1.
okuduğum kadarıyla sadece otizm de değil depresyon, şizofreni, obsesif kompulsif bozukluk ve bipolar hastalarını da tedavi eden bir beslenme düzeniymiş. ömür boyu uygulanan bi düzenleme de değilmiş. 1-2 yıl yapılıyormuş. tüm tahıl ürünleri kesiliyo, laktoz içermeyen süt ürünleri kullanılabiliyor, nişasta içermeyen meyve ve sebzeler tüketiliyo. yediğiniz meyveyi dahi arıtılmış suyla yıkamanız gerekiyo. hayvansal yağlar tüketiliyo mümkün olduğunca doğal. işlenmiş hiç bir gıda tüketilmiyor filan. damak tadıma düşkün biri olarak zorlanacağımı biliyorum ama bipolar bozukluktan vurdu beni. kesinlikle denemeliyim.
Edit: başlık başıma kalmış buarada.
2 temmuz 2015 21:46
30 temmuz 2015 08:40
2.
cesaretimi toplayıp bugün başladığım beslenme şekli. uzun ömürlü olur inşallah..
merak edenler için (link: http://www.gapskitap.com/ gapsdiyeti)
edit :bugün tam 1 ay oldu ve bu süreçte sadece 1 kadeh şarap dışında diyete uydum. giriş diyetini yapmamın imkanı yoktu o yüz tam gapsle başladım. şekeri,unu,karbonhidratı,gluteni,baklagilleri tamamen kestim. günde yediğim 1 dilim ekmek ne kadar kıymetliymiş bu süreçte onu anladım, çünkü uzunca bir süre doymadım deli gibi yedim. midem artık ekmeksizliğe ya da pilavsızlığa alıştı. bu süreçte 3 kilo falan verdim ama görüntüde 5 kilo gibi duruyorum. inceldim, şişkinliğim azaldı. evet zor bir süreç yok kemik suyu yok fermente turşu,badem unu ve diğerleri.. ama bağırsak sorununuz varsa denemelisiniz. hala midemde şişkinlik oluyor ama 3 ay yapan birisinin şikayetlerinin çok azaldığını duyunca motivasyonumu bozmak istemiyorum.kendime ödül olarak bu ay için 1 duble rakı verdim (o kadarcık bozmaktan bişey olmaz diye avunuyorum) deli gibi şu sağlıklı beslenme üzerine olan instagram hesaplarına bakıyorum tarifleri uygulamaya çalışıyorum çünkü gerçekten zor bir beslenme alternatif üretmek zorundasınız. dayanabilirsem 2 ay daha yapmak istiyorum hakkımda hayırlısı..
3 ay sonra gelen edit : evet belki benim yerimde başkası olsa 15 kg falan verirdi ama maalesef ben o kadar veremedim. ama ne mi oldu kalçadan 1 beden belden 2 beden inceldim. cildimdeki sivilcelere hoşçakal dedim. kronik ürtikerim çok şükür bitti ve ben bu beslenme şeklini alkole olan zaafım nedeni ile çok bozdum. belki alkol almasaydım o göbeğimdeki yağlar zamk gibi yapışmaz ve erirdi. artık benim için diyet değil genel beslenme şekli oldu o yüzden de elimden geldiğince bozmamaya çalışarak devam edeceğim. karatay,paleo,ketojenik,gaps hepsi de hemen hemen aynısını savunuyor. şekeri ve buğdayı hayatınızdan çıkarın!
6 mart 2017 15:09
7 haziran 2017 12:23
3.
bu diyeti insülin direncim, pkos ve haşimato tiroidim için deneyecektim. özellikle haşimato, otoimmün bir rahatsızlık olduğundan öneriliyor. ama gerçekten uygulaması zor bir diyet. tek başıma uygulayamam, zaten mutfakta yemek yapmayı da pek beceremem dedim, uzmanlarının da muayene fiyatları 500 tl'den başlıyor, o da tek seans fiyatı. ee bir de ben süt ve süt ürünleri gibi ürünlere bayılan biriyim, dedim asla yapamam. okuduklarımdan yanlış hatırlamıyorsam ilk etapta süt ve süt ürünlerini hayatınızdan çıkarıp booool boooool kemik suyu, fermente gıdalarla haşır neşir oluyorsunuz. sanırım bu süre zarfında baklagil yasaktı. daha sonra hayatınızdan çıkardıklarınızı birer birer zaman içinde ekleyerek başta geçirgen bağırsak olmak üzere kronik rahatsızlıklarınızdan kurtuluyorsunuz leveli tamamlarsanız. uygulayabilene helal olsun, şapka çıkarırım kendisine.
4 nisan 2018 19:50
5 nisan 2018 09:09
4.
Natasha Campbell'ın yazdığı GAPS Bağırsak ve Psikoloji Sendromu kitabında bahsi geçen beslenme şekli. Kendisi birçok hastalığın sebebinin bağırsak florasının düzgün çalışmamasından kaynaklandığını ve bu beslenme şekliyle otistik oğlunu ve daha birçok otistik çocuğu tedavi ettiğini iddia ediyor. Kitapta, yaptığı araştırmalardan otistik çocukların büyük çoğunluğunun bağırsaklarının da düzgün çalışmadığını farkettiğini söylüyor ve bağırsak florasıyla birçok hastalığı hem sebep hemde tedavi açısından ilişkilendiriyor. Ben huzursuz bağırsak sendromu hastalığının tedavisini araştırırken denk geldim kitabına ve bağırsakların düzgün çalışmadığında vücudun tüm dengesinin bozulduğu fikrine deneyimlediğim için katılıyorum. Bu beslenme şeklinde iki temel şey var; birincisi asla ama asla glüten içeren hiçbir şeyi tüketmemek. Glüten alerjiniz olmasa dahi kendisi glüten maddesinin insan vücuduna uygun bir besin olmadığını ve tüketilmemesi gerektiğini ayrıca bağırsağın işleyişini en çok bozan şeyin de glüten olduğunu iddia ediyor. İkincisi ise mümkün olduğu kadar probiyotik tüketmek. Probiyotik zaten bağırsak ilişkili rahatsızlıkların tedavisinde sık sık kullanılıyor. Günümüzde tükettiğimiz besinlerle artık yeterli probiyotiği alamıyoruz vücuduma, laktozsuz süt, kefir, yine laktozsuz sütle yapılan yoğurt gibi ya da daha kolayı direkt eczaneden hap probiyotik alarak bağırsaklara ihtiyacı olan bakterileri sağlamamız gerektiğini söylüyor doktor. Araştırmak ve uygulamak isterseniz mutlaka kitabını okumanızı tavsiye ederim online Pdf'i mevcut internette. Bence şehir hayatında çok zor bir beslenme şekli, glüteni tamamen kesmek, laktozdan uzak durmak bayağı zor şeyler ama bağırsakların vücudun ikinci beyni olduğuna inanan biri olarak ve oldum olası sıkıntı çeken biri olarak hayatımın bir döneminde mutlaka uygulayacağım beslenme şeklidir.