1. 2022 yapımı Peter Craig'le birlikte senaryoyu yazan Matt Reeves'in yönettiği, DC'nin yeni batman filmi.
(gbkz: ---spoiler---)
film girişinde batman'in iç sesiyle başlıyor. batman başlangıçta 20 yıldır kaosa boğulmuş şehrin kötülerinin korku ve gizemle sindirilmesi gerektiğini düşünüyor. bu yüzden karanlıkta kalmış, kendine "intikam" diyen ve basbaya ergenlik yapan bir batman var. herkes gibi ilk yarısına bayıldım. fakat, herkesin aksine ikinci yarısına da bayıldım.
tek tek gidersem, dedektif bir batman'inimiz var. iyi polislerle iş birliği içinde. şekilcilik yapacak olursam, kostüm, araçlar, robert'in çenesi ve makyaj olayı bence şahane. wayne istasyonu şahane. batman tam bir ergen. alfred'i azarlıyor, küçümsüyor. kelimenin tam anlamıyla bazı sözleriyle itin götüne sokuyor. fakat anlıyoruz ki alfred düz uşak değil. evde bulunan hizmetçilere kahyalık, bruce'a babalık yapıyor. şifreleri çözmede de yardımcı oluyor, pek başarılı olmasa da. buna rağmen düzenli olarak "sen wayne değilsin, sen babam değilsin" tribi yiyor. bruce işleri sallamış, aile mirasının "gotham ve onun insanları" olduğu fikrine çok saplanmış. ilk cinayetten itibaren riddler'ın niye ona saplantılı olduğu bir gizem. zaten film çok dolu: catwoman, riddler, penguin, falcon, polis abimiz falan hepsi var.
film ilerledikçe bruce'un batman'ın insanlar içinde takındığı kimliği olduğunu, asıl kimliğinin batman olduğunu çok hissediyorsunuz. cenaze sahnesinde bruce o kadar eğreti duruyor ki, sosyal anksiyetesinin azmış olduğunu hissediyorsunuz. bununla birlikte kostüm giyip kötüleri döven, bir çatıdan atlarken uçabilmek için kostüm yaptıran (ve aşırı başarısız bir uçuş gerçekleştiren), ölümüne trafikte takip yapan bir deli olduğunu anlıyorsunuz. yani hakkaten gözü kararmış.
yine de şeyi çok sevdim. bruce zekası 100 olan bir karakter değil. zenginliği ve kas gücü 100 olan, zekası 60 civarında gezen birisi. bulmacalara yetişebilse de dosyaya yetişemiyor. acemiliği belli. ispanyolca kısmında sıvıyor. penguen peşinde tüm şehri yakıyor fakat yani kanatlı canlı diyince insanın aklına penguen de gelmez artık yuh.
cat woman'ı mutlaka konuşmalıyız. zoe ne kadar güzel olsa da bence ona ayrılan dakikalar alınıp alfred'e verilmeliydi. sahnesi olsun diye biraz şişirilmiş. sanki birileri "film çok erkek filmi oldu, buraya bir cat woman atalım" diyip onun sahnelerini yazmış gibi. yine de motorla birbirlerinden uzaklaştıkları sahnede içimden "when i see you agaaiinnn aaaaa" diye haykırdım adsfasdfad.
ikinci bölümün gömülme sebebi filmin temposunun bir tık değişmesi. ki bence değişmedi. film batman'ın karakter gelişimi gösterdiğini göstermeye çok odaklandı. alfred'in bombalı paketi açması çok salakça yazılsa da, hastanede bruce kaybetmekten korktuğu insanların olduğunu hatırladı. ailesinin pürüpak temiz insanlar olmadığını keşfetti. önemli olanın aile mirası olmasa da gotham insanları olduğunu anladı. ve korkunun tek başına çok zarar verdiğini, umut da olmak zorunda olduğunu anladı.
ve fakat şunu da söylemek zorundayım, riddler'ı oynayan oyuncu muhteşem oynamış. ben yakalandığı anda o gözüyle takip ettiği sahnede hakikaten korkudan ürperdim. ayrıyeten, riddler başarısız olmadı arkadaşlar. riddler gotham'ın ağzına serumla beslenmek zorunda kalacak kadar sıçtı. şehri su bastı, dışarıdan federal yardım geldi, insanlar öldü, başkan ölmese de vuruldu. (bu arada o silahla, o başkanı vuramayan da...) şehir sıfırdan tekrar yapılıyor falan... riddler niye ağlayıp tepiniyor anlamadım ben. riddler yetimliğiyle bruce'u kendine yakın görüyor. ama görüşmede batman'ın yine mağra adamına dönüşmesi bence güzeldi. fakat hiç üzülmesin riddler kardeşimiz. gotham bir süre daha yatalak kaldı.
(gbkz: ---spoiler---)
son olarak benim en favori batman filmim budur. nolan'ın batman'ı batman filminden çok nolan filmidir ve başrolü joker'dir. fakat burada çizgiroman içinde gibisiniz. makyajlar, tavırlar, başlangıç filmi modu çok iyiydi. seven herkese izlemesini tavsiye ederim.