yeni
popüler
    sorular içinde ara
    yeni soru sor
    son sorular
    son cevaplar
    kategoriler
    • süslü
    • moda alışveriş
    • kuaför & güzellik merkezi
    • sağlık
    • spor
    • gönül işleri
    • aile arkadaş ilişkileri
    • cinsellik
    • eğitim & kariyer
    • seyahat
    • pet
    • sanat
    • bürokrasi
    • diğer
    girdi yaz
    medya ekle
    • linki kopyala
    • şikayet et
    • girdiler (29)
    • medya (0)

    1. İyi araştırıp,düzgününe gidilmesi gereken aktivite.Medicalparktakine gitmiştim 5 sene önce kan tahlili falan hiçbir şey yapmadı,bir liste çıkardı verdi o 6 öğünlük klasik listelerden çoğunuz biliyordur zaten.3 haftada bir gittiğimde 5 zeytini 3 zeytin yapıyor 2 dilim ekmeği çıkartıp yarım simit koymalar,bir daha gidiyorum bir dilim ekmek eksiltiyor yani liste nerdeyse tamamen aynı gittikçe daha fazla yürüyüş verdi ve küçücük değişiklikler yaptı işe yaradı mı yaradı ama devam etmedim artık boşa para verdiğimi anladım.Yani hastalığınız,özel durumunuz yoksa ve iyi bir diyetisyene gidecek paranız yoksa klasik diyet listelerini o 3 ana 3 ara öğün olanı uygulayıp bol yürüyüşle verebilirsiniz gerçekten işinde iyi ve ilgilenen biri değilse gitmeye değmez.

    8 temmuz 2017 12:46

    2. Bir zaman dukan diyetine başlamıştım. Ve benim kadar iradeli ve katı yapan var mıdır bilmiyorum yani o kadar iyiydim. Sonra bu amacından saptı. Gün içinde sadece bir kase yoğurt yer oldum. Kahvaltıda peynirden alırdım. Öğlen yok. Akşam da dersane çıkışı light yoğurt alıp yerdim. Yurtta kalıyordum bir de yurt yemekleri imkansız yani yemek için. Ben halimden memnundum. Zayıftım, güzel görünüyordum. Sindirim sistemimde problemler başlamıştı. Ama pek de umrumda değildi aç hissetmiyordum. Sonra bir gün bir diyetisyen geldi konferansa ve sınav senemde olduğumuz için beslenmenin önemini ve mutlulukla ilgisini anlattı. Hemen o akşam o diyetisyenden randevu aldım. Çünkü yaptığımın yanlışlığını biliyordum. Okul çıkışı gittim muayenehanesine. Zayıflayamadığım için ağladım bile. Fakat bana verdiği liste şuan anlıyorum ki herkese verdiğinden farksızdı. Ben özel bir durum olarak görür ve ona göre verir diye gitmiştim yoksa ben de biliyorum ne yenmeli ne yenmemeli. Mesela şuan o zamanları atlattım. Bir arkadaşım da gidiyordu o diyetisyeni iki ay önce falan. Bakıyorum listelerine bana verdiklerinden hiçbir farkı yok. Yani zayıflamak için gidenle sindirim sistemi sorunu, yediklerini kusma gibi problemler yaşayan birey bir tutulur mu. Ha o zamanları atlattım ama o diyetisyen bana hiç yardımcı olamadı. Beş ay kadar devam ettim ve kilo almaktan başka bir şey olmadı halbuki bana kilo almayacağıma dair yemin ediyordu. Bana da her gittiğimde eski listemden bir şeyler eksiltiyordu kilo aldığımı görünce. Bu öğünü çıkaralım şurdaki meyveyi bir yapalım bu çay yeşil çay olsun vs ufak tefek şeyler. E bunları ben de yapardım param cebimde kalırdı en azından. Yani bilemiyorum ben biraz önyargı kazandım diyetisyenlere bu deneyimden sonra.

