yeni
popüler
    sorular içinde ara
    yeni soru sor
    son sorular
    son cevaplar
    kategoriler
    • süslü
    • moda alışveriş
    • kuaför & güzellik merkezi
    • sağlık
    • spor
    • gönül işleri
    • aile arkadaş ilişkileri
    • cinsellik
    • eğitim & kariyer
    • seyahat
    • pet
    • sanat
    • bürokrasi
    • diğer
    girdi yaz
    medya ekle
    • linki kopyala
    • şikayet et
    • girdiler (1)
    • medya (0)

    1. Sebk: eritme, öne geçme, tarz.

    Hindi: hintliler ile ilgili olan, hint dili.

    Özellikle divan edebiyatı olmak üzere edebiyatı belli dönemlerde etkilemiş hint tarzı veya biçemi. Kısa ve anlaşılır bir şekilde açıklanmışını aşağı bırakıyorum.

    "Sebk-i Hindi, edebiyatta (özellikle divan edebiyatında) Hint tarzı, Hint biçemi demektir. Türk edebiyatında bir edebi akım (bazı akademisyenler tarafından akım olarak kabul edilmez) olarak ortaya çıkmıştır. Hindistan’da, Babürlü Hint-Türk hükümdarlarının saraylarında Farsça yazan ozanlarca geliştirilmiştir. Edebiyatımızda XVII.yüzyıldan başlamak üzere etkisini göstermeye başlamış kimi şairlerimizde bütün özellikleri görülürken kimi şairlerimizi kısmen etkilemiştir. Sebk-i Hindi'nin edebiyatımıza ses, kafiye ve yeni kelime bulma yönünden etkileri olmuştur.

    XVII. yüzyıl divan sanatçılarından Nef'i, Naili, Neşati, Fehim-i Kadim, Kamil gibi ozanlar, bütünüyle bu akım içinde yer almamakla birlikte ondan etkilenmişlerdir. Nabi hikemi üslup içerisinde yer almakla birlikte bu akımdan etkilenmiştir ancak onun şairliği hikemî tarzda daha baskındır ve bu yönüyle bilinir. Bu akımın 18. yüzyıldaki en önemli temsilcisi Divan edebiyatının son ve en büyük şairi Şeyh Galip'tir.

    Böylece, Sebk-i Hindi’nin, "Bilmeceyi andıran karmaşık mazmun ve anlatımlar, hayal oyunları, güçlükle anlaşılır, beklenmedik ve alışılmamış benzetmeler, sentetik bir şiir dili" (Fahir İz) olarak sıralanabilecek özellikleri, divan şiirinin kalıplarını kırmak yerine bu kalıplarla oynamak ustalığına yol açmıştır denilebilir.

    Bir bakıma bu, şiiri bütünüyle zihinsel çalışmanın ürünü yapıyor, çevreden, yaşamdan kopararak düşünceyle sınırlıyordu. Şiirde bilgece tutumun, atasözlerini kullanmanın, özdeyiş niteliği taşıyan dizeler düzmenin yaygınlaşması da bunun sonucudur."

    Ukte: (yazar: narcisse )

    4 aralık 2016 22:27