1. İktiyozis, insan ve evcil hayvanlarda görülen kalıtsal bir cilt hastalıkları ailesidir. İktiyozis kelime anlamı olarak "balık cildi" demektir. Bu hastalığın görüldüğü insan ve hayvanlar balığın pullarını andıran bir görünüm içindedir.
İktiyozis , kuru, kalınlaşmış, pullu cilt ile karakterize genetik geçişli cilt bozuklukları ailesidir . 20'den fazla iktiyozis tipi vardır . Semptomların şiddeti iktiyozis tiplerinin her birinde farklılık gösteriyor . İktiyozis , yunanca "balık" anlamına gelmektedir . Çünkü kuru ve pullu cilt tüm iktiyozis formlarının tanımlayıcı özelliğidir. Halk arasında balık pulu hastalığı veya balık pulu derisi hastalığı olarak bilinmektedir.
Semptomların şiddeti, normal kuru cilt ile karıştırılabilen iktiyozis vulgaris gibi en hafif, en yaygın tiplerden , palyaço tipi iktiyozis gibi hayatı tehdit eden koşullara kadar çok büyük ölçüde değişebilir . İktiyoz vulgaris vakaların% 95'inden fazlasını oluşturur. Hafif iktiyozis insanlar normal bir ömre sahiptir. Bununla birlikte, en ciddi kalıtsal tipler hayatı tehdit edici olabilir.
Bu hastalığı miras aldıysanız, ömür boyu ona sahip olacaksınız. Altta yatan neden tanımlanır ve tedavi edilirse edinilmiş hastalık sadece daha iyi olabilir.
Hastalık ilk kez 1771 yılında Edward Lambert isimli bir hastayla tanımlanmıştır . Kirpi adam olarak anılan Edward lambert’ten sonra hastalık 3 kuşak sonraki ailesinde bile görülmüştür
Bazı yayınlarda 250 hastada 1 görüldüğü bildirilmiş olsa da genellikle hafif tipleri daha yaygın olarak görülür.
İktiyozis eskiden deride lepraya benzer bir görünümü olması sebebi ile sözde cüzzam adı ile de bilinmekteydi ancak lepra gibi mikropların yol açtığı bir hastalık olmayıp tamamen doğuştan ve kalıtsaldır. Aynı ebeveynlere ait birden fazla bebeğin bu durumda doğma ihtimali çok yüksektir.
En az 20 farklı iktiyozis türü vardır. Bazı tipler doğumda miras alınır ve diğer tipler yetişkinlik döneminde edinilir.
İktiyozis için bir tedavi yoktur, ancak günlük bir cilt bakımı rutini genellikle semptomları hafif ve yönetilebilir tutar.
esasen sedefin bir türü olup sedef gibi ağrılı, sancılı, mikrobik bir hastalık değildir. cüzzama benzer ama yine cüzzam gibi mikrobik değildir. sadece cilt bariyeriyle ilgili a vitamini eksikliğinden kaynaklanan deri yüzeyinde gelişen bir durumdur.
genetik olarak ailemde annemin dayısında ve küçük kardeşimde var. annemin dayısında orta seviyeye yakınken kardeşimdeki türü en alt seviye olan iktiyozis vulgarisdir. ailesinde bu hastalık olan bireyler asla akraba evliliği yapmamalı. hatta 5. göbekten biriyle bile evlenmemeli ki benim anne ve babam severek evlenip 4. göbek akraba olmarına rağmen kardeşimde çıktı. o yüzden akrabalarınızın hepsi kardeşiniz ve bacınız olmalı fdsfds
erkek çocuklarında çıkma olasılığı kız çocuklardan %30-40 daha fazladır. çünkü y kromozumunda daha kolay taşınan bir genetik hastalıkmış.