    8 temmuz 2017 18:38

    3. her meslekte olduğu gibi iyisi ve kötüsü çoktur.

    ama bazılarının kafası eski bilgilerle doludur ve araştırmaktan acizdirler. günde iki dilim ekmek bir yumurta ile size kalori kısıtlaması getirecek ama şeker oranı yüksek diyetler verip gönderirler. her yerde bulunabilecek listeleri verip pışpışlarlar. iyi bir diyetisyense önce kan tahlillerine baktırır. vitamin eksikliğine, hormon bozukluğuna bakar.

    yani önyargılı olmaya hakkımız var ama ülkenin geneli böyle dediğim gibi. abuk subuk üniversite mezunları yapmamaları gerek işleri yapıyorlar. ben şuan bir diyetisyene gidecek olsam önce üniversitesine dikkat ederim ne biliyim. güncel makalesi var mı, varsa neler yapmış inceler öyle giderim. yoksa dört adet zeytin bir yumurta iki dilim ekmek ve peynirle olan kahvaltının sağlıklı olduğu konusunda hemfikiriz.

    8 temmuz 2017 18:58


    4. Ben genel olarak diyetisyenlere ön yargılıyımdır ama neden diyetisyenin zayıf olması gerektiğini anlayamadım. Herşey beslenmeyle bitmiyor belki bir rahatsızlığı var, belki kendini balık etliyken seviyor, belki sağlıklı buluyor kendini. Zamanında Taylan kümeliye de bu baskı yapılmıştı. Hepimiz mesleki bilgimizi hayatımıza uyguluyor muyuz gerçekten. Mesela ben başıma neler geleceğini bile bile sigara içiyorum ve yüzsüz yüzsüz insanlara neden bırakması gerektiğini anlatabiliyorum. Ne demişler doktorun dediğini yap yaptığını yapma.

    8 temmuz 2017 21:46

    5. endokrin girdisine kesinlikle katılsam da doğru beslenmede kilo problemi olmayan insanların da başvurabileceği yanı da var diyetisyenlerin. aramızda pek çok diyetisyen vardır inanıyorum ve insanların yanlarında olarak, idealize ettikleri kiloya ulaşmalarını kolaylaştırmışlardır, bir nevi destek ve koçluk etmişlerdir bu süreçte. eğer kişinin sağlıksal problemi varsa tahlillerinde elbet bunu çözecek olan hekimlerdir, ancak doğru beslenme ve aktivite alışkanlıklarının kazandırılması uzun bir süreçtir ve bunu mevcut sağlık sisteminde hekimlerden beklemek gerçek dışıdır.

    sanmıyorum ki bir diyetisyen kan tahlii istemeden, danışanın beslenme alışkanlığını öğrenmeden yola çıksın veya tahlildeki sınırlara uymayan "şeyi" beslenmeyle düzeltiriz boşver doktora gitmene gerek yok desin. aksine gereken tahlilleri zamanında yaptırmayan bir toplumdayız, diyetisyene gitmek bir manada, ufak yüzdede bir kısım için de olsa erken tanıya ortam verebilir veya bir hasalığın daha da ilerlemeden tedavisine neden olabilir. geçmişimde bir çok kez diyetisyene gittim hepsi kan tahlili istedi ve yumurtalığımda kist olduğunu diyetisyen ve cildiyeye gittiğim zaman öğrendim. beslenme alışkanlığımın kaliteli olduğunu ancak metabolizmamın yavaş oduğunu egzersiz yapmam, daha çok sıvı tüketmem gerektiğini ergen yaşlarda yine diyetisyenlerden öğrendim.

    küçük bir ekleme: arkadaşlar akıl almaz bir bilgi çağındayız. insanlık tarihinin hiç bir döneminde bilgiye erişmek, bilimsel bilginin bu kadar hızlı olması yaşanmamış bir gerçek. hal böyleyken elbette diyetisyenler sizin internetten okuduğunuz bilgileri söyleyecek. ama farkı şurada siz bu bilgileri muhtemelen kadın dergilernden ve onların yorumuyla elde ederken, onlar makalelerin araştırmaların aslını okuyor ve magazinel kısımları eğitimlerinin süzgecinden geçirerek atabiliyorlar. diyetisyenlerden mucize beklemeyin rica ederim. aynı şeyi psikologlara da yapıyoruz toplumca.

