1.
Belki on beş yıldır amaan geçer ya diye salladığım sivilcelere netice olarak konulan teşhis.
Efendim, bende özellikle bacak bölgesinde vardı. Zaman zaman geçer, sonra geri gelir bir durum. Son zamanlarda da baya çığrından çıkmıştı.
Bölgede ağrılı, yayılma eğilimli, iri sivilceler olarak başlıyor. baya bildiğiniz batık aslında. En büyük belirtilerinden biri sivilceler arası tünelleşme. Daha ileri seviyelerinde ameliyatlık olunabiliyormuş.
Şu an için fucidin ile müdehale etmeye karar verdi doktor. Direkt lazer yaptırmam gerektiğini söyledi. Sigara, insülin direnci ve dar kıyafetler + nightshades (domates, patates, kabak, patlican, biber tüketimi) tetikliyormuş.
Arada aklıma geldikçe editlerim tedavi sürecini.
27 mart 2021 12:25
27 mart 2021 12:26
2.
Elim sözlüğe değmişken bunu da güncelleyeyim.
Kremler hiç bişeye yaramadı. Sürdüğüm gün enfeksiyonu hafifletmek dışında bir çare olmadı. Lazeri sıklaştırdım ve hunharca peeling yapıyorum sanki daha bir dindi. İğneden ödü kopan biri olarak insülin direnci kontrolü yerine beslenmemi ele almaya karar verdim.
Bu arada, genetik midir bulaşıcı mıdır bilmiyorum ama kız kardeşim de senelerdir uğraşıyor. Şu an roaccutane tedavisiyle çözmeye çalışıyor.
3.
Halk arasında "köpek memesi" olarak bilinen, büyük sivilce ve çıbanlarla kendini gösteren hastalık. Çoğu cildiye hekiminin böyle bir hastalıktan haberi bile yok. Bu çıban/sivilceler koltuk altı, kalça, bacak, kasık, ense, boyun vb gibi sürtünmenin ve terlemenin yoğun olduğu yerler ile kıl köklerinin yoğun olduğu yerlerde çıkıyorlar. Aşırı terlemeden, fazla kilodan dolayı olabiliyor. Net sebebi belirsiz ancak genetik yatkınlık da bir faktör. Kesin bir tedavisi de yok, deneysel tedaviler ve roaccutane öneriliyor. İnatçı ve tekrarlayabilen bir rahatsızlık.
Erkek kardeşimin yıllardır kalçasında ve şakaklarının altında çıkan kocaman sivilce gruplarından bir türlü kurtulamamasından ötürü tanıştık bu rahatsızlıkla. Çocuğun inanılmaz bir aşırı terleme sorunu var, cildi de normalin üzerinde yağlıydı. Öyle ki jellerle yıkayıp özel toniklerle silse 10 dakika sonra hiç yıkanmamışçasına yağlanırdı. Doktorların çoğu anlamadı krem veya ufak tefek ilaçlar verip yolladı. Ben de çok araştırdım ama bir şey bulamadım, en son tesadüfen bir tweette böyle bir hastalıktan bahsettiklerini görüp araştırdım. Cidden bire bir örtüşüyordu belirtiler ve yeniden iyi bir doktora gitmeye karar verdik. Şimdi biraz pahalı ama dragos'ta bezmialem üniversitesi hastanesi var, cildiye hekimi semih bey (gizlinot: İnşallah isim vermemde sakınca yoktur) muazzam bir hekim. Önceden meslek hastalıkları hastanesi'ndeydi, oradan ayrılınca çok aramıştık kendisini. 6 aylık roaccutane tedavisi geçtiğimiz haftalarda sonlandı. Şimdi gözle görülür bir iyileşme var. Kalçasındakiler sık sık tekrarlıyordu, bu durum kesildi. Yüzündekiler de kurudu. İki bölgede de kist gibi kaldı ancak 6 ay-1 yıl içinde tamamen iyileşmesi bekleniyor. İyileşmezse de küçük bir operasyonla alınmaları gerekecekmiş. Eski yağlı cildinden de eser yok. Başta Tedavinin işe yaramaması halinde biyolojik ilaçlara geçeceğimizi söylemişti doktor bey. Her ay yapılan kan testlerini de dışarıda yaptırabileceğimizi söylemişti, biz de daha fazla masraf etmek istemedik ve sağlık ocağında yaptırdık.
Roaccutane riskli bir ilaç, yalnızca cildiye hekimleri tarafından reçete edilebiliyor. Düzenli kontoller yapılarak ve imza ile kullanılabiliyor. Bu yüzden bildiklerimi aktarmakta sakınca görmedim. Hekiminiz size özel bir tedavi planlayacaktır elbette, bizim tedavimiz bu şekilde oldu ve faydasını gördük. Bu hastalıktan muzdarip olan herkeste roaccutane işe yaramayabiliyormuş, ileri seviyelerde kistlerin ameliyatla çıkarılması gerekebiliyormuş. Umarım başta benim kardeşim olmak üzere herkes şifa bulur ve tekrarlanmayacak şekilde iyileşir.