düşmek isteyen biri için ne kadar gerekli bilemiyorum. Aksine bunu defalarca kez farklı diyetisyenler ile deneyimlemis bir olarak yazıyorum. Denetlenmek sizi disipline ediyor ise kesinlikle işe yarar oldugunu düsünüyorum. Ancak dediğim gibi genel olarak kronik hastalıgı olmayan, estetik görünüm olarak kilo vermek isteyen biri için en azından 200-300 lira verdiğiniz bir diyetisyenin ortalama sabah öğle aksam yazdıgı öğünler zaten internette , makalelerde okuyarak hayatınıza entegre edebileceğiniz sağlıklı beslenmekten baska birsey değil. bu uğurda diyetisyene 300 lira vermis bir arkadasımın listesinde bir kibrit kutusu kadar peynir görünce bu durumu ister istemez tartışılır buluyorum. 

35. Genelinin kendini gelistirmedigini düşündüğüm meslek grubu. Cogu diyetisyenin instagram sayfasinda hala "ara öğün mutlaka yapin, sabah kahvaltisi cok önemli asla atlamayın" gibi paylasimlar var. Sabah kahvaltisi cok onemli degil, insan aciktigi zaman bi şeyler yemeli. ara ogun bana inanilmaz kilo aldiran bi sey. ac degilim ki neden yiyeyim, ben bazen gunde tek ogun yiyorum mesela, olmaaaz metabolizman yavaslar diyolar. Hayir yavaslamaz, aralıklı oruc diye bi sey var.

Basmakalıp bilgileri ogrenmisler, surekli ayni seyleri herkese soyluyolar. Belki bi seker hastasinin ara ogune ihtiyaci vardir ama 20 yasinda saglikli sadece fazla kilosu olan birinin ara ogune ihtiyaci olmayabilir. Bu ezberci yaklasim beni cok rahatsiz ediyo. Kendini gelistiren, arastiran diyetisyenleri ayri tutarak geri kalanına bosuna para verilmemesini, internette derya deniz bilgi bulabileceginizi söylemek isterim

36. Hayatımın hiçbir döneminde kilolu olmadim. Belki birkaç kilo aldığım dönemler olmuştur ve malum covid döneminde ben de kilo aldım. En yakın arkadaşım diyetisyen olduğu için ona danıştım hiç ac kalmadım ara öğünlerde 1 haftada 1.6 kg verdim. Ara ogunle kilo almak diye bir şey yok sonuçta bunun kalori hesabını yapıyorlar. Sizin tek öğünde yediğiniz yemeğin kalorisini bütün güne yayiyorlar bu sayede de acı çekmeden kilo verebiliyorsunuz. Bu sebeple önceki yoruma katılmıyorum.

37. Kendiniz istemediğiniz sürece hiçbir şekilde kilo vermenize yardımcı olamayacak kişidir. Eğer gerekli motivasyona sahipseniz karşılıklı iletişiminizin iyi olduğu ve isteklerinizin farkında olan gerektiğinizde sizi yükselticek birine gitmelisiniz. Benim için diyetisyene gitmek bir nevi kendimi motive etmekti. Her tartıya çıktığımda aldığım sonuçlarla mutlu oldum eğer o hafta istediğim gibi geçmemişse bile asla yılmadım. Tabi sadece diyetisyenimin verdiği diyet listesiyle bitmedi kilo verme işi. Düzenli olarak yürüyüş ve antremanlar. Sonuç -30kg :) Asla pes etmeyin.

38. öncelikle şunu söylemeliyim ki diyetisyenin işi sadece zayıflatmak değil, hatta bu işinin o kadar küçük bir kısmı ki... yalnızca bu alan popüler olduğu için ve sadece bu alanda çalışan diyetisyenlerden dolayı böyle sanılıyor ancak diyetisyenin esas işi, hastalıklarda beslenme "tedavisi" uygulamak ve danışanı eğitmektir. aklınıza gelen gelmeyen hastalıklarda, yoğun bakımlarda, yatan hasta servislerinde vs. vs. çok çok küçük rakam ve detaylarla çalışılıyor. (gizlinot: devletteki dytlerden memnun kalmama sebebi de budur, hasta insanlarla ilgilenirken ne yazık ki diğer sağlıklı insanlara gereğince vakit ayıramayabiliyorlar çünkü sanılanın aksine tüm gün oturmayıp tüm hastanedeki hastalarla da tek tek ilgileniyorlar) etik bir diyetisyene gittiğinizde zaten (gizlinot: ki ne yazık ki etik olanını bulmak giderek zorlaşıyor) "keşke sağlıklı olan her insan kendi beslenmesini düzenlese de en azından bu iş yükü kalksa" diyecektir. herhangi bir hastalığı olmayan bir insanın kendi beslenmesini düzenlemesi evet zaten çok kolay. doğru, bilimsel kaynaklardan faydalanarak evet zaten çok rahat kilo verilebilir ve bu diyetisyenlerin gereksiz olduğu anlamına gelmez. nasıl ki insanlar format atmayı öğrendiğinde bilgisayar mühendisine olan ihtiyaç ortadan kalkmıyorsa ve nasıl ki format atmak işinin tanımı değilse fakat tabii olarak format atmayı da biliyorsa... kolay bir bölüm olduğu söylenmiş, bir sağlık bölümü için bunu söylemeyi ancak talihsiz ve cahilce olarak değerlendirebilirim. beslenme ve diyetetik biliminin ve diyetisyenlerin ne kadar önemli olduğunu en iyi, hastalıkları yalnızca beslenmeyle kontrol altında tutulan yahut tedavi edilebilenler bilir. son olarak beslenme ile ilgili tek danışman beslenme ve diyetetik bölümü mezunlarıdır (gizlinot: lütfen ama lütfen saçma sapan çaylara, shakelere, saçma sapan sertifikasyonlara itibar etmeyin. beslenme eğitimi türkiye'de yalnızca beslenme ve diyetetik bölümünde verilmektedir. evet tıp fakültesinde de değil. ) fakat esnaf gibi davranmayan, before-after fotolarıyla beden istismarını körüklemeyen, yenilikçi, etik diyetisyeni seçmek ne yazık ki danışan sorumluluğundadır çünkü hala bir meslek yasası, meslek odası,uzmanlık sınavı gibi sistemlere tabi değildir. keşke aile hekimliği gibi aile diyetisyenliği ve aile psikologluğu ve hatta aile fizyoterapistliğii uygulamasına dahil edilse de profilaksi kapsamında önlenebilecek, erken aşamada tedavi edilebilecek pek çok hastalığa karşı toplum sağlığı arttırılsa dediğim, dahil olduğum meslek grubudur.