    8 temmuz 2017 22:56 9 temmuz 2017 00:00

    6. Diyetisyenin işi sadece kiloyla ilgili değildir arkadaşlar. Biz hastanede damar yoluyla beslenen hastalardan tutun da beyin hastalıklarına , kemik hastalıklarından yanık hastalarına kanser hastalarına kadar her çeşit tedaviyi öğreniyoruz. Kronik böbrek yetmezliğinin proteinini 0,8 g/kg verirken hemodiyalizde 1,2 civarı.. Yani ayrıntı da ayrıntı... Bi de bebek-çocuk beslenmesi pku hastaları fln hiç girmiyorum bile. Ben ankara Üniversitesinde çok kaliteli hocalardan eğitim almama rağmen Hocalarımız şişman genel olarak . ben de bazen yadırgıyorum ama kilo verme işi irade işi arkadaşlar (bi hastalığınız yoksa) yani siz sanmayın ki gittiğiniz diyetisyen kilo verdirmek için orda bütün gün oturuyor. İnanın göründüğü kadar kolay bi meslek değil. Ve bana soracak olursanız diyetisyenin eğitim aldığı okula ve uzmanlığına dikkat ederek gitmeniz çok önemli. Her meslekte iyi de kötü de vardır

    9 temmuz 2017 00:29

    7. hastasına sigarayı bırakması gerektiğini söyleyip kendisi sigara içen doktor ne kadar normalse kilolu diyetisyen de o kadar normaldir. siz kilonuzdan rahatsız olmuşsunuz/kilonuzla ilgili bir sağlık sorunu yaşamışsınız ve o kişiye siz gitmişsiniz. diyetisyen istemiyorsa isterse 1000 kilo olur yahu onun bilgilerini azaltmaz ki bu durum?

    9 temmuz 2017 01:22


    8. ben mi yanlış biliyorum diyerek konuya bir giriş yapayım. Şimdi diyetisyene gitmek kuaföre gitmek gibi bir şey mi? hello diyetisyen hanım/ bey biraz kilo vermem lazım ya da ben kilo alamıyorum bir ayda şu kadar versem, hani biraz uçlarından alalım der gibi düşüncelerle mi diyetisyenin yolunu tutuyoruz acaba? sanki toplumda öyle bir algı var gibi geldi bana çünkü.

    bir kere şunu en başta kabullenelim diyetisyen dediğimiz beslenme ve diyet uzmanları doktor değildir, yardımcı sağlık personelidir. herhangi bir kilo fazlalığı ya da eksikliği gibi bir durum söz konusu olduğunda, Tek başına kapısını çalıp gidilecek kişiler değildir. Sizin kilo fazlalığı/eksikliği dediğiniz şeyin altında yatan başka bir neden olup olmadığını ortaya çıkarmak, bunu teşhis etmek için evvela bir hekime ihtiyaç var çünkü.

    O yüzden de önce dahiliye uzmanına, hatta o da konunun bir diğer uzmanı olan endokrinoloji bölümüne gönderir, orada gerekli tahliller yapılarak altta yatan neden araştırılır. eğer kilo alıp vermede hormonlara bağlı bir durum ya da bununla ilişkili Olarak hastanın eşlik eden başka hastalıkları varsa onlar da göz önünde bulundurularak gerekli tedavi yapılıp, akabinde doktorunuz tüm bunlar ışığında sizi beslenme ve diyet uzmanına gönderir. yani işin hastane ayağında işler böyle yürüyor benim bildiğim. son zamanlarda daha popüler olan kliniklerde de mutlaka dahiliye ve endokrinoloji uzmanı yapılan tahlillerin ardından birlikte hastayı değerlendirip, tedaviyi gerçekleştirip, ona göre uygun bir beslenme programı belirlenmesi için diyetisyene yönlendirir yine. ayrıca bir de kilo alıp-verme sürecinde işin psikolojik etkileri konusunda gerekli desteği almak için psikolog da girebiliyor devreye. Yani hepsi komplike olarak çalışan bir ekip işi. bu ekipte hepsinin farklı görevleri var, birbirleriyle uyum içinde çalışan, hastanın en sağlıklı şekilde hedeflediği kiloda kalabilmesi için var olan bir kadro. diyetisyen de bu ekipte zincirin bir halkası ama tek başına bir şey yapmasını, mucize yaratmasını bekleyemeyiz. ya da aman canım ben de biliyorum ne yiyeceğimi, zaten gün içinde ne yiyorum ki diye düşünmemek gerek.

