the umbrella academy

1. ilk bölümüyle ilgimi çeken sıkılmadan izlediğim bir dizi oldu. süper kahraman hikayelerini farklı bir tarzla ele alıyor, aksiyon sahneleri kesinlikle ucuz değil, ellen page'in bile dahil olduğu oyuncu kadrosu gayet iyi, misfits'den beri bayıldığım ama çok fazla yerde izleyemediğim robert sheehan da kadroda ve karakteri yine oldukça misfit. (link: https://www.youtube.com/watch?v=rNUsOaB5V2c !)

netflix içeriğinde olan avrupa, amerika menşeili ne kadar yapım varsa izlediğim en son kore dizilerine sardığım, sex education ve russian doll'dan sonra bir 3-5 gün idare edecek yeni bir dizi daha çıktı neyse, sevdim ben, izlenesi bir dizi olmuş.

2. Beş yıl önce dağılan my chemical romance'in solisti ve frontmani olan gerard way'in yazdığı ödüllü çizgi roman serisinden uyarlanan netflix dizisi. Diziden öyle bir "danger days" (my chemical romance'in 2010 yılında çıkan albümü) tadı alınıyor ki açıp dinleyesi geliyor insanın, zaten gerard way ve kardeşi mikey'in beraber çaldıkları şarkılar da dizide mevcut.

-kardeşim mikey way ve çizgi roman okuyarak, lazer silahlarıyla ateş ederek ve dünyayı kurtararak harcanan tüm o cumartesiler için.

3. Aslında dizinin konusunu, çekimi, müzikleri falan çok sevdim. Ama niyeyse oyuncuları benimseyemedim, bir olmamışlık var. Klaus yani robert sheehan hariç tabii. O adamı çok seviyorum. Onun dışındaki karakterleri hiç sevmedim :( 

4. netflix' in geçtiğimiz hafta yayınlanan ve benim bir solukta bitirdiğim grafik romandan uyarlanmış 10 bölümlük bir dizidir.

the umbrella academy gerard way tarafından yazılmış,gabriel ba tarafından çizilmiş bir grafik romandır. konusu kısaca belli bir günde 48 kadının güne normal başlayıp nasıl olduysa gün bitmeden hamile kalıp ve çocukları doğurması ile başlıyor. egzantirik bir milyoner bu çocukların 7 tanesini evlat ediniyor ve the umbrella academy' i kuruyor.

zaman geçtikçe bu çocukların birbirinden farklı yetenekleri ortaya çıkıyor ve tabi doğal olarak suçla savaşmaya başlıyorlar.

Hiçbir bölümünde sıkılmadığımı, severek izlediğimi belirtmek isterim. tavsiye levelim 10/10 beğeni levelim ise 10/9' dur.

5. Özellikle 2. bölümden itibaren çok yavaş ilerliyor. Akıp gitse 2 günde bitirirdim muhtemelen ama yavaş gittiği için bir haftamı aldı bitirmek.

Oo müthiş mutlaka izleyin değil ama İzlenir.  

6. Bir iki bölüm izlettirip sonra kapattırmaz. Sonuna kadar izlenir. Ama yeni sezon gelsin ay neler olacak nolur hemen başlasın diye bir heyecan yaratmıyor. Klaus sen benim bebeğimsin. 

7. vanya ile (gbkz: la casa de papel) tokyo'yu aynı karakterde gören bir ben olamam değil mi?!?!

aynı beyinsizlik (gizlinot: shit)

...

spoil

...

biri tropik adada sıkıldım diye bütün takımın ağzına etti, diğeri de 4 yaşında yapılmış bir şeyden (gizlinot: bir fısıltı duydum) kardeşini sorumlu tuttu!!!

netflix yapımlarının ortak özelliği; her yapımda bir mal var...

neyse, 1. sezon bitti, yarın da 2. sezona başlarız, gidiyor işte, gideri olan süper kahraman dizisi...

8. Çok beğendiğim dizi. Çizgi roman havasında, eğlenceli. Klaus'u canlandıran aktör Robert Sheehan'ı oldukça yetenekli ve dolayısı ile izlenmeye değer buluyorum. Sadece Luther ve Allison arasında bir sinerji yakalayamadım, onu da hoş vakit geçirten bir dizi olduğundan görmezden geliyorum.

9. Hastası olduğum bir diziydi yalnız 3. sezon benim için bir garip sonlandı. Dizinin finalini yapmışlar gibi bir havası var, ayrıca tüm sezon boyunca her bölüm kendi içinde güzel ve heyecanlı olmasına rağmen bütündeki hikaye hiç ilerlemedi o sebeple sezon bitiminde çok tatmin edici bir his kalmadı bende. 

Klaus'un karakter gelişimi ve geldiği noktaya bayıldım o ayrı :)