39. Mesleğin tam ismi Beslenme ve diyetetik olandır. Ancak sadece diyet kısmın odaklanılmıştır.

Küçüklüğümden beri balık etliyim son dönemde fazla 10 kilom vardı. artık bu işe son vermem gerektiğine karar verip online olarak görüşmeye başladım ve 7 kilo verdim. İşin güzel tarafı ise bunu yağdan verebilmiş olmam. Bundan öncesinde de 6 kiloları vermiştim ama düzgün veremediğim için eski düzenime geçtiğimde tekrar aldım.

Ben Google yorumları ve ekşide önerilmesiyle kendisiyle tanıştım. Canım diyetisyenim Gülşen sarı. Öğrenci olmam sebebiyle paketli şeylere yöneliyordum. diyette ve diyet dışı yemeyi, bunu alışkanlık yapayım diye kendisi benim buzluğuma varana kadar listeler hazırladı. Kısa pratik tarifler hazırladı. Vücudum için periyotlar halinde videolar gönderdi. Ara öğünlere göre kaloriye bakıp evde yapılan tatlıları bile yedim. Kilo vermem yavaşladığında "asıl amacımız beslenme düzenini oluşturmak ikinci amacımız kilo vermek" diyordu. Öyle de oldu şu an diyet yapmıyorum ama kendim denge kurmayı öğrendim.

Kendisinin de söylediği gibi mutlu diyet yaptım swh. Herkese böyle diyetisyenlerle diyet tavsiye ediyorum. (gizlinot: Diyetisyen Gülşen Sarı)

Edit: bir de şunu eklemek istiyorum. Birçok diyetisyen kendi çayını, Atıştırmalıklarını, ekmeğini VS üretmiş. Ara öğünlere üçer beşer bunlardan ekliyor. Yani zaten ücret ödüyoruz ek olarak bunlara mahkum kalıyoruz. Bu duruma çok dikkat ederek anlaşmanızı öneririm, yani çayı VS olmayanla anlaşın. başka türlü cebiniz boşaldığı için zayıflamış olursunuz.

40. hamilelik öncesi 2 farklı diyetisyenle çalıştım ve kilo verirken aç geziyordum. şu anki diyet sürecimde aç kalmadan kilo veriyorum.

doğum kilolarını verip tam motivasyonla koruma döneminde olan arkadaşımın diyetisyeniyle online görüşmelerle 8. haftama girmiş bulunmaktayım. emzirme dönemindeyim, 7 haftada 6.9 kilo verdim. hedefim 10 kiloydu, böyle motive devam edebilirsem 12-13 kilo vermek çok da uzak görünmüyor artık.

diyetisyenle görüşmem o hafta neler yaptığımı konuşmakla başlıyor. kaçamaklar, her öğünde listeye bağlı kalma ve fiziksel aktivite durumunu konuşuyoruz. sonrasında da yeni liste için bu hafta buzdolabımda olan veya canımın istediği özel bir şey varsa onu konuşuyoruz. akdeniz tipi beslenme anlayışıyla ilerlediğimiz için özellikle koruma dönemine girip yollarımız ayrıldığında ve işe başladığımda yemekhanede veya sosyal bir ortamda bir öğünü nasıl daha doğru seçim yaparak sağlıklı bir hale getirebiliriz konusunu mutlaka konuşuyoruz. her listede en az 2-3 tane farklı tarif veriyor. 7 haftada 3 paket yulaf tükettim ama toplamda 2 kere filan yulaf lapası yedim, onda da vaktim kısıtlı olduğu ve saçma bir şey yemeyeyim diye. yulafı lapa olarak sevmediğimi belirttiğim ve hamur işi çok sevdiğim için yulafı ıspanaklı börek, poğaça veya krep/pankek şeklinde tüketiyorum.

bununla beraber ortalık sahte psikolog ve sahte diyetisyen kaynıyor, denetim olmadığı için farkında olarak hareket etmek de biz tüketicilere düşüyor.