    Gün içinde yediğiniz şeyleri bir kağıda yazdığınızda, o size az görünen şeylerin kalori değerlerini görüp, aslında ne kadarına sizin vücudunuzun ihtiyacı olduğunu, bu sayede farkına varmanızı sağlayan kişidir diyetisyen. Atıyorum bugün kahvaltıda bir kaşık reçel yediğinde, o gün yiyeceğin meyvenin birinden vazgeçmen gerektiğini, yani işin aslı size doğru beslenmeyi öğretir. Ben burada kalori örneğini verdim ama, Mesele sadece kalori konusu da değil. Şunu şunu ye, bunu asla yemeden daha farklı bir şey yani. doğduğumuz andan beri sürekli bir şeyler yiyip içiyoruz, bir şekilde hayatta kalıyoruz. ama beslenmeyi, vücudumuz için en doğru gıdaları, hangi besin gruplarından, ne şekilde almamız gerektiğini bilmiyoruz sorun da bu aslında. Diyet bir yere kadar, ki artık diyet listesi de pek yok. onun yerine gıdaların birbiriyle değişimi konusunda bilinçlenme, vücuda neyin yarar sağlayacağı konusunda aydınlanma, yani sağlıklı beslenme işini öğrenebilmek için yardım alıyoruz diyetisyenden. Olaya sadece kilo verdirmek ya da aldırmak şeklinde bakmaktan daha farklı bir şey. kısaca niye kilo alıyoruz ya da kilo alamıyoruz sorusunun cevabı ve buna çözüm üretmek için hastayı tedavi etme işi doktorun uzmanlık alanıdır, diyetisyenin değil. Zaten Kilo dediğimiz şey de sadece yiyip yememekle, yani beslenmeyle ilişkili bir şey değil pek tabii ki. öyle kodlandığı için beynimize işin tek yolu bu gibi geliyor sadece.

    ayrıca diyetisyenin kilolu olması konusunda tamamen onu baz alarak konuşursak da, o zaman etrafımızda gözlük takan bir göz doktoru ya da işinin ehli evli bir boşanma avukatı da olmaması gerekiyor bu mantıktan hareketle diye düşünüyorum ben.

    9 temmuz 2017 04:05 9 temmuz 2017 04:10

    9. aslında bu konu hakkında yazmayı hiç düşünmüyordum, bir diyetisyen olarak uzaktan okudum sadece yazılanları. yazmayı düşünmeme sebebim ise hep, her yerde aynı tartışmaların yapılıyor olması ve insanların bizim neler yaptığımızı hala öğrenememiş olmasıydı. bıktım yani bi nevi. Anlatıyorum anlatıyorum yine boş, fakat 5 dakika önce sözlüğe girdim, (yazar: zedcezir )'in (link: http://www.suslusozluk.net/n/625624/ bu) girdisi tam anlamıyla tepemin tasını attırdı ama yine de sakin kalarak her şeyi açıklamaya çalışacağım. yani bu girdi 1. kaynak olan işin uzmanı diyetisyen tarafından yazılıyor. beslenme ve diyetetik okuyan süslülerimizi tenzih ediyorum çünkü bu mesleğin neler yaptığı teorik bilgilerle değil pratik bilgilerle daha net olarak açıklanıyor. bu arada her meslekte olduğu gibi iyiler ve kötüler tabi ki var bunu da söyliyim.