şimdi en önemli kısım olan bu hastalığın bakımına gelelim. kardeşim doğustan sahip olduğu için doktor doktor gezdik ama doktorların hepsi excipial lipo verip gönderiyordu. hatta bu ilacı eczaneler iktiyazis hastalarına neredeyse ücretsiz veriyor. rapor almalısınız tabi ki.
şu an kardeşim 19 yaşında ve iki senedir cildi neredeyse muhteşem seviyede. hatta normal ciltten daha parlak halde diyebilirim. biz bunu acneleyse, yağ bazlı temizleyiciler ve atopik ciltlere özel nemlendiriciler sayesinde sağladık. öncelikli acneleyse ilk aşamada biraz ağır geliyor. ilk kullanımımızda iktiyozisli bölgeye sadece acneleyse kullandık ama maalesef cildini çok hassaslaştırdı. sonra excipial lipo, avene markasının dexerly, eyüp sabri tuncerin bimlerde satılan vücut losyonu, cosmed markasının atopik cilt losyonundan herhangi birine genelde eyüp sabri tuncerin losyonuna acneleyse tüpün 4 de birini bazen 3 te birini katıp karıştırarak sürmeye başladık. başlarda cilt kalın olduğu için üstteki sert deriyi atmakta zorlandı o yüzden acneleyse oranını yüksek tuttuk ama her gün kullanarak bir aylık bir zaman zarfında deri tamamen ölü derilerden temizlendi. bu süreçte ipek kese ile hafif bir keseleme işlemi de yaptı çünkü cilt o kadar kalındı ki ölü derinden arınması zor oldu. kalın ve pullu deriden arındıktan sonra karşımıza biraz hassas ve kırmızı bir cilt çıktı. bunun üzerine haftada üç gün dozu azaltılmış acneleyse karışımlı est losyonu kullanmaya devam etti. her duş sonrası veya iki günde bir bazen de her gün ceravenin losyonları veya cosmedin atoik losyonları tek başına kullandı. yağ bazlı temizliyiciyi de sadece duşta kullandı. hatta yağ bazlı temizleyiciyi kullanmadığı zamanlar daha da çabuk pullanıyordu. o yüzden bu bakımda yağ bazlı temizleyici bizim için elzem. ölü deriden ve pullardan arındıktan sonra cildini gözlemleyip pullanması arttıkça acneleyse kullanımını artırıp, durumuna göre azaltıyordu. her gün atopik cilt kremi ve her duşta da yağ temizleyici kullanıyor hala. bu anlamda sadece üç ürün kullanıyoruz. birincisi acneleyse karışımlı cilt losyonu, yağ bazlı temizliyici ve cilt bariyerini onaran güçlendiren bir losyon. arada bir de besleyici yağları sürüp gece uyuyor sabah yağ bazlı temizleyici ile duş alıyor.
havası nemli iklimler çok iyi geliyor. denizde güneşlenmek, tuzlu su ile aşırı muhatap olmak, cildi kurutan her hava koşulu hiç iyi gelmiyor. hyaluronik asit hapları ve su tutan her şey içerden besliyor. protein ve sebze ağırlıklı beslendiğinde yine çok çok daha iyi oluyor. bakmayı bıraktığında ise hemen ince ince pullanmaya devam ediyor ama asla eskisi kadar kalın ve pullu olmadı. bir sene bu bakımları yapmasa bence eskisi gibi olur. ama iki yıldır cildi çok düzeldi ve eskisine göre çok daha az hassasiyeti var. ben de kardeşimin deneyimlerinden faydalanıyorum.
özetle bakım isteyen, sürekli özen bekleyen bir hastalık. umarım birilerine yardımcı olabilmişimdir. iyi geliyor dediğiniz her şey için lütfen bana mesaj atın :)
edit: yazmayı unutmuşum üreli kremler de çok iyi geliyor. excipial lipo zaten üreli ve yağlı bir krem ama biz rossmanlarda satılan isana med markasının üreli krem, losyon ve maskelerinden memnun kaldık. özellikle ayak maskesi süperdi.