    ben gazi üniversitesi mezunuyum ve akademik geçmişi çok iyi, çok donanımlı hocalardan ders alarak mezun oldum. bunu niye söylüyorum türkiye'nin birilerine rant sağlamak veya başka amaçlarla kurulan 36295 üniversitede de beslenme ve diyetetik bölümü açıldı ve inanın bana 1 tane bile bölüm hocası olmayan "meslektaşım" var. o yüzden onları savunmak değil niyetim, benim niyetim benim aldığım eğitim doğrultusunda biraz olsun size neler yaptığımızı gösterebilmek. şimdi öncelikle kaynaklarla konuşmak istiyorum. yukarıda bahsettiğim girdide, spor mezunlarının yani genel tabirle besyocuların daha çok beslenme eğitimi aldığı savunulmuş. (link: http://sporbilimleri-bedenegitimi-spor.gazi.edu.tr/posts/view/title/beden-egitimi-ve-spor-ogretmenligi-bolumu---akts-141794?siteUri=sporbilimleri-bedenegitimi-spor buyrun) bu onların ders programları. içerisinde sadece 1 adet beslenmeyle ilgili ders var, 2 saatlik teorik bir ders ve sadece 1 dönem görülüyor, o da egzersiz ve beslenme adında bir ders.(link: http://sbf-bdb.gazi.edu.tr/posts/view/title/beslenme-ve-diyetetik-bolumu-lisans-egitim-programi-69944?siteUri=sbf-bdb bu) da benim bölümümün aldığı ders programı. takdiri size bırakıyorum diyecek tek kelimem daha yok bu konuda.

    bakın arkadaşlar ben size karşı açık konuşacağım. benim okulumda en azından ki diğerlerinde de eminim çoğunda böyledir, biz sizin o yaptığımız tek iş sandığınız "hadi diyetisyene gidelim de zayıflayalım" kısmını 2 hafta falan görüyoruz ders olarak ve bizim hocalarımızın en en en önemsemediği kısım bu. bundan sonrası kendini geliştirmiş olmana bağlı. bizim işimiz asıl hastalıklarda beslenme, asıl eğitimini aldığımız şey zayıflatma değil hastalıklar. ha hastalıklarda beslenme diyince sadece hastalıklarda beslenme kısmını öğreniyoruz, hastalık kısmını atlıyoruz sanılmasın. o hastalığın patofizyolojisini, epidemiyolojisini, nedenlerini, komplikasyonlarını hepsini öğreniyoruz ki beslenme tedavisi yazarken neye göre yazdığımızı bilelim. yaptığımız işler sadece hastalıklarda diyet de değil, merak eden hangi dersler aldığımıza yukarıda bıraktığım linkten inceleyebilir çünkü girdi yeterince uzun oldu, daha fazla uzatmak istemiyorum. bu arada o "hep aynı listeyi veriyolar yeeaaa" dediğiniz diyetisyenlerden de çok gördüm. özellikle devlet hastanesinde çalışanlardan. bunu onları haklı çıkarmak için söylemiyorum ama ordaki diyetisyenler sadece "zayıflama diyeti" yazmıyor. yani siz onu orda oturuyor görüyorsunuz sürekli ama onun baktığı klinikler var, oralardan arta kalan zamanda poliklinik bakıyor oluyor genelde ki bazı diyetisyenler mutfağa bile bakmak zorundalar. ve devlet hastanesinde üzgünüm ama size chia pudingi, kinoa salatası diye diyet ayarlayacak vakitleri yok. biliyorum bu bir bahane değil chia pudingi yazmamalarında biliyorum ki çoğu kendini geliştirmemiş olanlar. yukarıda belirtmedim ama diyetisyenler toplu beslenme hizmeti veren kurumlarda da yönetici diyetisyen pozisyonunda çalışıyor. hani yaptığımız tek şey zayıflatmak değil yani, enteral parenteral beslenmeden bahsetmiyorum bile.daha fazla söyleyecek çok şeyim var gerçekten ama araştırmadan spor hocasının daha fazla bilgisi olduğunu söyleyebilen insanlar bile olduğu için boşa gidecek diye düşünmeden edemiyorum. eğer yaptıklarımız hakkında daha fazla bilgi almak isteyen olursa mesaj kutumu morartabilir. he bi de unutmadan anatomi dersi beslenme açısından önem arz eden bi ders değil biz de aldık o dersi, insanın atar damarlarının nerelerden geçtiğini bilince diyet yazılmıyor yani ^^

    9 temmuz 2017 11:43 9 temmuz 2017 12:12

    10. Ben acıbademe gitmiştim. Bir haftada 1.5 kilo sadece yağ vermiştim, biraz spor da yapıyordum. Sonra bıraktım çünkü çok düzenliydi ve açken yiyemiyor tokken yemek zorunda kalıyordum.

    9 temmuz 2017 11:47